FİNAL

3.7K 174 109
                                    

Final Şarkısı:  Gökhan Kırdar - Üstüme Basıp Geçme Yar...

***


Tam bir haftadır okula gitmiyordum. Ne kimseyle konuşuyor ne de odamdan çıkıyordum. odama kapanmış kapıyı da kilitlemiştim. Annemin tekrar odamın kapısına vurmasıyla sessiz kaldım. Kimsenin yüzünü görmek dahi istemiyordum. Filmlerde izlediğimiz aşk acısı hep farklı gelmişti bana. Farklı da olması gerekiyordu. Her izlediğimiz film de aynı aşk acısını izleseydik filmin izlenilecek bir yanı kalmazdı.

Yaşadığım acı da farklıydı. Kalbim gibi ruhum da parçalanmıştı. Ama bunun yanında ben de geriye kalan şeyleri de götürmüştü. Önce beni kendine aşık etmişti sonra da hiçbir şey olmamış gibi terk etmişti.

Demek ki hiç sevmemişti...

Belki de benimle başından beri oyun oynamıştı. Eski bir bez bebek misali kenara atılmıştım. Boşluğa bakarak güldüm.

"Benimle nasıl oynadın ya? Umarım eğlenmişsindir. Bundan sonra asla... Asla birine güvenmeyeceğim."

Yüzüm aniden düştü. Evet ayrılık bana yaramıyordu. Gidişiyle psikolojimi de bozmuştu. Kapımın tekrar çalınmasıyla ofladım. Asla vazgeçmeyecekler miydi? Açmak istemiyorum işte.

"Ela?" Kuzenim Beyza'nın sesini duyduğumda şaşırmadım. Büyük ihtimal annem endişlendiği için bütün aileye haber salmıştı. Eh, en yakında da kuzenlerim olduğu için saniyesinde burada olurlardı. Cevap vermedim.

"Olanları biliyorum. Aç kapıyı." dediğinde kaşlarımı çattım. Yatağımdan kalkarak kapıya ilerledim ve etrafıma baktım. Şu bir hafta içinde odayı baya dağıtmıştım. Perdeleri hiç açmamış, kıyafetleri de dolaba yerleştirmemiştim. Masamın üstü dağınık, yatağım toplanmamıştı.

Kapının kilidini yavaşça çevirerek kilit sesini duydum. Yavaşça kapıyı aralayıp arkama döndüm ve yatağıma ilerledim. Yatak başlığına sırtımı dayayıp dizlerimi kendime çektim. Başımı yana eğip karşıya baktım. Bir saniye sonra kapının kapanma sesi geldi. Beyza'nın odayı görünce ne tepki vereceğini merak ediyordum.

"Oha! Bu odanın hâli ne böyle?!" Cevap vermemeyi tercih ettim. Odanın içinde kıyafetlere basmamaya özen göstererek yürüdü ve yatağımın karşısında durdu. Ellerini beline koydu ve kaşlarını çatarak yüzümü inceledi.

"Bu hâlin ne?" Cevap vermeden karşıya bakmaya devam ettim. "Yakışıyor mu sana böyle olmak? Ela Vurgun'sun kızım sen. Böyle davranmazsın. Bir erkek için hemde."

Gözlerimi bezgince bakışlarına diktim. "Ayrıldığımızı kim söyledi?"

Başını kaşıyarak "Şey..." dediğinde derin bir nefes aldım.

"Dur tahmin edeyim. Berke mi?" Kafasını yavaşça sallayıp yanıma oturdu. Ellerini yanaklarıma koyarak "Seni hiç bu konuda teselli edeceğim aklıma gelmezdi." dedi.

Bir-iki saniye yüzüne bakıp konuştum. "Benim de hiç bu konu hakkında üzüleceğim aklıma gelmezdi. Hatta şimdi diğer kızlar gibi elime iki kutu nutella alıp kaşıkla yemem gerekmiyor muydu?" Bu sorum karşısında burukça tebessüm etti.

"Sen gerçekten aşık olmuşsun."

Kaşlarımı çatarak "Bunu da nereden çıkardın?" dedim. Derin bir nefes alarak "Seni çok iyi tanıyorum Ela. Ciddi konularda bile şaka yapan birisin. Sen ciddi davranamazsın ki. İlk defa yüzün gülmüyor."

Başımı geriye attım. Doğru söylüyordu. Bunu inkâr edemezdim. Çok kötü aşık olmuştum. Dışarıdan gerçekten kötü olduğum fark ediliyor muydu?

KAPIŞMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin