Bu sadece Türkiye'ye karşı bir dostluk maçı olsa bile Dominik yine de kız arkadaşını tribünde görmek istiyordu. Onu gururlandırmak istiyordu. Birkaç aydır çıkıyordunuz, ilişkiniz henüz tazeydi ama aranızdaki kimya daha önce ikinizin de deneyimlemediği bir şeydi. İşte kendini bir Cuma gecesi Dominik'in formasıyla Puskás Arena'da böyle buldun.
Macar oyuncuların ısınmak için sahaya çıkmasından birkaç dakika önce, maçı izleyen diğer partnerlerle birlikte oturuyordunuz. Kıyafetlerden, takılardan ve maçın başlaması için ne kadar heyecanlı olduklarından bahsediyorlardı ki erkek arkadaşından bir mesaj aldın.
Dominik: soyunma odasına gel, sana ihtiyacım var!
Gruptan ayrılıp Dominik'i bulmak için stadyumun etrafına bakmaya başladığında her şeyin yolunda olup olmadığını merak ediyordun. Soyunma odasına ulaştığında büyük kapıları ittin ve onu tek başına görünce şaşırdın. Forması üzerindeydi ve kolundaki kaptanlık pazubandı onu daha da çekici yapıyordu.
"Senin ısınman gerekmiyor muydu? " Ona yaklaştın, kolları kalçalarını sararken bacaklarının arasına yerleştin.
"Evet, gerekiyor" diye sırıttı seni süzerken. Giydiğin etek dizlerinin biraz üstüne kadar geliyor ve bacaklarını saran siyah deri botlar seni bir tanrıça gibi gösteriyor. Vücuduna mükemmel bir şekilde oturan formasını görmek için yukarı baktığında gülümsemesi daha da genişledi "ama önce seni görmeliydim".
"Çok yakışıklısın" diye mırıldanıyorsun, bir yandan da alnına düşen bir tutam saçı düzeltiyorsun.
"Kaptan" bu sözler onda bir şeyleri tetikliyor ve iri ellerini kalçalarına dolayarak seni kendine yaklaştırıyor, ta ki seni kucağına oturtana kadar. Dudaklarınız artık birbirinden sadece birkaç santim uzakta, Dominik sonunda bu mesafeyi tutkulu bir öpücükle kapattı ve usulca inledi. Minik masum öpücüğüünüz anında ateşli bir öpüşme seansına dönüştü. Dominik'in elleri ipeksi pürüzsüz cildinin her yerinde, belinden kalçalarına kadar nazikçe ama sıkıca okşayarak dolaştı.
Hiç tereddüt etmeden "Soyun" dedi. Hareketleri yüzünden heyecanlandın ve daha da tahrik oldun , "Ne?" diye derin derin ona baktın .
"Beni duydun, soyun!"
"Dominik, oyun başlamak üzere ve biri gelebilir..." alt dudağını hafifçe çekerek sözünü kesti sadece bir zevk iniltisi çıkarabildin.
"Bu seni daha önce durdurmamıştı"
"Ama" diye karşı çıkmaya çalıştın.
"İyi bir kız ol ve kaptanını dinle, yoksa seni o masanın üzerine yatırmak zorunda kalacağım ve uslu durmanı sağlayacağım bebeğim" sözleri sana otobüs gibi çarptı. Dominik senin aksine çok sakindi.
Üzerindeki forma ve etek çoktan yeri boylamışken, Dominik parlak kırmızı, dantelli sütyeninizi açmaya çalıştı. Boynuna öpücükler kondurmaya başladı, daha aşağılara, göğüslerinin arasına indi. "Dominik, Domi lütfen" diye inledin kulağına, öncekinden daha da yüksek sesle.
"Ne istiyorsun?" Dudaklarını vücudundan zar zor ayrırken zar zor sordu.
"Seni istiyorum bebeğim, lütfen"
"Peki beni nerede istiyorsun?" Yüzünde arsız bir sırıtışla sordu.
"Seni içimde istiyorum"
Dominik seni bir tüy gibi havaya kaldırdı ve soyunma odasının ortasındaki masanın üzerine bıraktı.
"Tek yapman gereken szívem'e (kalbime) sormaktı"
Dominik, sutyenle uyumlu olan dantelli kırmızı külotunu yırttı.
"Dominik, onları seviyordum!"
"Merak etme bebeğim, sana daha fazlasını alacağım" dedi kendini içine iterken.
"Domi!"Daha çok çığlığa benzeyen bir zevk inleme bıraktın, her vuruşunda daha da derine iniyordu.
"Benim için sırtını eğ güzel kız" dediğini yapmaya çalıştın, daha da derine ve daha sert hareketlerle vurmaya başladı.
"Beni burada hissedebiliyor musun bebeğim?" Dominik karnının alt kısmına bastırarak sordu. Erkek arkadaşının sana yaşattığı zevkin içinde kaybolurken, o da vücudundan ve çıkardığın seslerden aklını yitirmiş durumdaydı.
"Evet bebeğim, evet!" Dominik vücudununa ıslak öpücükler kondururken sen kırık hıçkırıklara boğuldun. Çeneni tuttu ve ağrıyan alt karnına kabaca bastırırken dudaklarını acemi ve sabırsızca seninkilerle buluşturdu. Etrafında kasılmaya başladığında Dominik sırtına minik ısırıklarla senii doruğa daha da yaklaştırıyordu.
"Dominik geleceğim bebeğim lütfen"
"Biliyorum bebeğim, ben de geleceğim dayan "
İçindeki her hareketiyle seni orgazma daha da yaklaştırıyordu, ta ki ikiniz de doruk noktasına ulaşana kadar, düzensiz nefesleriniz boş odada yankılanana kadar.
"Kahretsin, bu çok iyiydi" diye gülümseyerek onu öptün.
"Kaptanının emrine asla itaatsizlik etme" diye sırıttı ve seni tekrar öptü. Masadan kalkmana yardım etti ve ikiniz de giyinirken iç çamaşırlarından geriye kalanları yerden topladın
"Şimdi bunlar olmadan nasıl gideceğim?"
"Tıpkı buraya geldiğin gibi, ayrıca bu gece atacağım gollerden sonra ödülüm için kolay erişim" diye göz kırptı ve sen de gözlerini devirdin.
Elinden yırtık külodunu alıp dolabına koyarken güldü.