Bölüm 4 - Büyük İddia!

4.4K 192 9
                                    

~Hatırlatma~

"Niye dışarı çıktık?"

"Konuşmayı bitirdik ama sen öküzün trene baktığı gibi bana bakıyordun.Ben de seni dışarı çıkardım."

"Öküz sensin! Neyse ceza aldık mı?"

"Hayır almadık.Seni koruduğum için bana borçlusun güzelim."

********************************

Ben şaşkın şaşkın suratına bakarken benim bu halimden oldukça eğleniyormuş gibi görünüyordu.Sonra kendimi toparlayarak "Ciddi misin sen ya?! Ne borcu?! Ben seni boğulmaktan kurtardım asıl sen bana borçlusun!" bunları söylerken resmen hönkürmüştüm.O ise yavaş yavaş üzerime gelmeye başladı.İstemsizce geriye dogru bir kaç adım attım.Ama adımlarımın sonu çabuk geldi çünkü beni duvarla arasına hapsetmişti.Sağ elini duvara koyup üzerime doğru eğildi.Aramızda sadece bir kaç santim vardı.Gözlerinde ki karanlık ürkmeme yetmişti.Nefesini dudaklarımda hissedince dudaklarımı birbirine bastırdım.Kalp atışlarım hızlanmıştı.İlk defa biri yüzünden kalbim hızlanmıştı.Sonunda sessizliği bozan O oldu.

"Ama ben seni koruduğum için borcumu ödedim.Şimdi de sen bana borçlusun.Ödeşmemiz lazım." dedi ve üzerimden çekilip beni süzdü.Sonra arkasını dönüp yürüyüp gitti.

Arkasından ölece bakakaldım.

Noluyo bana? Niye bu kadar heyecanlandımki şimdi?

'Ben ne yapıcağım ya? "Okulun ilk günü başıma gelenlere bak." diye mırıldanarak sınıfın yolunu tuttum.Sınıfa girince herkes bana baktı.Birde yetmezmiş gibi herkesin dikkatini üstüme çekmiştim.Neyse umursamıyormuş gibi yaparak artık ne kadar başarılı olduysam sırama doğru ilerledim.Bizim kızların hepsi bana 'Ne oldu?' der gibi bakınca sırama oturup "Bir şey olmadı merak etmeyin" dedikten sonra bakışlarından cevabımın yeterli gelmediğini anladım.Derin bir nefes alıp Emir ile aramızda geçen konuşma hariç hepsini anlattım.Bu konuyu daha sonra anlatacaktım çünkü bu 'borçlandın' meselesini bir açıklığa kavuşturmam gerekiyordu.

Tüm gün boyunca nerdeyse uyudum.Ama sonunda okul bitti.Eve gelir gelmez kendimi yatağıma bıraktım ve Cimorelli-Made In America şarkısını dinlemeye başladım.Biraz enerjim yerine gelmişti sonunda yatakta zıplamaya başladım.Şarkıyı bağıra bağıra söylüyordum.Şarkı bitince yatakta büyük bir zıplama yaptım ve kendimi rahat bırakıp yatağıma sırt üstü iniş yaptım. Sonrası karanlık.

Sabah annemin sesiyle uyandım.Bıkkın bıkkın yatağımdan kalktım.Abimin fotosuna bakıp "Bir okul sezonunu daha açmış bulunuyoruz abi, bana şans dile olur mu?" deyip gülümsedim.

Kahvaltımı edip evden çıktım.Buse'yle buluşup okula geldik.Bu gün olaysız geçmişti hayret etmiştim doğrusu.Tek sorun Emir'in bana olan bakışlarıydı.Onu sürekli bana bakarken yakalıyordum.Hemen gözlerimi kaçırmama rağmen beni izlediğinden emindim.Volkan'la konuşurken bile bana bakıyordu.Artık korkmaya başlamıştım.Kesin borç meselesini düşünüyordu.Acaba benden ne isteyecek.'Ödeşmemiz lazım' demişti.Nasıl bir ödeşmeden bahsediyordu acaba?

Tüm gün boyunca bunları düşündüm.Sonunda okul bitince rahatladım.Buse ile bizim kızlardan ayrılıp durağa doğru yürüdük ama ben yürümek istiyordum.Sonunda Buse'ye "Buse otobüse binmeyelim,yürüyelim." dedim.Buse benim inatçı kişiliğimi bildiği için tartışmaya girmek istemedi sanırım.Buda benim işim gelir tabikisi."Tamam,hadi yürüyelim." deyince suratımda kocaman bir sırıtış belirdi.

Eve doğru yürümeye başladık.Tam o sırada Onu gördüm.Siyah bir motorun üzerindeydi.Ohaa! O cillop gibi motor Onun mu?! Offf motor ve arabalara bayılırım.Benim için evlat gibidirler.Ben bunları düşünürken bakışlarını bana yöneltti.O anda Ona olan öfkem geri geldi çünkü dudağının bir kenarı alay eden bir ifadeyle kıvrıldı.Umursama kızım O yokmuş gibi davran.Etrafıma bakınmaya başladım.Tuğba karşı kaldırımda yürüyordu.Tuğba'ya seslendim.O da bizi görünce durdu ve gülümsedi.Kaldırımdan yola inip Ona doğru koşmaya başlamıştım ki önüme çıkan motorla kendimi geri kaldırıma atmam bir oldu.O kadar korkmuştum ki donup kaldım.Buse'nin ve Tuğba'nın yanıma gelmesiyle kendime geldim.Buse'yle Tuğba bana" İyi misin?" derken korkumun yerini büyük bir öfke kapladı.Kendimi tutamayıp"Yuh be önüne baksana öküz!"diye bağırırken Emir ve Volkan'ın kahkahasını duydum.

"Niye gülüyorsunuz?!" bunu diyen Tuğba'ydı.Anlaşılan O da sinirlenmişti.Volkan'ın bakışları Tuğba'ya kaymıştı.

"Ne oldu güzelim beğenemedin mi?"dedi Volkan başını yana doğru eğerek.

"Beğenemedim!" dedi Tuğba sinirle.

Volkan hiç istifini bozmadan "Tamam atarlı sakin ol" dedi.

Olaya müdahale etmem gerekiyordu artık.Yoksa Tuğba'nın elinden bir kaza çıkabilirdi.Tuğba'ya dönerek"Tuğba boşver sen bunları bulaşacak yer arıyorlar.Başlarına bela alacaklar haberleri yok." dedim sinirle.Emir'in olaya karışmasıyla iş iyice çığrından saptı.

"Nasıl bir belaymış o güzelim?" dedi alay ederek.

"Ayaklı bela, ne o istiyor musun yoksa?"

"Biraz alırsam hiç fena olmaz."dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan.

"Göstericem ben şimdi sana!" deyip tam üstüne atlamak için hazırlanmıştım ki Buse kolumdan tutup olaya müdahale etti.

"Ela judocu Emir,fazla sinirlendirme istersen."

Ne yaptın sen kızım ya Emir'de judocu.Niye söyledinki şimdi bunu?

Emir ve Volkan gülmeye başladı.Sonra Emir tek kaşını kaldırarak"Öyle mi?" dedi 'i' leri uzatarak.Yüzünden sırf alay okunuyordu.

Volkan ortaya atılarak "Bir iddiaya ne dersiniz?" dedi.Tuğba Volkan'a karşı çıkar gibi "Ne iddiası ya!" dedi.

Emir'in yüzünde beni korkutan bir gülümseme belirirken içimden 'Bu salak beni judoda hiç görmedi mi?' diye düşünüyordum.Dikkatimi toparlayarak Ona döndüm.O da bana "Madem judo biliyorsun hünerlerini göster o zaman.İki gün sonra okulun spor salonunda küçük bir turnuva yapıcaz.Saatini zamanı gelince ben sana söylerim."

Ben bir şey diyemeden Buse sazan gibi atladı."Kabul!" dedi.

Ne oluyor lan?! Tuğba'da dayanamadı galiba bu ikisi beni tümden bitirecekti anlaşılan.

"Kaybeden ne yapacak?"diye sordu ama Emir kendinden o kadar emin konuştuki "Onada sonra karar vericem çünkü kaybeden çoktan belli oldu."dedi gözlerini benden ayırmadan.Ben de öyle bir gaza geldim ki hepsi şu yanımda duran arkadaşlarım yüzünden Allah sonumuzu hayır etsin başka bir şey demiyorum artık.

"Görücez bay öküz!"

"Görücez küçük judocu"

Emir az önce bana 'Küçük judocu mu?' demişti.'Küçük' öyle mi?!

Motorun tekerleğine bir tekme attıktan sonra alaycı bir ifadeyle kaskını kafasına taktı ve Volkan'la birlikte son gaz yanımızdan uzaklaştılar.

Yol boyunca kızlarla konuşmamıştım.Ama Buse sürekli beni konuşturmaya çalışmıştı.Tuğba özür dilemişti.En sonunda sinirden patladım.

"Ya siz ne yaptınız ya?! Emir'de judocu.Ben ne yapacağım şimdi? Bana sormadan hemen kabul ettiniz.Ulan turnuvaya girecek olan benim.Size ne oluyor?Tabi siz kenardan izleyeceksiniz, dövüşecek olan benim,ne kaybedeceksiniz ki?!"

Bunları söyleyince biraz olsun rahatlamıştım.İkisi de çok üzgün görünüyordu.Onları böyle görmeye dayanamadım.

"Neyse olan oldu artık yapabileceğimiz bir şey yok."deyince ikisi de bana sarıldı.

"Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete." dedim gülerek. Onlarda gülmeye başlayınca Onlardan ayrılıp ellerimi ikisinin omuzlarına koydum ve kocaman bir gülümsemeyle konuştum.

"Gazamız mübarek olsun!"


KAPIŞMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin