bölüm|23

496 66 106
                                    

🤦‍♀️iyi okumalar
.
.
.
.
.
.
.
.
Duştan çıkan Hyunjin mutfağa adımladığında yaptığım kahveyi yüzüne bakmadan masanın üzerine bıraktım, acı kahve istemişti değil mi, bu sefer kahvemin çok güzel olduğuna emindim.

"Teşekkür ederim bebeğim"

Sanki aramızdaki her şey yolundaymış gibi konuşmasına sinir olsam da sessiz kalıp kalçamı tezgaha dayayarak dikilmeye başladım.

Elindeki havluyla saçlarındaki suyu almaya devam ederken yaptığım kahveyi eline alıp arka arkaya iki yudum içtikten sonra değişen bakışlarıyla yüzüme baktı.

"Çok yaramazsın" Diyerek kahveyi masaya bırakıp yanıma adımladı ve bedenimi kendine çekerek dudaklarıma yapıştı. Ellerimi hemen göğsüne koyup itmeye çalıştım ama dilini çoktan azğımın içine sokmuştu, diliyle buluşan dilim ateş almış gibi yanmaya başladı çünkü kahvenin içine acı biber doldurmuştum. Bir kaç saniye sonra ayrılan Hyunjin sendeleyerek kollarıma tutundu, derin nefesler alıyordu ve gözlerini açık tutmakta zorlanıyor gibiydi.

"Hyunjin?"

"Acı bibere alerjim var" Demesiyle kollarımdan kayıp yere düşmesi bir olmuştu. Hemen yanına çöküp başını yerden kaldırdım.

"Hyunjin, Hyunjin uyan ne olur! Sikeyim ne yaptım ben. Hyunjin uyan, benim yüzümden ölme ne olur"

"Hyunjin!"

"Felix!"

"Chan yardım et ne olur, acı bibere alerjisi varmış bilmiyordum"

"İlacını yanında taşıyordur, çantası nerede?"

"Odamda, acele et ne olur"

.

Üç saat geçmişti ve Hyunjin halâ uyuyordu, yaptığım şeyden utanarak sessiz sessiz ağlıyordum ya Chan gelmeseydi ne olacaktı.

"Ağlama artık, neyseki tam zamanında geldim. Yoksa ölümcül sonuçlar doğurabilirdi"

"Söyleme öyle, ben çok aptalım"

"Ne olduğunu anlatmak ister misin?"

"Kahvesine acı biber koydum hemde iki kaşık"

"Neden?"

"Beni sinir ediyor, git diyorum gitmiyor"

"Peki sen ne zamana kadar inat edeceksin, hadi diyelim ki sen git dediğin zaman Hyunjin gitti ve bir daha asla geri gelmedi, o zaman ne yapacaksın?"

"Gelmesin.."

"Gelmesin? Tam üç aydır her gece içip Hyunjin diye ağlayan sen mi söylüyorsun bunu?"

"Yapmadım öyle bir şey"

"Yeter Felix, hem kendine hem de Hyunjin'e yaptığın işkence yeter. Çok seviyorsun biliyorum, gerekirse çift terapistine gidebilirsiniz bence bu ilişki bir şansı daha hakediyor"

"Korkuyorum"

"Korkularına sebep te, korkularını yok edecek kişi de içeride. Sadece bir kez olsun güvenmeyi dene. Hepimiz yanlış yapıyoruz, önemli olan yanlışlarımızdan döne bilmemiz ve gördüğüm kadarıyla Hyunjin de yeterince pişman ve bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor"

"Düzelir mi gerçekten"

"Eğer gerçekten seviyorsan, düzelmeyecek hiç bir şey olamaz"

"Çok seviyorum, her şeyden çok"

"Ozaman daha fazla geç kalma, ben gidiyorum"

"Teşekkür ederim Chan"

Chan kapıdan çıktığında ayağa kalkıp odama geldim, Hyunjin hala uyuyordu. Yanına oturup elimi saçlarına götürdüm, az kalsın öldürüyordum adamı. Onun hakkında hiç bir şey bilmeyişim tekrar tekrar hatırlatıyordu kendini.

Marry me||HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin