25. Bölüm

2.9K 114 34
                                    


~Elçin~

"Ne demek ya aradığınız numara kullanılmamakta. Bu kız bizimle oynuyor mu?" dedi Arda sinirle konuşarak. Oynayıp oynamama konusunda bir fikrim yoktu ama aklıma tek seçenecek geliyordu o da Burak. Burak'ın bir şey yapma ihtimali çok yüksekti ve ben bundan korkuyordum. Burak eski Burak değildi. O eski neşeli Burak gitmiş yerine ruhsuz bir Burak gelmişti. Düşünceleri önceden tertemizken şimdi kirliydi. Hazal'ı da kirletmişti. Adi bir pislikti. "Burak bir şey yapmış olmasın" dedim aklımdaki düşünceleri dışarıya yansıtırken. Mete sadece duvara bakıyordu. Bir şey düşündüğü belliydi, acaba Hazal'dan gerçekten hoşlanıyor muydu?

"Hiçbir fikrim olmamasıyla birlikte kafam allak bullak. Ne düşünsem sonu hep Burak'ın pislikleriyle bitiyor. İçimden bir ses diyor ki Asena'yı sıkıştıralım" dediğinde Mete fikirin dahiliğle güldüm. Bence çok mantıklıydı.

"Oha çok mantıklı" dedim kendimi atomu keşfetmiş gibi hissederken. Acaba atomu keşfetsem ben ne yapardım?

"Sizce Asena bize her şeyi anlatır mı?" dedi Arda negatif enerjiyle. Şurda iki sevinmişim hemen boz. "Sıkıştırırsak neden olmasın?" dediğinde Mete, Meteyle beşlik çaktık. Arda ikiye birsin sus artık. "İyi o zaman sıkıştıralım" dedi Arda onaylar bir şekilde.

Telefonunu eline aldı ve birine mesaj yazdı. Telefonunu kapatıp sırıtarak bana baktı. "Kurbanımız geliyor. Hadi bakalım. Başlasın operasyon!" demesiyle ben de sırıttım. Yanına gidip oturduğumda kolunu omzuma attı ve beni kendi yapıştırdı.

Saçlarımı öpüp oynamasıyla gülümsedim. Hoşuma gidiyordu. Yani... Saçlarımla oynaması hoşuma gidiyordu.

"Sap kaldık iyi mi?" dediğinde Mete, Arda gülmüştü. Ben ise suratımı asmakla yetinmiştim. Çünkü ben Mete'yi Hazal'la düşünüyordum. Ama Hazal ve Mete olmazdı artık. Hazal'ın o şerefsizden bir bebeği olacaktı. Düşündükçe sinirlerim geriliyordu. Bir insan, pardon insan dedim! Bir hayvan nasıl olur da bir kıza böyle bir şey yapardı. Şerefsiz köpek!

Mete eğer Hazal'ın çocuğunu kabul ederse aslında olurdular. Hem de çok güzel olurdular.

Saliseler saniyeyi, saniye dakikayı, dakika saati, saat günü, gün haftayı, hafta ayı, ay yılı kovaladıktan sonra zil çalmıştı.

Sanki dünyanın öteki ucundan geldi!

İçeriye Asena girdiğinde sinirle ayağa kalktım. Tam üzerine yürüyüp suratına yumruğu çakacakken Arda belimden tutup beni kendine çekmişti. Dur Arda ya bir şey yapmayacağım. Sadece o götü kadar olan burnunu kıracağım!

"Hayatım, bitanem, sarışınım, çiçeğim bir sakin ol" dedi boynumdan öperek. Söylediklerinden sonra bütün hatlarım kesilmişti.

Hayatım? Bitanem? Sarışınım? Çiçeğim?

Aman Allahım!

"Seni seviyorum" dedim yanağından öperek. "Bende seni seviyorum" dedi gözlerime gülerken.

"Ihım" dedi Mete bize doğru bakarken. Hemen kendime gelip Asena'ya baktım.

"Derdiniz ne benimle? Ne diyecekseniz diyin işim var benim"

Amına koduğumun orospusu. Tövbe tövbe günaha sokuyor beni!

"Burak neyin peşinde? Bizimle ne derdi var? Hazal'dan ne istiyor? Dökül" diye bağırdığımda kahkahasını patlatmıştı. "Gerçekten bunların hepsini size anlatacağımı mı düşündünüz? Şaka mısınız siz?" dediğinde kaşlarımı sinirle kaldırdım. Elimi yumruk yaptım ama vurmamıştım. Bunun sağken konuşması lazımdı. Önce bir anlatsın sonra döveriz. Dışın dışın!

Ev ArkadaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin