Bölüm 33 - Cinayet mi?

2.2K 120 0
                                    


~Ela'nın Ağzından~


Evde canımın sıkılmasıyla kendimi dışarı attım.Havanın soğuk olmasıyla kollarımı göğsümün altında bağladım.

Emir'in belimden sarılmasıyla gülümsedim.Sıcak nefesini tenimde hissedebiliyordum ve bu gerçekten güzeldi.
Soğuk yüzünden titremeye başladığımda güldü.
"Buraya gel başımın belası."Kolumdan tutup kendine döndürdüğünde bende güldüm.Montunu çıkarmaya başladığında kaşlarım çatıldı.

"Ama sen üşüyeceksin." dediğimde beni tınlamadı bile.
"Sonra hasta olup benim başıma kalıcaksın." diye eklediğimde sırıttı.Homurdandığımda montunu çıkarmıştı.Aklıma gelen saçma fikirle güldüm.Benim güldüğümü gördüğünde kaşlarını kaldırdı.

"Sanırım ikimizin üşümemesi için bir yol buldum."

***

Montun bir kolunu ben giymiştim,diğer kolunuda Emir giymişti.Homurdandığında güldüm.

"Nasıl fikir ama?" dediğimde dik dik suratıma baktı.Bu bakışla sanki 'Senden de bu beklenirdi' demek istiyordu ya da bana öyle gelmişti.Evet,evet kesin bana öyle gelmişti.

Hala cevap vermediğinde montun içinden çıkmaya çalıştım.

"Tamam,tamam hemen kızma." dediğinde bir saniye bekledim.Montu düzeltip fermuarını çekmeye çalıştı ama başaramadı.

Homurdandığında güldüm.Sonra montun izin verdiği şekilde Ona sarılmaya çalıştım ama yapamamıştım.
"En iyisi eve girelim." dediğinde hızlıca kafamı salladım.Paytak adımlarla eve doğru giderken tam üç kere düşme tehlikesi atlattım ama hepsinde Emir kurtarmıştı.

Tabii alay etmeyi unutmamıştı uyuz!

"Sakar judocu yine iş başında." dediğinde dudaklarımı büzdüm.Bakışları dudaklarıma kayınca bir-iki saniye öylece baktı.Sonra hemen "Hemen eve girelim." dedi.
Aceleyle yürümeye başladığında az daha düşüyordum.Zaten montun içine ikimiz zor sığmıştık.Bir de hızlı yürümeye çalışıyordu.

"Emir ne bu acele? Biraz yavaş yürü,şimdi düşücem." diye mızmızlandığımda kısa bir bakış attı.

"Ben sana dudaklarını ilgi odağım yapma yoksa öpesim geliyor demedim mi?" Biraz düşündükten sonra evime sarhoş olarak geldiği gün aklıma geldi.O zaman sarhoş olarak bir şeyler söylemişti.Ama daha sonra söylediğini hatırlamıyorum.

"Yani,sanırım,galiba.."

"Hatırlamıyorsan bile şimdi söylüyorum.Bir daha unutma."

Kapının önüne geldiğimizde monttan kolunu çıkarmaya uğraşıyordu.Çıkarıp, kapıyı açtığında kolumdan tutup içeri soktu.
"Dışarda da öpebilirdin." dedimde dudaklarımızı birleştirmeden "Ama dışarda bunu yapamazdım." Öpmeye başladığında kollarımı boynuna doladım.
Bacaklarımdan tutup beline doladı.Merdivenlerden yavaşça yukarı çıkarken bir saniyeliğine dudaklarımdan ayrıldı.

"Senin yanındayken kendimden geçiyorum." Söylediği sözle büyülenirken tekrar dudaklarımız birleşti.Emir'in odasına geldiğimizde beni yavaşça yatağın üzerine yatırdı ve üstüme çıkarak tekrar öpmeye başladı.

Öpüşmemizin büyülü saniyelerini Emir'in telefonu bozdu.Yavaşça geri çekilirken "Lanet olsun." diye mırıldanışını duydum.Sırıttığımda kaşlarını çattı.Bu adamla başım beladaydı benim.Bir insan bu kadar tatlı olmayı nasıl başarabilirdi ki?

"Çok önemli değilse kapatıyorum.Senin yüzünüzden ihtiyacımı karşılayamıyorum." dediğinde kıkırdadım.Kıkırdadığımı gördüğünde sırıttı.Tek böyle hisseden ben değilmişim demek ki.Onun öpüşüde benim ihtiyacım haline gelmişti..

KAPIŞMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin