Bölüm 37 - "Lanet olsun!"

2.1K 122 5
                                    

FİNALE AZ KALDI...

~Emir'in Ağzından~

Olduğum yerde donup kalmıştım.Melisa böyle bir şeyi nasıl yapardı?! Dişlerimi sıkıp Volkan'ın gözlerine baktım.

Gözlerimin ateş saçtığından emindim çünkü Volkan bile bakışlarımdan korkmuş görünüyordu.Zarar gelmesin diye kendimden bile sakındığım,canımın içine..bal dudağıma..ailem zarar veriyordu..

Volkan'ı kollarından tutup sarstım. "Emin misin?!" diye kükrediğimde kafasını salladı.Volkan'ı bırakıp merdivenlere koştum.Melisa'yı acilen bulmam gerekiyordu!

Kapıya geldiğimde Ela'nın sesini duydum ama duracak vaktim yoktu.Hemen her şeyi öğrenmem gerekiyordu! Arabama bindiğim gibi gazı kökledim.Melisa'nın her zaman geldiği kafeye geldiğimde arabayı ani bir frenle durdurdum ve arabadan indim.Kapıyı sertçe kapatıp kafenin içini taradım.Sevgili ablamı(!) gördüğümde hiç zaman kaybetmeden yanına ilerledim.

Karşısında ki sandalyeye hızlıca oturduğumda bakışlarını telefonundan kaldırdı.Karşısında beni gördüğünde şaşkınlıkla gözleri büyüdü.

"Ela'ya, yine abisiyle ilgili mesaj mı atıyorsun?!" diye tısladım.Bir an afallasa da sonradan kaşlarını çatıp "Neden bahsediyorsun sen?" dedi.Histerik bir kahkaha attım. "Görmeyeli baya iyi rol yapmaya başlamışsın abla." dedikten sonra ciddileşip yüzüne doğru yaklaştım. "Neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun."

Yutkunup bakışlarını kaçırdı. "Anlat!" diye kükrediğimde yerinde sıçrayıp bakışlarını tedirginlikle bana çevirdi.

"Tamam..Bunu sen istedin kardeşim.Gerçekleri mi bilmek istiyorsun? O zaman anlatacaklarım hiç hoşuna gitmeyecek." Yüzüme kararlı bir şekilde baktığında yutkundum.Hoşuma gitmeyecek miydi? Ben nasıl bir belanın içine düşmüştüm böyle?!

***

~Ela'nın Ağzından~

Kapıda öylece kalakalmıştım.Emir beni hiç umursamadan basıp gitmişti.Volkan merdivenlerden inip yanıma geldiğinde Tuğba omzumu sıvazlıyordu.

 "Ne oldu birden?" diye mırıldandım.Volkan'a baktığımda bakışlarını yere odaklamıştı.Tuğba,Volkan'ın yanına giderek koluna girdi. "Hadi gel.." diyerek Volkan'ı içeriye yönlendirdi.Kapının tekrar çalmasıyla bir umut...belki Emir geri gelmiştir diyerek kapıyı açtım.Karşımda gördüğüm kişiler ilk defa üzülmemi sağlamıştı.Yüzümün asıldığını gören Buse "Ne oluyor?" diyerek içeriye girdi.Emre'de arkasından girip kapıyı kapattı.

Onlara cevap vermeden içeriye girdim ve kendimi koltuğa bıraktım.Emre ve Buse'de gelip oturunca anlatmaya başladım.Anlatıklarımdan sonra herkes sessizleşmişti.

"Nereye gitti acaba?" Buse'nin sorusu üzerine bakışlarım Volkan'a kaydı.Bana bakıyordu.Bakışlarımız buluşunca gözlerini benden kaçırdı.

"Volkan? Bu konu hakkında bir şey biliyorsan hemen anlat.Senle konuştuktan sonra çekip gitti." dedim.Israrcı bakışlarıma karşılık hafifçe yutkundu.

"Emir gelince anlatır." diyerek geçiştirdi.Oflayarak gözlerimi kapadım ve yüzümü sıvazladım.Tanrım..lütfen..lütfen bize zarar gelmesin..

Bakışlarım Buse ve Emre'ye kaydığında baya samimi görünüyorlardı.Onlar adına seviniyordum aslında.İkise de mutlu olmayı hakediyordu..

Hayat ne kadar adaletsizdi değil mi? Bazılarımıza hüzün getirirken..bazılarımıza mutluluk getiriyordu.Volkan'a tekrar baktığımda Tuğba'yla bir şeyler konuşuyordu.Emir'i beklemekten başka çarem yoktu.Nasıl olsa gelirdi ve bütün olup biteni anlatırdı.İçime bir şüphe oturduğunda kalbim sıkışmıştı.Ya gelmezse? Gelirdi canım.Gelirdi değil mi?

***

~Emir'in Ağzından~

Arabayı bilinçsizce sürüyordum.Direksiyona bir yumruk daha attım.Uçurumun kenarına geldiğimde arabadan indim ve tekerleğe bir tekme attım.

"Lanet olsun! Sana lanet olsun! Ne istediniz lan bizden?! Ha,ne istediniz?!" Uçurumun kenarına giderken tekrar bağırdım. "Böyle hayat olmaz olsun!" Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken yere, dizlerimin üstüne çöktüm. "Öldürdünüz lan beni! Mutlu musunuz ha?!" Omzumda bir el hissetiğimde umursamadım.Bana sarılan bir çift kolla bu kişinin Melisa olduğunu anlamam çok uzun sürmedi.

"Özür dilerim.." diye fısıldadı kulağıma "Ne istediniz bizden ha?" diye kükredim.Bağırıyordum ama sözlerim altımızdaki suya karışıyordu.Bağırıyordum ama sözlerimi dalgalar alıp götürüyordu.

"Ela'dan..benden..Koray'dan..Melisa'dan..Ne istediniz?!" Artık dayanamıyordum.Çıldıracak duruma gelmiştim.

"Emir." dedi Melisa ağlayarak. "Sakin ol."

Yerden hızlıca kalkarak "Nasıl sakin olabilirim?!" dedim. "Bunu Ela'ya nasıl söylerim?! Gözümün önünde yok oluşunu nasıl izlerim?!" dediğimde Melisa'nın ağlaması daha da şiddetlenmişti.

Yanıma gelip sarıldığında güçsüz bedenimde pes etmişti.Ablama uzun zamandır ilk defa sarılıyordum..Kulağıma fısıldadığı sözlerle kalbim durmuştu.

"Ela'ya zarar gelmesini istemiyorsan..ne yapacağını biliyorsun.."

***

~Ela'nın Ağzından~

Saat çok geç olmuştu.Ben de daha fazla beklemeyip eve gelmiştim.Odama geçip telefonu elime alarak bilmem kaçıncı aramamı yaptım.Ama Takıntılı Manyak yine ve yine meşgule atmıştı.

Annem üst katta ki komşudaydı.Babam ise hâla işteydi.Yatağımın üzerine sırt üstü yatıp boş boş tavana baktım.Can sıkıntısından patlamak üzereyken kapı çaldı.

"Sonunda birileri beni hatırladı." diye mırıldanarak yataktan kalktım ve kapıyı açmaya gittim.Kapıyı açtığımda sonunda görmek istediğim kişi karşımdaydı.Boynuna atlayarak "Neden telefonlarımı açmadın uyuz." dedim.

Soğuk bir sesle "işim vardı." dedi.Üstüne bana sarılmamıştı bile.Ne oluyordu ya?! Geri çekilip "Emir." dedim endişeyle.

"Ela lafımı bölme.Sana bir şey söylemem lazım." dedi.Buz gibi gözleri ve soğuk ses tonundan yolunda gitmeyen şeyler olduğunu anlamıştım.Kafamı salladığımda gözlerini kırpmadan kalbimi hançerlemeyi başarmıştı.Söylediği sözler kalbimi yarıp parçalamıştı.Ve ben hiçbir şey yapamamıştım.

"Senden ayrılıyorum."

Beni kapıda o halde bırakıp gitmişti.Nefes alamayarak gözlerimden bir iki damla yaş düştü.Ne yani bu kadar basit miydi? Hiçbir şey olmamışken..İlişkimiz çok güzel giderken...birden 'Senden ayrılıyorum' deyip gitmek bu kadar basit miydi?

Kapıdan destek alarak içeri girdim ve kapıyı kapattım.Bacaklarım tutmuyor,başım dönüyordu.Kapıya yaslanıp yere doğru kaydım ve dizlerimi kendime çekerek başımı dizlerime yasladım.

Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtığında gözlerimi sıkıca yumdum.

"Güçlü görün..ağlamak yok..Verdiğin sözü tut.." diye mırıldandıktan sonra bir hıçkırık daha kayıp gitti dudaklarımdan.

"Olmuyor...Abi özür dilerim...Başaramıyorum..." Gözyaşlarımı daha fazla tutamayarak akmasına izin verdim.

"Neden?! Her mutlu olduğumda neden bir bokluk çıkıyor?! Mutluluğum elimden alınacak kadar ne yaptım ben?! Kime zarar verdim?!"


***

Herkese merhaba :D  FİNALE AZ KALDI.. Her an karşınıza FİNAL yazısıyla bir bölüm gelebilir haberiniz olsun..Ama o kadar çabuk değil tabii :D  1-2 bölüm sonra da olabilir..3-4 bölüm sonra da..

Bu bölüm sizce nasıldı? 

Sonra görüşürüz :*

KAPIŞMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin