Bu topraklarda her sabah bir kadının feryadı duyulurdu..
Bir kadının sessiz çığlıkları kasıp kavururdu ciğerlerini
Göz yaşları yanaklarından süzüp düşerdi kor ateşlerin üzerine. Göz yaşları yetmezdi o ateşi söndürmeyeHer an, her saniye yeni bir olay olurdu ve çoğu vakit bu olayların kurbanı kadınlar olurdu. Peki ya neden yüksek sesle bağırabilecekken sessiz çığlıklar atıyorduk?
Duyan yok muydu gerçekten bizi?
Ya da duymak isteyen?Daha kaç kadın kurban gidecekti bu toprakların kanununa?
Daha kaç kadın sessiz çığlıklar atacaktı?
Daha kaç kadın o kor alevlerde, cehennem ateşinde yanacaktı?
Yetmez miydi o ateşi söndürmeye gücümüz?
Ya da o ateşin ta kendisi olamaz mıydık biz? Bizi yaktıkları ateşte yakamaz mıydık?Dalıp gitmişti bakışları çok uzağa Niran'ın. Dışarıda yağmur vardı, camdan sessizce yağmuru izliyordu. Uzun uzun bakıyordu boz topraklara..
Özlemişti, hemde çok.
Universiteyi yeni bitirmişti ve uzun zaman sonra tekrar dönmüştü bu topraklara. Tatil boyunca burada kalacaktı, ailesi ile zaman geçirecekti
Aslında babası gitmesini istemiyordu, ama Niran bu topraklarda kalmak istemiyordu. Universiteyi İstanbulda okumuştu, şimdide orada kalıp çalışmak istiyordu. İşletme okumuştu Niran. Babası okumasına izin vermesede güç bela okuya bilmişti. Şimdi babası geri dönmesini istemiyordu, bu yüzden az önce kavga bile etmişlerdi"Kızım" dedi Niran'ın annesi Hazal
Niran'ın bakışları annesine gitti. Gözleri dolmuştu, ama ağlamamak için kendini tutuyordu
"Babanı kafana takma kuzum"
Burukça tebessüm etti kız.
"Bu aralar diğer aşiretlerle sorun yaşıyor, kızgın biraz. Öfkesini senden çıkarıyor"
"Ben onun öfkesini çıkaracağı bir eşya falan değilim anne, 22 yaşım var benim ayrıca. Hayatıma, ne yapacağıma kendim karar verebilirim"
"Anlıyorum kuzum, ama sende babanı anla" dedi
Kafamı salladım. Yağmur sanki benim tuttuğum göz yaşlarımdı, gittikce daha fazla şiddetleniyordu
Annem mutfağa gidince bende odama gittim. Küçük kardeşim Yağmur benim odamdaydı. Yatağımda uyuyup kalmıştı. 15 yaşı vardı, gidip yanağına sulu öpücük kondurdum. Yerinde kıpırdandı, ama uyanmadı. Yanına uzanıp bende onunla beraber yattım...
Gözlerimi açtığımda Yağmur yanımda yoktu, camdan baktığımda havanın kararmak üzere olduğunu gördüm
Komodinin üzerine bıraktığım telefonumun zil sesi odada yankılandı. Asena arıyordu
"Ne yapıyorsun Niran? Tatil nasıl gidiyor?"
"Bol bol kavgalı" dedim gülerek
Sinirlerim iyice bozulmuştu"Baban dimi yine?"
Sanki görüyormuş gibi kafamı sallamıştım
"Evet" demiştim kısıkca
"Ne zaman dönüyorsun?"
"Yaz bitsin öyle"
"Ya engel olurlarsa? Koskoca aşiret sonuçta" dedi. Bıkkınca nefes verdim
"Engel oldukları zaman ne yapacağımı düşünürüm"
Aşağıdan gelen yüksek sesler, çığlıklar korkutmuştu beni. Kalkıp hemen odamdan çıktım. Telefonun diğer tarafından Asena da ne olup bittiğini soruyordu. Daha ben bile anlayamamıştım..
Asena'ya onu sonra arayacağımı söyleyip kapatmıştım telefonu
Koşarak annemin yanına gittim. Annemin bakışları bir yere kenetlenmişdi, öylece gözlerinden yaşlar akıyordu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Niran/ Berdel✔️(Ateş Serisi 2)
Romance"O zaman evlen benimle" dedi düz sesiyle. Bakışlarım anında onu buldu. Gözlerim gözlerine kenetlenmişti sanki.. İşte yine birileri berdele kurban gidiyordu.. Hayat onu bir şeylere zorluyordu Biz yine bir şeylere doğru sürükleniyorduk..