GÜNLERDEN ZIT KUTUPLAR 🥹🥹
merak etmeyin birbirimizi bıçaklamadık. bu bölüm sakiniz. gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz abajandğöwşxöeğzBacağımı sallarken karşımda hala konuşmamı bekleyen dörtlüye bakıp ofladım.
"Benim suçummuş gibi bakmayın."
"Bana neden söylemiyorsun?" Hande'nin oldukça ironik olan sorusuna güldüm. Sanki o bana her şeyi söylüyordu. Sanki beni hayatından def etmeye çalışmamış gibi konuşuyordu.
"Hande bırak ya." Mırıldandığımda o da bir şeyler mırıldandı. Küfür ediyordu muhtemelen. Sinirliydi.
"Kavgayı bir kesin de çözüm üretelim." Saliha'nın haklı sözlerine başını salladı İlkin. Hande ve ben anın gerginliği ile yine birbirimize laf atmaya başlamıştık.
"Zehra şu an nasıl hissediyorsun?" İlkin korkarak sormuştu bu soruyu. Tepkilerinden anlayabiliyordum.
"Sence? Vücudumda ne olduğunu bile bilmiyorum. İğrenç hissediyorum. Ve o şeye ihtiyaç duyuyorum." Ağlamak bile gelmiyordu içimden artık. Daha ne yaşayacaktım acaba?
Bir sonraki güne geçtiğimde bir önceki gün başıma gelen felakete şükreder hale gelmiştim."Yardım etmeye çalışıyoruz." dedi Elif. Histerik bir kahkaha çıktı dudaklarımdan.
"Beni ülkemden uzaklaştırarak mı? Görünüşe göre yine başarısız olduk."
"En azından burada değilken iyiydin. Ve bensiz de oldukça mutlu görünüyordun." Yüzünün ortasına bir tane çakmak istiyordum. Ben onsuz yaşayamazdım bunu anlamak istemiyordu. Çok özlemiştim. Derin derin bakan kahvelerini, vücudumu titreten öpücüklerini, tenimde dolaşan ellerini... Her şeyini özlemiştim. Kokusunu, bana verdiği güveni.
"Sen aptalın tekisin." Sinirlerime hakim olarak düz bir ses tonu ile konuşmuştum. Hande'nin dudağı sola kıvrıldı.
"Bu doğruları söylediğimi perdelemez."
"Sen sus. Saliha, Elif ve İlkin siz konuşun."
Hande elini kaldırıp alnına hafifçe vurdu ve nefesini seslice verdi.
"Ya sabır."
"Sana sus dedim."
"Hey! Yeter ya çocuk musunuz?" Saliha'nın kavgamızı bölmesiyle ikimizde susmak durumunda kalmıştık. Kısa bir süreliğine.
"Zehra'yı iyice kontrol ediyoruz. Daha fazla almaması için. Mert ve Elmas yine bir yerlerden çıkabilir. Gözümüz üstünde olsun." Elif'in sözleriyle kollarımı bacaklarıma sarıp başımı diz kapağımın üstüne yerleştirdim.
"Ve şimdi de biraz kendi haline bıraksak iyi olacak." İlkin elini sırtıma yerleştirip okşadıktan sonra kızlara tek tek baktı. Hande hariç hepsi mutfağa gitmişti. Hande karşımdan kalkıp yanıma oturdu. Koluyla beni sarmaladığında ona yaklaştım. Bu huyumdan nefret ediyordum. En ufak bir sevgi gösterisine muhtaç olmaktan. Daha doğrusu eskiden öyleydim. Şimdi sadece Hande'ye muhtacım.
"Zehra eğer elinde başka varsa bana vermek zorundasın." Başımı iki yana salladım.
"Yok."
Saçlarımı okşamaya başladı. Kalp atışlarım yüzünün yüzüme yakınlaşmasıyla dengesini şaştı. Gözlerime keskin baktıkça sanki ona yalan söylemiş gibi hissediyordum. Ama söylemiyordum.
"Umarım." diye mırıldandı.
"Bunu mu konuşacağız? 2 ay yoktum."
Dudakları iki yana kıvrıldı. Elini yanağıma yerleştirdi.
