2.6

960 72 29
                                    

Keyifli Okumalar 

❤️


"Ne dedi ne dedi? Kızım bekle, içeriden not defterimi almam lazım!"  Selin heyecanla odasına koştuğu sırada arkasından dudaklarımı büktüm sadece. O geldikten sonra bin bir ısrarla Poyraz'ı okula yollamayı başarmıştım. Yine de arada mesaj atmamı söylemişti ancak şu an daha büyük bir sorunum vardı bileğimdeki sızıdan ziyade.

Hala yavaşlamak bilmeyen kalbim gibi.

Onu söyledikten sonra çok rahat bir şekilde hiçbir şey olmamış gibi davranmış, üstüne Selin geldiğinde yememiz için yemek söylemişti. Kafamı karıştırmıştı, zaten görüyorum ki karışmaya da çok müsaitmiş. İşin içinden kendim çıkamayacağımı bildiğimden Selin'e çıtlattım konuyu. Durum buydu işte.

Elinde not defteriyle dönüp eski yerine, yanıma oturdu hemen. Defterini açıp dudakları arasında tuttuğu pembe ponponlu kalemini de eline aldı. "Anlat anlat, devam et!" dedi heyecanla.

"Diken üstünde ol dedi işte, ben geri çekilince de çabuk öğreniyorsun dedi." Sesli söylemek yüzümün deli gibi ısınmasına neden olmuştu. Selin ise kıkır kıkır gülüyordu ayaklarını sallayıp.

"Bir shipimiz de boşa yelken açmadı çok şükür." dediğinde yastıklardan biriyle kafasına vurdum. Hiç umursamadan saçlarını düzeltti. "Ee?" dedi tamamen bana odaklanıp. "Sende var mı bir şeyler?"

"Bunun için erken değil mi?" diye sorduğumda gözleri parladı.

"İnkar etmiyorsun, mantığa oturtmaya çalışıyorsun!" Seslice oflayıp yüzümü yastığa bastırdım. Selin benim yerime analiz etmeye başladı her şeyi. "Belliydi aslında, yani tamam açık açık asla göstermedi ki zaten sevgilisi var sanıyorduk ama ne bileyim... sana karşı daha bir ilgiliydi sanki."

"Bilmiyorum..."

"Helal olsun ama. Dolandırmadan çat diye söylemiş."

"Bir şey söylediği yok." dediğimde kocaman açtığı elalarıyla baktı gözlerime.

"Kızım nasıl yok? Hadi diyelim ki yok, sen neden burada liseli kızlar gibi yastığa gömülüp zırlıyorsun?" Tamam, bu haklı bir soruydu. Dudaklarımı ıslatıp derin bir nefes çektim ciğerlerime.

"Yani..." diyebildim sadece. O nefes yetmemişti. "Beğeniyorumdur herhalde." Beklentiyle bana bakmaya devam ettiğinde biraz daha zorladım kendimi. "Sarılmayı seviyorum sanırım..." Ona sarılmak cidden... farklı hissettiriyordu. Güvende falan anlamında değil, anlaşılmış gibi. Zaten iki kere sarılmıştım, ikisi de bu yüzdendi. Onu anladığım için ve o beni anladığı için.

"Kaç kere sarıldınız? Ay benim haberim olmadan bu koltuk köşelerinde neler döndü?" diye çığırdığında gözlerimi yumdum. 'Bir şey olmadı' demeye hazırlamıştım kendimi ama teknik olarak altında kaldığım zaman bir flaşmış gibi parlamıştı zihnimde.

"Oha kızardın, cidden ne oldu?" Elimle yanaklarıma dokundum şaşkın şaşkın, ben kızarmazdım.

"Cidden bir şey olmadı, sadece boş boş anlam yüklemeye başladım durduk yere."

Şakasına getirdiği defterini bir kenara bırakıp ciddileşti. "Akışına bırakman en iyisi sanırım. Görüyorum ki aranızdaki dinamiğin değişiminden rahatsız değilsin." Başımı salladım. Rahatsız etmemişti beni. "Bana sorarsan yanlış anlaşılmalara yer bırakmayıp işi flörte çevirmek istediğini açıkça belirtmiş. Öbür türlü gidip çocuğa en yakın arkadaşım da diyebilirdin."

Portre | Yarı-TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin