Bölüm 15 - Gelin Kaçırıyoruz

3K 155 7
                                    


Multi; Berke :D

*

Köşede duran ceviz ağacının altında biri vardı.Daha dikkatli bakınca ağacın altında oturan Zeliş'i gördüm.Yönümü değiştirip yanına yürümeye başladım.Yaklaştıkça hıçkırık ve iç çekiş sesleri artıyordu.Ağlıyor muydu?

Aramızda bir iki adım kala hala beni fark etmemişti.Yere bağdaş kurup oturmuştu.Dirseklerini dizlerine dayamış,elleriyle yüzünü kapatıyordu.

Benim burada olduğumun farkına varamadığı için yalandan öksürdüm.Öksürdüğümü duyunca birden ellerini yüzünden çekip kafasını bana çevirdi.Gözleri ağlamaktan kızarmış,göz altları uykusuzluktan morarmış bir Zeliş'i görmeyi beklemiyordum açıkcası.Bu kadar kötü ne olabilirdi ki?

Yine üvey babası mı dövmüştü? Zeliş'in babası daha Zeliş bebekken ölmüştü.Uzun süre maddi sıkıntı çekmişlerdi ama sonra annesi evlenmişti.Üvey babası gerçekten gaddar biri bunu bütün köy biliyor.Bir de bir oğlu vardı.Mustafa.Bana gördüğü yerde asılır.Bir iki kere haddini bildirmiştim ama vazgeçmemişti.Berke'de çocuğa bu yüzden uyuz oluyor ama ben karışmaması gerektiğini, bunun benim meselem olduğunu Ona birçok defa söylemiştim.

Her yaz köye geldiğimiz için kuzenlerim ve ben Zeliş'i gayet iyi tanırız.

Bize her ne kadar söylemek istemese de üvey babasının Zeliş'i dövdüğünü biliyorum.Bir keresinde biz de yatıya kalmıştı.O zaman kolunda ki ve sırtında ki morlukları görmüştüm.İnkar etse de ya da bahaneler üretse de bunu üvey babasının yaptığını biliyorum.

Bunu babama söylediğim de,gidip Zeliş'in üvey babasıyla konuşmuştu.Babam nasıl başarmıştı bilmiyorum ama bir süre Zeliş'in kolundaki morluklar yenilenmediği için üvey babasının onu dövmediğini anlamıştık.Ama anlaşılan yine başlamıştı.

Babasını hiç göremediği için içinde büyük bir boşluk vardı.Bunu anlayabiliyordum.Daha doğrusu anladığımı sanıyordum.Ta ki abim öldüğünde bu boşluğun gerçek farklılığını hissetmiştim.Bel ki Zeliş'in acısı benimkinden farklıydı.O hiç babasını görememişti ama ben her gün gördüğüm,beni sinirlendiren,sevgisini her zaman hissettiren,korumacı tavrını gösterdiğinde 'yaa abi!' dedirttiren birini kaybetmiştim.

Sanırım asıl fark babasını sevemeden kaybetmesiydi.Baba sevgisinden yoksun olarak büyümüştü.Oysa ben canımı verebilecek kadar çok sevdiğim,sevgimin her zaman karşılığını veren,ölümünü bile daha yeni yeni kabullenmeye başladığım birini kaybetmiştim.

"Zeliş..." diyebildim sadece yanına dizlerimin üzerine çökerken.Dolu dolu gözleri tek söz söylememi engelliyordu.Yanına çöktüğümde hiç vakit kaybetmeden bana sarılmıştı.Hıçkırıkları şiddetlenirken bir iki kelime etmeye çalıştı ama başaramadı.

Biraz daha böyle kaldıktan sonra hıçkırıkları yavaş yavaş iç çekişlere dönmeye başlamıştı.Kollarından tutup ayrıldım ve yüzüne baktım.

"Niye ağlıyorsun?" dediğimde sadece bakmakla yetindi.

"Zeliş baban yine-"

"O aşağılık herif benim babam değil!"

"Sana bir şey mi yaptı?"Kafasını hayır anlamında salladı ve tekrar ağlamaya başladı.Canının yandığı çok barizdi.Onu ilk defa böyle görüyordum ve bu benimde canımı yakıyordu.Dostum dediğim insanın ağlaması beni üzüyordu.

"Zeliş o zaman sorun ne?"

"Bir sorun yok." dedi titreyen sesiyle bir iki saniye susup devam etti."Bazen bana olur böyle." geri çekilirken bakışlarını kaçırıyordu."Daraldım,bunaldım, kısacası geldiler işte." dedi gülmeye çalışarak.Ama hala gözlerime bakmıyordu.Bana YALAN söylüyordu.

KAPIŞMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin