"Peki bunu sen istedin." deyip derin bir nefes aldım.Dudağımı yalayarak gözlerimle Berke'nin bakışlarına karşılık verdim.Emir'le yakın arkadaş olmalarına rağmen beni ondan uzak tutmaya çalışıyordu.Emir'in bilmediğim bir yanı mı vardı? Yoksa bana zarar vermesinden mi korkuyordu?
"Gelin kaçırıyoruz..."
Emir'den beş-on saniye ses gelmedi.Ne düşünüyordu? Yoksa beni duymamış mıydı? Yaptığımız çok mu abartıya kaçmıştı? Ama ben Zeliş'e söz verdim,bunu yapmalıydım.
"Emir..." dedim sorgulayıcı ses tonumla.Orada olup olmadığını kontrol ediyordum ya da beni duyup duymadığını.
"Ben yanlış anladım galiba.Bir kere daha tekrarlasana." dediğinde gözlerimi devirdim.Ne yani benden böyle fikirler duyulması çok mu çılgıncaydı? Niye bu kadar tepki veriyorlarsa.
Derin bir nefes alıp "Dedim ki, gelin kaçırıyoruz." diye tekrarladım.
"Hayır, ben onu dememiştim.Senin,benim yardımıma mı ihtiyacın var?" dediğinde ben de şaşırmıştım.O kadar konuşmamızdan buna mı takılmıştı? Yahu ben burada gelin kaçırıyoruz diyorum,adamın takıldığı yere bak!
"Türkçe anlamıyorsun galiba." dedim bıkkınlıkla.
"Tamam bu kadar konuşma yeter,telefonu kapatıyorum.Senin sesini ve aşağılamalarını çekemem hiç."
"Dur,dur,dur!" diye bağırdım.Kapatırsa plan suya düşerdi ve ben yardım isteyecek başka birini bilmiyordum."Kapatma lütfen,özür dilerim tamam mı?"
"Pekala ama şartlarım var." Ah yine aynı tuzağa düşmüştüm.Çıkarcı pislik...
"Bak kendim için yardım istemiyorum.Bir arkadaş için ve nedense aklıma ilk sen geldin.Tabii araban da sebeplerin içinde."
"Arabam için yani.O zaman güle güle.Araba mı çılgın planlarına alet edemem." Hay senin arabana! Off başka çarem kalmadı yoksa bu hödük yardım etmeyecek.
"Kapatma! Şartlarını söyle..." sonlara doğru mırıldandım.Berke'nin kaş göz işaretleriyle 'Ne şartı' diye sormasına karşılık 'bir dakika' şeklinde işaret parmağımı havaya kaldırdım.Pes etmeme karşılık Emir'in sırıttığını hissedebiliyordum.
"Öncelikle ben ne dersem o olucak." Düştük Emir Bey'in eline...Başlasın eziyetler...
"Kabul." dedim isteksizce.Gülümsemesinin yüzüne yayıldığını çok iyi biliyordum.Emir'in her hareketini ezberlemiştim artık.
"Ve..." Büyük bomba geliyor işte... Yutkunup bekledim.Sözünü tamamlamadığına göre büyük bir istekti.
"Benimle bir akşam yemeği yiyeceksin." Sesi o kadar keyifli çıkıyordu ki burada olsaydı Emir'i parçalara ayırabilirdim.Onu lime lime edip üstünde tepinmek istiyordum.
"Asla!" Bir anlık panik duygusuyla bağırmıştım.Bu kadarı da olmaz ama! Ben,Emir ve yemek ha? Aslında bir bakıma sevinmiştim ama bir duygu karmaşası içindeydim.
"Eh o zaman güle güle."
"Dur! Tamam,tamam.Onu da kabul ediyorum." Bir nefeste söylemiştim.Beni oyuna getirmekten büyük zevk aldığı kesindi.Resmen benimle oynuyordu.Bir oyuncakmışım gibi.
"Hemen geliyorum güzelim." deyip tek laf etmeme izin vermeden telefonu suratıma kapattı.Yine istediğine kavuşmuştu.Şimdi Emir'le akşam yemeğine mi çıkacaktım? Ama ben ne anlardım biriyle çıkmaktan.Üstelik akşam yemeğine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAPIŞMA (TAMAMLANDI)
HumorHavada süzülürken "Seni seviyorum!" diye bağırdım. Aynı anda kahkahalar atıyordum. "Sana aşığım!" diye bağırdığını duydum. Gülümseyip "Senin için yanıyorum!" diye bağırdım bu sefer. "Sana ölüyorum!" diye bağırdığını duydum. "Beni sözlerinle kendin...