33.Bölüm: gerçekler acıtır

5 1 0
                                    

Ona yaklaşıp koluna sertçe vurdum.

Berk:a..ah ne yaptım ki.

Beren: neden çocuklara öyle şeyler ögretiyorsun.

Berk:ama gerçek.

Beren: hayır değil sana kaç defa söyledim.
Elini çeneme koyarak.

Berk:ama gerçek olacak meleğim
şimdiden ailem ile tanıştın daha ne istiyebilir ki ama seninkiler ile tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Beren: hiç heveslenme sana söyledim seninle bir ilişkim yok Berk eğer bir daha bu konuyu açarsan seni..

Berk:beni ne...

Beren: hiç yapmadıgım bir şeye beni zorlama.

Berk:neymiş o prenses.

Beren:seni çocukların gözü önünde döverim yemin ederim beni buna mecbur etme Berk.

Berk:peki peki üzgünüm.

Beren:bundan sonra konuşmamaya devam et.

Berk: nasıl istersen prenses..

Çocuklar çok geçmeden hızla odaya geri geldiler ve yanlardında kitap getirdiler.

Defne ve ateş:beren abla bize kitap okur musun.

Beren:t..tabi ama saat kaç.

Saatte baktığımızda oyunla ve eğlence ile geçen zamanla saat 8 olmuştu zaman ne çabuk geçmişti fark etmemiştim bile.

Defne:yatma saatimiz geldi kitap okunduğu zaman daha rahat uyuyoruz.

Beren:tamam okurum yataklarınıza geçin o zaman...

Çocuklar hızla yataklarına geçmişlerdi ama bugün çok yorulmuş olmalılar tabi bende onlarla beraber yorulmuştum ama güzel günlerimden biriydi.

Mutluydum.
O yanımda olmasa inan daha mutlu olurdum ama önemi yok.

Beren:
"Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir diyarda kocaman bir orman varmış. Bu ormanda birbirinden cesur hayvanlar yaşarmış. Bir gün, küçük bir kuş yavrusu uçmayı öğrenmek istemiş ama korkmuş...”

Defne:
"Sonra ne olmuş?"

Ateş:
"Ne olmuş yani, uçmuş mu uçmamış mı?"

Beren: (Gülümseyerek)
"Durun bakalım, sabırlı ol! Kuşun cesaretini toplaması gerekiyormuş. Ama ne zaman uçmaya kalksa, rüzgar onu engelliyormuş. Sonunda...”

Beren’in sesi yumuşak ve huzurlu bir tonda hikayeye devam ederken, Berk yanına iyice yaklaşmıştı. Gözlerini Beren’den ayıramıyordu. Her kelimesini birer mücevher gibi dinliyordu. Onun sesi, yüzündeki her hareket, hatta nefes alışları bile Berk’i büyülüyordu. İçinde kaybolmuştu, tüm dünyası o an sadece Beren olmuştu.

Berk (iç düşünceler):
"Ne zaman böyle etkilenmeye başladım ondan? işte her zamanki gibi ne zaman geleceği belli olmaz hele bazı zamanlar Her hareketi nasıl da zarif. Beni fark etmiyor ama ben her anını takip ediyorum. Sesi... Ne kadar sıcak, yumuşak. Ama bana hala uzak, soğuk. Ona ne kadar yaklaşsam da, onu bir türlü tam olarak elde edemiyorum. Şimdi burada, çocuklara hikaye okurken bile onu izlemek... Sanki başka bir dünyada yaşıyor ve ben o dünyanın bir kenarında kalmışım. Ama ona aşığım, delicesine. O benim olmalı."

Beren, çocukların meraklı bakışları altında hikayesine devam ederken Berk’in bakışlarını fark etmişti, ama bir şey dememişti. Onun nefesi, Beren’in yanağının hemen dibindeydi.

Beren (kendi kendine düşünerek):
"Berk'in gözleri... Yine üzerimde. Ne düşünüyor acaba? Bu kadar yakın olmak neden beni bu kadar huzursuz ediyor? Kaç kez dedim, benden uzak durması gerektiğini... Ama işte burada, yine yanımda."
Çocuklar olmasa onu burada..

Karanlığın İçinde Seni Buldum (Ebelemece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin