İki saat sonra..
Odama girip kapıyı çarpar gibi kapattıktan sonra sinirden saçlarımı karıştırıp çığlık attım, ne demekti ben onun yıllardır peşindeydim ve beni defalarca kez reddetmişti. Rezil olmuştum beni herkesin milyonların önünde rezil etmişti. Neymiş aslında onun tipi değilmişim ama zamanla bana aşık olmuşmuş, neymiş kesinlikle eşcinsel değilmiş, neymiş hayranlarını benden daha çok seviyormuş. Bu orospu çocuğuna güvenmemem gerektiğini biliyordum aslında ama belki demiştim, sanki orada değilmişim gibi her şeyi kendine göre cevaplamış tek kelime konuşmama izin vermemişti.
Odamın kapısı açıldığında yatağın üzerindeki yastığı alıp hızlıca ona fırlattım, yüzsüz gibi ne diye geliyordu halâ. Yüzünü görür görmez bütün sinirlerim inanılmaz bir hızla tepeme çıkıyordu.
"Sevgilim?" Dediğinde inanamaz bakışlarla yüzüne baktım, bu adam beni delirtmek için bilinçli olarak elinden geleni yapıyordu.
"Çık odamdan, öldürürüm seni!"
"Bebeğim ne diye bu kadar sinirlendin ya, ne dedim ben??"
"Ne mi dedin, eskiden beni beğenmediğini sıradan bir youtuber olduğum için dikkatini çekmediğimi peşinden koşup günlerce ağladığımı daha saymamı ister misin?! Nasıl yalancı, nasıl iki yüzlü bir adamsın sen ya!"
"Bunlara mı takıldın, çok büyütüyorsun"
"Çok mu büyütüyorum, şu an herkes beni senin ağlak aptal uken olarak biliyor"
"Kimse hakkında böyle düşünmeyecek merak etme, hem zaten benim ukem değil misin?"
"Değilim, senin hiç bir şeyin değilim. Yüzünü görmek istemiyorum çık odamdan"
"Tamam, çekime gitmem gerekiyor zaten akşam görüşürüz"
Üzerime doğru adımlayıp ne olduğunu anlayamadan dudaklarıma hızlı bir öpücük bırakarak odadan çıktığında elimi dudaklarıma götürdüm, bu adam ne yapmaya çalışıyordu böyle öpmeye de iyi alışmıştı. Bakışlarımı kapıdan ayırıp arkamdaki yatağa uzanarak telefonumu elime aldım. Göreceğim yorumlardan korkuyordum ama görmem gerekiyordu, derginin youtube kanalına girip yayınlanan videonun altındaki yorumları okumaya başladım, çok tatlı olduğumu ve çok yakıştığımızı yazanların yanı sıra ezik gibi göründüğümü ve Hyunjin'in yanına yakışmadığımı yazanlarda vardı. Tabi birde ne yaşadıklarını bilmediğim ve sevişin yazan bir kesim.
Telefonu elimden atıp yataktan kalkarak odadan çıktım, bir şeyler atıştırsam iyi olacaktı sinirlenince karnım acıkıyordu. Alt kana inip mutfağa geldiğimde mini etekli aptal mutfakta oturmuş kahve içiyordu, bu da Hyunjin gibi yüzsüz arsız bir şeydi. Eğer Hyunjin'le evlenirsem ilk işim bunu işten kovmak olacaktı.
"Atıştırmalık bir şeyler hazırlar mısın?"
"Dolapta var" Dediğinde şaşkınlıkla yüzüne baktım, umursamaz bir şekilde kahvesini yudumluyordu. Nasıl hizmetçiydi bu böyle, acaba şu an yerimde Hyunjin olsa bu kadar rahat konuşabilir miydi.
"Benim için hazırla"
"Üzgünüm, şu an kahve içiyorum"
Sinirden dudağımı dişlerken arkamı dönüp mutfaktan çıktım, bu kızın normal bir hizmetçi olmadığı kesindi yoksa bu kadar rahat olamazdı. Bir şeyler düşünüp o gerizekalıya haddini bildirmem gerekiyordu. Yemek işini şimdilik erteleyip salona gelerek televizyonun karşısına oturdum, Hyunjin'in yaptıkları yüzünden içim bir türlü soğumuyordu bir şey yapmam lazımdı ama ne??
Aklıma gelen şeyle hızlıca odama çıkıp kameramı alarak salona geri döndüm, küçük bir trol yapıp takipçilerimle paylaşabilirdim böylelikle Hyunjin aptalına olan sinirim biraz geçerdi belki. Kamerayı görünmeyecek bir şekilde yerleştirip sırıtarak koltuğa geri oturdum, şimdi ne yapacağımı düşünmem gerekiyordu.
Aradan bir kaç saat geçerken zil çaldığında uzandığım yerden hızlıca kalkarak oturur pozisyona geldim, ünlü kişisi gelmişti sanırım. Düşündüğüm gibi Hyunjin salona adınladığında sinirden üzerine atlayıp o her daim düzgün duran saçlarını yolmak istesemde amacıma ulaşabilmek için sakin bir gülümseme gösterip ayağa kalkarak yanına yaklaştım. Yanağına bir öpücük bırakıp elini tutarak koltuğa çekiştirip oturdum ve onunda yanıma oturmasını sağladım, şu an aklından neler geçiyordu kim bilir.
"Sinirin geçmiş anlaşılan"
"Hım hım, geçti"
"Yani sinirlenecek bir şey yoktu zaten, boşuna tartıştık"
"Bencede öyle, fazla abarttım özür dilerim" Dediğimde şaşkın bir şekilde yüzüme bakıyordu, hala ne yapacağımı düşünürken aklıma geçenlerde tiktokta izlediğim bir video geldi. Hemen yanımda duran televizyonun uzaktan kumandasını çaktırmadan yere düşürüp oturduğum yerden kalkarak Hyunjin'in aralık duran bacaklarının önüne diz çöktüm, gözlerinin içine bakıyordum ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Bacaklarını biraz daha ayırıp iyice yayıldı oturduğu yere, şu an bulunduğum pozisyon yüzünden kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
"Burada mı yapacaksın? Odaya gidelim" Dediğinde yutkundum, bu aptalda dünden razıydı götümün gay olmayanı.
Dudaklarımı yalayıp bacaklarının arasına biraz daha yaklaştığım sırada elini kemerine götürdüğünü görünce gözlerim kocaman olurken hemen yerdeki kumandayı alarak ayağa kalkıp yerime geri oturdum ve hiç bir şey olmamış gibi televizyonun kanallarını değiştirmeye başladım.
"Ne yapıyorsun??"
"Ne yapıyor muşum? Televizyon izleyeceğim sen ne sandın??"
"Tanrım, hiç hiç birşey ben odama gidiyorum yemekte görüşürüz"
"Hımhım"
Hyunjin oturduğu yerden kalkıp salondan çıktığında sesli bir kahkaha atıp oturduğum yerden kalkarak kamerayı sakladığım yerden çıkarttım ve koşar adımlarla odama gelip kapıyı kilitledim. Görüntüleri hemen jisung'a göndermem gerekiyordu, o düzenleyip yüklemesini benim için yapardı.
Hemen bilgisayarımı açıp görüntüleri içine aktararak jisung'a gönderdim ve bilgilendirmeyi yapıp memnunca gülümsedim. Kimmiş kimin peşinde koşan herkes görsündü artık.
Odamdan çıkıp Hyunjin'in odasının önüme geldim ve kapıyı açıp içeriye girdim, şimdi bu hizmetçi kişisini halletmem gerekiyordu. Eğer Hyunjin benimle gerçekten sevgili olmak istiyorsa bende onunla aynı saygıyı görmeliydim.
Yatağın üzerine oturup beklemeye başladım, bir kaç dakika sonra Hyunjin odaya adımladı üzerinde sadece siyah bir boxer vardı, tanrım bu adam gerçekten inanılmaz. Kasıklarına uzanan damarların nereye bağlandığını düşünmek istemeyerek ayağa kalkıp Hyunjin'e yaklaştım.
"Bir şey konuşmak istiyorum"
"Konuş" Dedi hafif sert çıkan ses tonuyla, az önce olanlardan hala sinirliydi sanırım.
"Evdeki hizmetçi-"
"Lisa"
"Her neyse işte o, bana hiç saygı göstermiyor. Atıştırmalık bir şeyler istiyorum kendin hazırla diyor, yüzüme bile bakmıyor" Dedim, dudaklarımı büzmüş elimi Hyunjin'in kaslı göğsüne koymuştum. Göğsündeki elimi tutup aşağı kaydırarak karın kaslarının üzerine getirdi, eli hala elimin üzerinde duruyorken diğer elini de belime getirip bedenimi kendine çekerek aramızdaki mesafeyi kapattı, ortam yine garip bir hal almıştı. Hyunjin'in çıplak ve sexy bedeni bedenimdeyken heyecandan kalbimin ritmi değişiyordu.
"Halâ cevabını vermedin, sevgilim olacak mısın?"
"Şey aslında, e-evet olacağım"
"Ozaman beni öp, sonrasında gidip Lisa ile konuşabiliriz"
Söylediği şeyle derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattım, yani ilk defa öpüşmüyorduk sonuçta ve onunla gerçek anlamda sevgili olmayı kabul etmiştim küçük bir öpücükten zarar gelmezdi sanırım. Ellerimi boynuna çıkartıp yüzüne yaklaşarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım, küçük bir öpücük bırakıp geri çekilmeyi planlıyordum ki dudaklarımı emmeye başlayan adamla bu düşüncem silinip gitmişti, öpüşüne karşılık verip nefessiz kalana kadar öpüşüp ayrıldık. Yaşadığım şeyin şaşkınlığıyla nefes nefese bir şekilde gözlerine baktım, aklından neler geçiyordu neden böyle güzel bakıyordu hiç bir fikrim yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marry me||Hyunlix
Fanfic#ünlü bir youtuber olan Felix, trollemek için en yanlış kişiyi seçer