•Olay akışı değişmeden düzenlenmiştir•
Medya: Elçin
Bölüm şarkısı: 5 Second of Summer- Good Girls
-
"Sen bana anlatsaydın bunlar olmazdı" dediğinde Burak, kaşlarımı çattım.
"Anlatmaya çalıştım. Dinledin mi? Hayır! Şimdi geçipte karşıma üste çıkmaya çalışma. Cidden ben seninle uğraşmaktan yoruldum ama sen yüzsüzlük yapmaktan yorulmadın. Cidden merak ediyorum? Bir insan da hiç mi gurur olmaz?" dediğimde bileğimden tutup beni kaldırdı. O kadar çok sıkıyordu ki morarmaması için dua ediyordum.
"Sen benimsin" dediğinde alayla baktım.
"Saçmalama, çek o elini bileğimden" dediğimde gülmeye başladı.
"Sence ben seni bırakır mıyım?"
"Burak anlamıyor musun? Sevmiyorum ben artık seni. Aksine senden tiksiniyorum" dediğimde bileğimi daha çok sıkmıştı.
"Burak acıyor"
"Benim kalbimin acıdığı kadar acıyamaz" dediğinde bileğimi kurtarmaya çalıştım ama olmuyordu. Çok sıkıyordu. Birden beni kendine biri çekmesiyle bileğimin acısından kurtulmuştum.
"Noluyor lan? Eve girip birde zorbalık mı yapıyorsun. Siktir git" dediğinde Arda, Burak Arda'yı ittirmişti.
"Sen karışma birader. Bu bizim aramızda" dediğinde Arda, Burak'ın yüzüne bir yumruk geçirmişti. Burak'ın hamle yapmasına izin vermeden karnına da tekme atmıştı. Kolunu ters çevirip yere oturttuğunda şaşkınlıkla bakıyordum. Bizim ukalanın içinden ne çıkmıştı öyle? Yemin ediyorum korkmuştum.
"Şimdi o sikik kulaklarını beni duymak için, varlığından emin olmadığım beynini de anlamak için iyice açıyorsun. Bu kızı bir daha ararsan veya yanından geçersen son günlerin, saatlerin, dakikaların, saniyelerin olur. Yeterince anlatabildim mi?" dediğinde Burak kafasını sallamıştı. Canı acımış olmalıydı çünkü boşta olan eliyle öksürüp karnını tutuyordu.
"Şimdi siktir git" dedi kolunu bırakarak. Burak evden çıktığında bileğimi ovuşturuyordum.
"İyi misin?" dediğinde gülümsedim.
"İyiyim, birazdan geçer. Bu arada teşekkür ederim. Sana borçlandım" dediğimde gülümsedi.
"Bir gün ödersin" dediğinde bende gülümsedim. Şeker çocuktu. Öhöm. Ne diyorum ben? Hemen kendine gel Elçin!
"Bu arada arkadaşlarım gelicek. Yani iki arkadaşım gelecek"
"Tamam" dediğimde mutfağa gitti. Bizde koltuklardan birine oturduk.
"Bileğin nasıl?" dedi Hazal bileğime bakarak. Kızarmıştı, inşallah morarmaz.
"Sızlıyor sadece"
"Buz koyalım bekle" dedi ve hızla mutfağa gitti. Mutfaktan elinde buzla geldi ve bileğime koydu.
"Of bu çok soğuk ya"
"Acaba buz olduğu için olabilir mi?" dediğinde güldüm.
"Olabilir" Arda elinde kahve fincanıyla geldi ve oturdu. Kapı çalmasıyla bana seslenmesi bir oldu.
"Elçin şimdi aradaki mesafeyi hesaplarsak sen kapıya daha yakınsın. Kapıyı açsana" dediğinde kaşlarımı çattım.
"Banane ya. Senin arkadaşların, git kendin aç" dediğimde göz devirdi ve ayağa kalktı.