"Ay bana bir şeyler oluyor" dediğinde annem ve bayıldığında şaşkınlıkla kala kalmıştım.
Ama Arda tarafından çekilmemle anneme bakmam gerektiğini anlamış oldum.
Ay acaba pat diye söyledim diye mi oldu? Ama şimdi şu var bu işleri dolandırırsanız da iş kötü olur.
Ardayla babam annemi koltuğa aldılar. Kolanya kaptım ve annemin burnuna tutmaya başladım.
"Anne hadi uyan. Anne hadi!" bir kaç bişey daha söyledim ama kalkmayınca okkalı bir tokat geçirdim.
Annem hızla gözlerini açtı ve bana baktı.
"Ay inanamıyorum. Bunlar da mı gelecekti başıma. Cengiz bir şey söylesene. Bu kız bizi elaleme rezil etti" dediğinde gözlerimi devirdim. Elalem nerden öğrensin ki rezil olacaksın ya. Bununki de laf!
"Anne anlatayım bir dinle" dediğimde suratıma tükürdü. Elimin tersiyle tiksinerek suratımı sildim. Arda sırotarak izliyodu. Ne var lan?
"Tüh sana yazıklar olsun. Allah tependen bakmasın emi. Kızım sen niye böyle yapıyorsun. daha geçen gün biz Burakla evleniyoruz diyordun. Kızım sen şıp sevdi misin? Bana bak bunu kimse öğrenmeyecek ve biz buradan gideceğiz. Seni de gözüm görmesin. En azından ben sakinleşene kadar" dedi ve ayağa kalktı.
"Baba annemi durdur!" dediğimde kafasını salladı.
"Anan haklı kızım. Bu iş böyle olmaz. İnsan bir haber verir. Biz gidelim bir sakin kafayla düşünelim" dediğinde ofladım ve Ardaya baktım. O da omuz silkti ve bir şey demeden önüne döndü. Şuursuz!
-
Annem gitmişti ve ben Ardayla baş başa kalmıştım.
"Al evlendik oldun anandan babandan" dediğinde Arda sinirle ona döndüm.
"Boşan o zaman. Git boşan" dedim sinirle. Ofladı ve ayağa kalktı.
"Seninle uğraşamam kızım. Ne bok yersen ye. Ben bizimkilerin yanına gidiyorum" dedi ve evden çıktı.
Bende telefonu çıkardım ve Hazalımı aramaya başladım.
"Efendim kanka?"
"Hemen bana gel!" dedim ve telefonu kapadım. Mutfağa gittim ve nutellamı aldım. Peçetemide aldım ve evim sensini açtım.
Hem ağlıyor hem çikolatamı yiyordum. Zil çalmasıyla ayağa kalktım ve filmi kapatıp kapıya gittim. Hazal ağzını açmış bana bakıyordu.
"Noldu lan sana?" dedi beni içeriye ittirdi kapıyı kapatarak.
"Neler oldu -hıçkırık- bir bilsen -hıçkırık-" dedim ağlayarak.
"Gel şöyle otur bi" dedi ve beni koltuğa oturttu.
"Anlat noldu?" dediğinde ofladım ve çikolatadan bir kaşık aldım.
"Ben Ardayla evlendim" dediğimde büyük bir cırlama koptu evde. Galiba ev yıkılacaktı.
"Ne? Nasıl? İnanamıyorum? Anlat hemen nasıl oldu?" dediğinde tüm olayı baştan sona anlattım.
Telefonumın çalmasıyla telefonuma baktım. Bay ukalaarıyor...
"Ne var Arda?"
"Elçiğn" dediğinde gözlerimi şaşkınlıkla açtım. Aboo bu sarhoş muydu? Saate baktığımda gece 12 olduğunu gördüm. Vay be vakit nasıl da geçmiş.
"Ben geliyoğruğm. Sakığn odağndağn çıkmağ. Sözüğmü tutamıyoğruğm galibağ" dedi ve suratıma kapadı.
"Arda geliyormuş. Odana çık odandan çıkma dedi. Gerçi sözüğmü tutamıyoğruğm gibi bir şeyler de dedi ama. Sözüğmü ne demek ki?" dediğimde Hazal ayağa kalktı.
"Bir bildiği vardır belki. Gel çıkalım" dediğinde kafamla onayladım ve odaya çıktım.
"Kanka ya. Sen bu işe nasıl kalkıştın?" dedi Hazal inanmayarak.
"Ya Buraktan kurtulmak içindi. Zaten bugün hiç görmedim onu. İyide oldu. Kemçük suratlı. Şeytan görsün onun yüzünü. Hayvan herif"
"Kanka tamam ya sakin ol. Burak'ı bilmiyor musun? Takıntılı herifin tekidir o. Seninle sevgili olmak için neler yaptı hatırlamıyor musun?" dediğinde gülümsedim.
"He salak binanın tepesine çıkıp 'seni seviyorum nolur benimle sevgili ol' diye bağırmıştı sonra da 'olmazsan atlarım bak' demişti. Salak şey!" dedim gülerek. Ama kafama yediğim darbeyle Hazala döndüm.
"Ne yapıyorsun ya?" dedim sertçe. Acımıştı ama!
"Sen hala Burak'a aşık mısın lan? Ne öyle onunla ilgili konuşurken gülümsüyorsun. Hayırdır yani. Söylede bilelim" dediğinde bu sefer ben vurdum kafasına.
"Saçmalama be. Ne aşkı. O beni o şırfıntıyla aldatmadan önce düşünücekti. Hem o onları söyledikten sonra ben onunla asla bir daha birleşmem" dedim sinirle. Resmen beni kullanıyordu hayvan!
"İyi bakalım öyle olsun ama ben bu işin peşini bırakmam ona göre"
"Yav he he!" dedim bende alay edercesine. Ama bir kız kahkaha sesi duyunca Hazal'a döndüm. Hazalda bana bakıyodu.
"O ses neydi?" dedi bana bakarken.
"Bilmiyorum. Sanki kız kahkahasıydı?" dediğimde kafasıyla onayladı.
"Bir baksak mı acaba?" dediğinde kafamla onayladım.
Ayağa kalktık ve odadan çıktık. Sonra durdum. "Arda odadan çıkmayın demişti" dediğimde bana döndü.
"Olabilir ama biz de bu sesle duramayız yani. Ben merak ederim. Sende merak edersin. Birlikte merak ederiz sonra adımız gazetelere çıkar meraktan öldüler diye. İstemeyiz değil mi? Mesela ben istemem yani. Sonuçta işin ucunda-"
"Tamam sus da bi yürü" dedim elimle ağzını kapatarak.
"Ya! Oradan gıdıklanıyorum" diye ses duyunca Hazal'a döndüm.
"Oradan gıdıklanıyorum? Noluyor lan? Tövbe Yarabbim aklıma fesat fesat şeyler geliyor" ikimizde aynı anda demiştik. Sesin geldiği odaya doğru gittik ve hızla kapıyı açtım.
Ama gördüğüm manzarayla kapıyı tekrar kapattım.
"Oha!" diyebilmiştim.
"Ne vardı orada?" dedi Hazal. Ben şoktan tek kelime bile edemiyordum. Hazal beni ittirdi ve kapıyı açtı.
"Arda!" diye cırlayınca bende oraya döndüm. Arda üzerinde olduğu kızdan bir zahmet (!) kafasını kaldırıp bize şokla bakmaya başladı.
"Ben sizeğ odağdan çıkmağyın demediğm mi?" deyince sertçe ona ve altındaki sürtüğe baktım.
"Otel denen bir bok icat edildi dimi? Sen bana söz vermiştin. Ama görüyorum ki sözünü tutmak konusunda becerikli değilsiğn" dedim hem onu taklit ederek. Kapıyı sertçe kapattım. Yüzsüz birde ben size odadan çıkmayın demedim mi diyor.
Hızla odama geri döndüm ve kendimi Hazalla birlikte yatağa bıraktım. Belki kardeşimle yan yana uyursak o iğrenç manzarayı unuturdum.
Ben niye böyle şeyler yaşıyordum. Sevdiğim adamlar neden beni hep aldatıyor? Bir dakika! Ben sevdiğim adam mı dedim? Yok daha neler?
Yoksa... Cidden ben bu çocuğu seviyor muydum?
-
Parodiler: