Sabah yanımda ki sıcaklığa daha çok sokuldum.Yüzümde küçük,tatlı bir meltem hissetmemle gözlerimi yavaşça açtım.
Kafamı kaldırdığım da parlak,kiraz gibi kıpkırmızı,dolgun dudaklara baktım.
Bir dakika ne?!!
Gözlerim ani bir şok ile açılırken yataktan destek alarak hafif doğruldum.Dudakların sahibine bakarken elim ayağım birbirine dolaşmıştı.Ne yaptığımı bile bilmeden ellerimi göğsünün üstüne koyup yataktan aşağı ittirdim.Ellerim yatağın üzerine düşerken sessiz oda da Emir'in yere düşmesiyle büyük bir gürültü oldu.
"Off!" diye inleyen Emir'e yatağın üzerinden eğilip baktım.Sırt üstü yere düşmesinin yanında sanırım bir de kafasını sert bir şekilde yere çarpmıştı.
Kafasını ellerinin arasına alıp kaşlarını çatınca tahminim doğrulanmış oldu.Yatağın üzerinden biraz daha eğilip eliyle tuttuğu yere bakmaya çalıştım samırım fazla aşırıya kaçmıştım. ama Emir'in beni kolumdan tutup çekmesiyle tek gördüğüm şey kaslı bir vücut oldu.Üzerine düştüğüm yetmiyormuş gibi Emir'in elleri belimde yerini almıştı.
Ben ve kaslarının arasında geçen bir iki dakika bakışmanın ardından kafamı hafifçe sağa sola sallayarak kendime gelmeye çalıştım.
Kafamı yavaşça kaldırıp hem anlam veremediğim yoğunlukta ki gözlerine hem de ince bir çizgi haline gelen, yukarı kıvrılmış dudaklarına baktım.Belimdeki elleri biraz daha sıkılaşınca omuzlarında ki ellerimi yavaşça aşağı kaydırıp göğsünün üzerine yerleştirdim.
Bana uzun gelen ama bir o kadar da kısa olan bakışmamız kendimi havada bulmamla yarıda kesildi.
Berke'nin beni yatağa fırlatıp ölümcül bakışlarını üstümden çekmesiyle acıyan kolumu tuttum.
"Ulan!" Berke'nin Emir'in üzerine atlayıp yumruğunu Emir'in yüzüyle buluşturduğun da çığlığı bastım.
Ah lanet olsun şimdi herkes buraya toplanıcak!!!
Emir'in Berke'yi tek hamlede altına alması çok uzun sürmemişti. Bir yumrukta Berke'nin suratıyla buluşmuştu.Bir çığlık daha atmamak için hızla ayağa kalkıp Emir'in havada ki koluna yapıştım.Havada ki kolunu tutunca hızla kafasını bana çevirdi.Bir bana bir tuttuğum koluna baktı.Sonra tuttuğum kolunu sertçe ellerimden kurtardı ve ayağa kalkıp kapının yanına yürüdü.
Beyza ayağa kalkmış olanları izlemekle yetiniyordu.Yardım istercesine bakışlarımı Beyza'ya yönlendirdim.Yardım istediğimi anlamış olucak ki bir iki adımla Berke'nin önüne geçti ve omuzlarından tuttu.İkizler duvar köşesine geçmiş korkuyla bize bakıyordu.
Berke, Beyza'yı yana itip tekrar Emir'e yöneldi.Bu sefer engel olmazsam daha kötü bir kavga çıkacağı ortadaydı.Berke'nin önüne geçip durdurdum.Kaşının patlamış olduğunu görünce yüzüm istemsizce buruşmuştu.Önce şaşkınlıkla kaşları havaya kalktı daha sonra da sinirden tekrar çatıldı.Bana 'Onu mu savunacaksın?' bakışları atıyordu.Bunu söylemek istediğini gayet iyi biliyordum.Ellerini yumruk yapmasından da anlaşılabiliyordu.
"Berke sakin ol ve beni dinle lütfen."
"Ela-"
"Göründüğü gibi değil yanlış anlaşılma sadece tamam mı?" Nasıl göründüğünü hiç bilmiyorum ve yanlış anlaşılma olduğundan bile emin değilim ama kavga çıkmasını ve yakalanmak istemiyorsam bunu yapmak zorundayım.
"Ama-" Konuşmasına izin vermemeliyim.
"Bana güven kuzen." dediğimde sesim artık güven istiyormuş gibi çıkmıştı.Beni dinlemeden yargılarsa bir daha asla güvenimi kazanamazdı.Bunu kendisi de çok iyi biliyordu ama inatçılık genlerimizde olduğu için sürekli kendi bildiğini okuyacaktı.Ama şöyle bir durum var ki karşımda ki kişi ne kadar inatçı olursa olsun ben ondan daha da inatçı olmayı başarırdım.Sadece bu kuralı Emir karşısında uygulayamıyorum o kadar.Çocuk benden de inatçı ya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPIŞMA (TAMAMLANDI)
HumorHavada süzülürken "Seni seviyorum!" diye bağırdım. Aynı anda kahkahalar atıyordum. "Sana aşığım!" diye bağırdığını duydum. Gülümseyip "Senin için yanıyorum!" diye bağırdım bu sefer. "Sana ölüyorum!" diye bağırdığını duydum. "Beni sözlerinle kendin...