İçkini yudumlarken vodka boğazını yaktı. Ardı ardına içtiğin kokteyler kesinlikle etkisini göstermeye başlamıştı. Etrafına bakındın, Ben'in evine bir sürü insan doluşmuştu. Artık gitmediği için veda partisine ev sahipliği yapmanın doğru olacağını düşünmüştü, sanki gidiyormuş gibi bir hikayenin parçası olmak istiyordu.Partiden gidip gitmeme seçeneklerini tartmak zorundaydın, aklın sana bunun iyi bir fikir olmadığını söylüyordu ama kalbin bazı arkadaşlara son kez veda etmek istiyordu, onlar hala senin arkadaşlarındı.
Ancak, bunun neredeyse imkânsız olduğunu bilsen de uzak durmaya çalıştığın bir kişi vardı. Mason. Onu görmek istemediğinden değil, sadece onu görmeye ihtiyacın olmadığından. Birlikte geçirdiğiniz iki yılın ardından neredeyse altı hafta önce ayrılmıştınız ve bu ayrılık pek de iyi koşullarda bitmemişti.
Her zaman arkadaş kalacağınızı ve mümkün olduğunca dostane olmaya çalışacağınızı söylemiştiniz. Ancak, ayrıldığınız gece birkaç rastgele takipçisine attığı DM'lerden sonra ona olan saygını kaybettin. Tüm ayrılığınız onun imajına ve kendisini gerçekte olduğundan farklı göstermeye çalışmasına bağlıydı. Her zaman sizi gizli tutmak istemişti ama bundan sanki kendine bir çıkar sağladığı için seni saklıyormuş gibi hissediyordun ve artık canına tak etmişti.
Gözlerini sola çevirdiğinde onu kapının çerçevesine yaslanmış, üzerinde sadece bir bluz olduğunu tahmin edebildiğin aşırı plastik bir esmerle, ona sırıtarak bakarken görebiliyordun. Daha şimdiden kanının kaynadığını hissedebiliyordun, tek istediği bacağının üzerinden geçip bu işi bitirmek olduğu halde bu 'çekici' kişiliği takınması çok tipik bir davranıştı.
Gözleri seninkilere kilitlenirken, dikkatini çekmek için kızın saçlarıyla oynadığını fark ettin. Dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdiğinde, rahatsız olup gözlerini devirdin ve ona sırtını döndün."Geldiğine çok sevindim" dedi Ben, bir kolunu omuzlarına atarken.
"Hayatta kaçırmazdım" diye gülümsedin, "keşke konuk listeni revize etseydin" Ben gülerken sen de sırıttın.
"Onu davet etmesem olmazdı, değil mi?" Ben gülmeye devam etti.
"Yani unutmuş olabilirsin" dedin, o bardağına ev yapımı kokteylden biraz daha koyarken sen de gülerek.
"Neyi unuttun?" sesi adeta kulaklarını deldi, her zaman çok meraklıydı, dışlanmaktan nefret ederdi ve senin şu anda tek isteğin seni rahat bırakmasıydı.
"Hiçbir şey kardeşim" dedi Ben, kolunu hala omuzlarımda tutarak "sadece arayı kapatıyorduk" ona doğru gülümsediğinde hafifçe omzunu sıktı.
"Gelmene şaşırdım" dedi Mason sırıtarak ve doğrudan sana baktı.
"Arkadaşlarınla zaman geçirmek yerine rastgele kızların peşinde koşmayı bırakmana şaşırdım." diye karşılık verdin, kelimeler ağzından çıkarken tüm vücudunun titrediğini hissettin.
"İkiniz de uslu durun" dedi Ben, parmağıyla Mason'ı işaret edip seni tekrar sıkarken.
"Ben her zaman kibar davranırım" diye omuz silkip hafifçe kıkırdarken, Ben de gözlerini devirerek sana güldü.
"Şüpheli" dedi Mason odadan çıkarken.
Akşam da aynı şekilde devam etti, sen ve Mason birbirinizden mümkün olduğunca kaçıyordunuz. O bir odaya girerse sen çıkıyordun, sen bir odaya girerses o çıkıyordu, yollarınızın kesişmesini ya da garip konuşmalar yapmak zorunda kalmak istemiyordunuz, buna değmezdi, aranızdaki hiçbir sorunu çözmezdi. İlişkiniz bitmişti. Birbirinizle hiçbir şey yapmamanız gerekiyordu.