Etrafımızda ki insanların az önce yaşananlar hakkında ki konuşmalarını dinlemeyip panoya döndüm.
İsimlerimizin yazılı olduğu sınıfı bulup öğrenci kuyruğuna ilerlemeye başladım.Buse artık benim bu hallerime alışık olduğu için soru sormadan yanımda ilerlemeye devam etti.
Kuyruğun sonlarına geçtim.Hiçbir zaman baş taraflara geçmem çünkü müdürün ve hocaların göz hapsine alınırsınız oraya geçerseniz.Müdürün 5 dakika dediği konuşma 20 dakikanın ardından sonlanınca kapıdaki hocalar bizi sınıflarımıza yönlendirdi.Merdivenlerden çıkarken ortamı inceliyordum.Sınıfa girdiğimizde hemen her zamanki yerimi aldım yani 3. sıra.Burası ideal, ne çok ön ne çok arka.Hocaların gözüne de batmaz 3.sıra kör nokta gibi bir şeydir sınıfta.Eğer 3.sırada oturuyorsanız çok fazla derse de katılmazsınız.Hoca ya en önden ya da en arkadan kaldırır çünkü. Arada fısıldaşmalar hariç kimseden ses çıkmıyordu.Eh bana göre hava hoş,tanımadığım insanlarla çok konuşmayı sevmem zaten.
Etrafıma bakerken gözüme bir kız takıldı.Meraklı melahat yanım baş göstermeya başladı anlaşılan.O da hiç konuşmuyor etrafına bakınıyordu.Benim gibi umursamaz bir tavrı vardı bu da dikkatimi çekmesine yol açmıştı.Bu kızdan arkadaş olur aslında ama tahmin edemeğim bir yanı çıkarsa o zaman boku yerim.Gözleri beni bulunca bakışlarımı kaçırdım.Niye her zaman yakalanıyorsam?Kulağıma eğilen Buse'ye bakışlarımı çevirdim.
"Kızı iki saattir dikizliyorsun hadi git tanış."
Dediği söze gözlerimi devirdim dikizlemek nedir ya?! "Dikizlemiyorum." Sıramdan kalkıp kızın yanına ilerledim.Bakalım nasıl birisiymiş.Yanına yaklaştığımda gözleri beni buldu.Kahverengi saçları yeşil gözlerini daha da belirgin yapıyordu. Hani bazı insanların renkli göz takıntısı vardır ya işte ben onu hiç anlamıyorum.Gözlerin ha mavi olsun ha kahverengi ne farkeder? Sonuçta ikisiyle de aynı şeyleri görüyorsun bir fark yok.Kahverengiyi renk olarak saymayanlarda var gözler için. Siz niye mavi,yeşil,ela gibi renkleri istiyorsunuz ki? Renkli gözlü olanlar şansız saysın ve istesin kahverengiyi değil mi?
"Sen niye hiç konuş muyorsun?" Yine içimdeki salak kız kendini tutamamış saçma bir soru sormuştu.Ondan sonra niye kendi kendine konuşuyorsun sorularına maruz kalıyorum.İşte nedeni içimdeki salak ama bir o kadar da kurnaz olan iç sesim.Aklıma salak saçma sorular sokar ben de hiç düşünmeden sorarım.
Çat diye konuya girince biraz şaşırdığını anladım.Aferim Ela önce bir selam falan der insan niye dalıp gidersin de salak iç sesinin devreye girmesine izin verirsin.Hemen konuya mı girilir diye mantığıma lanet okurken kızın dik dik suratıma baktığını gördüm.Hemen toparlandım ve cevabını beklemeye başladım çünkü ben böyleydim yapacak bir şey yok değişemezdim.
Sonunda bana cevap verme gereği duydu heralde çünkü suratına öküzün trene baktığı gibi mal mal bakıyordum.
"Tanıdığım kimse yok ki" deyince şapa oturdum.Tabi tanıdığı kimse yoktu burada sessizce oturduğuna göre yine kendimi rezil etmeyi başardım bali paçayı kurtaralım deyip
"Tanışalım o zaman ben Ela memnun oldum." deyiverdim gülerek.Tamam bu kız benim kafadandı iyi anlaşıcağımız kesinleşti.
"Benim adım da Farah ben de memnun oldum."
Bana benzeyen birini bulduğum için az daha sınıfın ortasında dans edicektim.Tabi hemen bu düşünceyi anında aklımdan sildim.Bana benzeyebilir ama içime kapanık biri olduğum için pek konuşucağımızı da sanmıyorum.Ama konuşmasak bile iyi anlaşacağız.Aramızın iyi olması için ilk öncelikle güvenimi kazanması gerek ama kız iyi birine benzediği için sorun çıkmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPIŞMA (TAMAMLANDI)
HumorHavada süzülürken "Seni seviyorum!" diye bağırdım. Aynı anda kahkahalar atıyordum. "Sana aşığım!" diye bağırdığını duydum. Gülümseyip "Senin için yanıyorum!" diye bağırdım bu sefer. "Sana ölüyorum!" diye bağırdığını duydum. "Beni sözlerinle kendin...