4.1

647 71 29
                                    

Bu bölüm %99 oranında Selin ve Gökay'ın ilişkisini içeriyor. Eğer pas geçmek isterseniz darılmam size, şimdiden haberiniz olsun da sonra Poyraz ve Sıla'yı göremediğiniz için kandırılmış hissetmeyin <3

Keyifli Okumalar ❤️

18 Ocak Gecesi, Selin

Göksu'nun aklına uyup odasının kapısına kadar gelmiştim gelmesine de... Uyanık mıydı ki? Geri mi dönseydim ki? Hayır. Buraya kadar geldiysem bu bir şeyleri çözmek içindi. Geri adım atacaksam bunun zamanı değildi.

Kapıya vurmak yerine telefonumu aldım elime. Önce mesaj atacaktım. Böylesi daha düzgün olurdu.

Siz: Gökay uyanık mısın? (02.13)

Anında çevrimiçi oldu.

Gökay: Evet niye?

Gökay: Bir şey mi oldu?

Ne desem ki şimdi... Bunu sonra düşünürdüm.

Siz: Olmadı konuşmak istedim sadece

Gökay: Bu saatte?

Ne desem ki... haklıydı.

Siz: Evet

Siz: Uyuyacak mıydın?

Gökay: Hayır

Gökay: Konuşalım ne oldu?

Siz: Kapıdayım

Gökay: Ne?

Tekrardan parmaklarım klavyede gezinmişti ki ben göndere basamadan kapı bir anda açıldı ve karşımda hala saçını kurulamaya çalışan, şükür ki giyinik olan, Gökay ile baş başa kaldım. Manzara karşısında gözlerimi kırpıştırdığım sırada onun da gözleri irileşmiş, ağzı şaşkınlıkla aralanmıştı. Kendini çabuk topladı.

"Kızım salak mısın madem kapıdasın neden yazıyorsun?"

"Uyanık mıydın öğrenmek istedim."

Kapının eşiğine yaslandığı sırada kaşlarını kaldırdı dalga geçer gibi. "Kapımda mı aklına geldi?" Ne yapayım cidden öyle olmuştu. Ancak kabullenecek durumda değildim, gerilmeye başlamıştım ve deli gibi kaçmak, bu konuşmadan uzaklaşmak istiyordum.

"Aynen Gökay şimdi geldi aklıma. Gidiyorum ben." Arkamı dönüp bir adım atmaya yeltendiğim sırada tişörtümü sırt kısmından tutup kendine doğru çekti. Hafifçe yalpalayıp başladığım noktaya geri dönmüş oldum böylece.

"O kadar geldin, dönme şimdi." dedikten sonra parmakları beni serbest bıraktı. Tekrardan ona doğru döndüğüm sırada içeri birkaç adım geri atmıştı o da. "Kapıda konuşmayız herhalde?" Tabii ki kapıda konuşmayacaktık. Cevap vermek yerine içeri geçip kapıyı kapattım. Beni arkasında bırakıp 'mutfak' benzeri bölüme ilerledi, elindeki havluyu yatağa fırlattı. İki karton bardak çıkardıktan sonra paket kahvelerden birine uzandı. "İçer misin?"

Artık ağzımı açmam gerektiğini düşünüp "İçerim." dedim. O suyu kaynatması için ısıtıcıyı ayarlarken oturacak yer aradı gözlerim. Tekli odalar bizimkilerden daha farklıymış. İçeride bir tane koltuk vardı ekstradan ancak onun da üzeri eşyalarıyla doluydu. Öyle olunca en sonunda gidip yatağının üzerine oturdum ve hareketlerini izlemeye başladım.

Portre | Yarı-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin