"Atsumu nerede!" Çocuğun acile girerken sesini kontrol edememesiyle Osamu yine bir sesli nefes verip yüzünü sıvazladı. Rezil olmaktan bıktığı bir noktadaydı artık.
"Buradayız." diye seslendiğinde Sakusa'nın gözleri onu bulmuş, ayakları ona dönmüştü. Hızla yanlarına ilerlediğinde sedyede yatan Atsumu'yu görmesiyle gözleri kocaman açıldı. Elmacık kemiğinde bir yara bandı vardı, göz altları morarmıştı.
"Ne oldu?" diye mırıldanırken Osamu oturan sevgilisinden sigara paketini alıp "Gel dışarıda konuşalım." demişti Sakusa'ya.
Bahçeye çıktıklarında Osamu kendini banka attığı için Sakusa da aynısını yapmıştı. Çocuğun sigarasını yakmasını bekledi, dayanamıyordu oysaki.
"Atsumu..hiç iyi değil."
"Onun farkındayım."
"Sadece fiziksel olarak değil. Hastalığını dikkate almadık diye mahvoldu yine."
"N-ne hastalığı?" Sakusa'nın sorduğu soruyla Osamu derin bir nefes aldı. Söylememişti çocuğa, pot kırmış gibi hissetse de bu gerekliydi.
"Atsumu bipolar. Bir süre öncesine kadar ilaç kullanıyordu, siz tanışmadan önce bırakmıştı. İyiye gittiğini sandığım için zorlamadım ama gitmiyormuş. Sen onunla görüşmek istemediğin için aptal saptal düşüncelere kapılmış."
Sakusa duyduklarını sindirmek için bekledi birkaç saniye. "Ne gibi düşünceler?"
"Senin baş harfini dövme yapmaya çalışmış, bıçakla. Bunun hoşuna gideceğini, böyle yaptığında seni sevdiğini göstereceğini ve barışacağınızı düşünmüş."
"Bıçakla mı? Sikeyim, baş harfimi yüzüne mi kazımaya çalışmış?"
"Evet. Geldiğinde yanağı kan içindeydi."
"Beni..sevdiğini göstermek için mi yapmış?" derken sesi titrekti. Sakusa'nın onunla görüşmek istememe sebeplerinden biri çocuktan karşılık alamayacağını düşünmesi, diğeri de manyaklığıydı. Şimdi öğreniyordu ki hislerine karşılık alabilecekti ama daha önemlisi, Atsumu hastaydı.
"Maalesef ki evet. Atsumu'nun beyni normal çalışmıyor Sakusa. Kendine verdiği zararı fark edemiyor o, ona göre bu yaptığı iyi bir şey. Ağladı yanımda ama neden ağladı biliyor musun? 'Dövme yapmak istemiştim, güzel olur sanmıştım' diyerek ağladı. Onun zihni hiçbirimizinki gibi çalışmıyor."
"Peki neden burada?"
"İlaçlarını kullanması gerektiğini söylediğimde çıldırıp kaçtı. Yolda da bayılmış, çok gidememiş bile. Sarhoştu bir de."
Bir süre sessizlik olduğunda bir sigara daha yakmıştı Osamu. Stresi belli oluyordu, kardeşi için fazlasıyla endişeliydi.
"Bak..bunları sana anlattığım için çok kötü hissediyorum ama bilmelisin. Bundan sonra onunla görüşmek istemeyeceksin büyük ihtimalle o yüzden Atsumu'ya ne diyeceğim bilmiyorum ama bu durumu saklamak daha kötü şeyler olmasına sebep olabilir. Sadece..onun yanında kalmayacaksan umut verme tamam mı? Ben zaten onu tekrar doktora gitmeye ikna edeceğim, ilaçlarını almaya başladığında ve tedaviye devam ettiğinde normal olabiliyor ama yine de iyice düşün."
"Yardım ederim."
"Ne?"
"Onu doktora ikna etmeye, seanslarını aksatmamaya ve ilaçlarını almaya ikna ederim."
"Buna emin misin?"
"Evet. Ben..Atsumu'yu seviyorum Osamu. Belirsizliğine alıştım."
"Ama sizin eski durumunuzla sevgili olmak aynı şey değil. Sorumluluğu çok büyük olacak."
"Biliyorum." derken içi içini yiyordu. Kararından fazlasıyla şüphe etse de çocuğa olan sevgisinin ağır basmasıyla söylemişti bu cümleleri. Elinde olmayan bir şey yüzünden yalnız kalması..düşüncesi bile çok üzücüydü.
"İçeri girelim mi? Uyandığında yanında olmak istiyorum."
Osamu başını salladı dolu gözlerini saklamaya çalışarak. "Girelim."
Düşüncelerinizi merak ediyoeum benimle paylaşın lütfen.