Atsumunun uzunca konuştuğu yeri sileyim mi silmeyeyim mi bilemedim özet gibi bi şey oldu istemiyosanuz sadece son bir iki cümlesini pkursunuzz
Kiyoomi valizi götürürken arkadan mahcup bir şekilde yürümekle yetiniyordu Atsumu. Evdeki eşyalarını topluyordu iki gündür, sonunda her şeyi halledip çıkabilmişti oradan. Kiyoomi'nin ısrarlarıyla da onlarda kalacaktı bir süre.
Eve girdiklerinde başta kimsenin olmadığını sandı ama ablası evdeydi, onların girmesinden biraz sonra çıkmıştı ortaya.
"Hoşgeldiniiz! Sizin bekledim ama gelmediğiniz için duşa girdim. Kusura bakmayın, giyinemedim daha."
"Bornozun var ya, elbise say işte." diye mırıldandı Kiyoomi sevgilisinin valizini yerden kaldırırken. "Atsumu gel. sana odanı göstereyim."
Kendi odasından bir tık daha büyük bir odaya girdiğinde duvarların beyazlığı gözlerini kamaştırmıştı. Burada rahat olamayacaktı büyük ihtimalle ama Kiyoomi'yle uyurdu çoğu zaman. Ki öyle olmasa bile, elinde olan tek şey buydu.
"Şimdi mi başlayalım eşyalarını yerleştirmeye sonra mı?"
"Biraz oturmak istiyorum. Yalnız kalabilir miyim?"
Kiyoomi başını sallayıp çocuğun saçlarına ufak bir öpücük kondurduktan sonra "Salonda olacağım." diye mırıldandı kapıdan çıkarken. Atsumu ilerleyip yatağa otururken burnuna gelen temiz nevresim kokusuyla sertçe yutkundu. Onun için hazırlanmışlardı, garip hissettiriyordu umursanmak.
Kaç dakika orada öylece oturduğunu bilmiyordu. Osamu aradığı için çalan telefonuyla irkilmişti. Boğazını temizleyip akmaya hazır bekleyen göz yaşlarını itmeye çalıştı.
"Efendim Osamu?"
"Naber? Gittin mi Kiyoomilere?"
"Evet, odadayım şu an."
"Heh tamam. Ben randevunu yarına aldım da, sabah 10'da. Gelirim sizin oraya, geçeriz birlikte."
"El ele tutuşmak da ister misin?" diyerek kıkırdadığında Osamu da hafifçe gülümsemişti kardeşinin gülmesine sevinerek. "Dalga geçme salak. Bir şeye ihtiyacın var mı?"
"Yok."
"Para atayım mı?"
"Kiyoomi elimi cebime attırmıyor."
"Zengin koca buldun."
"Salak. Senin paran var mı ki?"
"Benim her zaman param var oğlum. İş yapıyoruz iş."
"İyi o zaman. Şimdi kapatayım, eşyalarımı yerleştirmeliyim."
"Tamam. Görüşürüz sabah."
"Osamu."
"Hm?"
"Teşekkür ederim."
Telefondan birkaç saniye hiçbir ses gelmeyince telaşlandı Atsumu. Saçma mı oldu diye düşünürken kardeşinin dediği şeyle gülümsedi hafifçe.
"Ağlatma beni salak, ne teşekkürü. Sus git hadi hallet işini."
"Tamam tamam. Görüşürüz."
Telefonu cebine sıkıştırdıktan sonra ayağa kalkıp gerindi. Eşyalarını ellemeye çok üşeniyordu, gidip Kiyoomi'yle oturmak istiyordu biraz da.
Salona girdiğinde ablasının da orada olduğunu görüp yutkundu. Kiyoomi Atsumu'yla alakalı bir şey anlatmamıştı ama bilmesi gerekiyordu. Kendisi anlatmalıydı belki de.