ArdaTopuk sesleri daha da yakında duyulmaya başlayınca bir huzursuz olmuştum. Ardından hıçkırık sesi duymamla ne olduğunu anlamaya çalışmaya başlamıştım.
Gerçekten ne oluyordu?
"Gerçekten elini kımıldattığını zannediyordum" bu kızın sesi bir yerden tanıdık geliyordu.
"Ama öyle değilmiş"
Kimdi bu kız? Benim için hıçkırarak ağlayan kız kimdi?
"Üç ay oldu, uyansana artık"
Neler dönüyordu burada?
"Özledik seni"
Birden yanağımda hissettiğim ıslaklıkla şaşırmıştım.
Bu kız... Bu kız Elçin'di. Sevdiğim kızdı.
Gözlerimi açıp ona sarılmak istesemde olmuyordu.
Birden topuk sesleri uzaklaşmaya başlamasıyla içimde bir hüzün oluştu.
Ne yani hepsi bir rüyamıydı?
Elçin
Odanın kapısını kapattım ve Hazal'ın yanına yani kafeteryaya indim. Burası bana iyi gelmiyordu.
Bir kahve aldıktan sonra Meteyle kavga eden Hazal'ın yanındaki sandalyeyi çekerek oturdum.
"Saçmalama Mete"
"Asıl sen saçmalama kızım! Narkotik baskını olsa bile bu kızı burdan çıkartamassın! Azıcık Mantıklı Konuş Hazal!"
"Mete anlamanda sorun var galiba. Elçin burda durdukça sarsılıyor ya. Bak hasta olmasından korkuyorum, burda durmaktan ne doğru düzgün uyudu ne de yemek yedi. Ya zaten ben de temelli gitsin demiyorum sadece gidip bi dinlesin uyusun" dediğinde Hazal, Mete gözlerini devirdi.
"Yok yollayamazsın. Onu burdan Ardasız çıkartamazsın. Ama sen aşktan anlamadığın için"
"Evet sen aşk uzmanıydı. Erostun sen. Okunla aşk saçıyordun. Asıl sen aşktan anlamazsın be"
Ara girmenin çok mantıklı olacağını düşünerek boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım.
"Yine ne oluyor size ya?"
"Sen sus!"
Elimle ağzıma fermuar çekmiş gibi yaptım.
"Ben çıkartırım" diyen Hazal'a Mete gözlerini devirdi.
"Ulan gerizekalı! Kız bitmiş durumda zaten daha neyini çıkartmayı planlıyorsun?"
"Aa terbiyesize bak. Bir kıza gerizekalı denir mi?"
"Of susun artık" diye araya girmemle ikisi sonunda beni takarak sustu. Aşk konusundan yine aynı konuya geri dönüş yapmalarına mı şaşırsam, bunca lafı birbirlerine hızlı hızlı söylemelerine mi şaşırsam anlayamadım. En iyisi saf ayağına yatmak mantığıyla gülümsedim.
"Konu ne?"
"Bu salak seni üniversitenin kampına götürmek istiyor" dediğinde Mete, kaşlarımı çattım.
"Cidden mi?" diye sormamla kafalarını salladılar.
"Hazal kafan mı iyi kanka?"
"Of size iyilik de yaranmıyor"
Gözlerimi devirdiğimde Mete ayağa kalktı.
"Nereye?"
"Karıya kaçıyorum" diyip söylene söylene gitmeye başladı.