49.Bölüm: karanlık geçmişe yolculuk

3 1 0
                                    

Beren, elindeki kumu bir kenara savurduktan sonra Berk'e doğru atladı. Hafifçe gülümseyerek kafasını onun göğsüne koydu. Kumda yatan ikili, bir anlığına dünya ile bağlantılarını koparmış gibiydiler. Gözlerini kapatmış olan Beren, Berk'in kalp atışlarını duydu. "Bu an, her şeyden daha değerli," diye düşündü.

Berk, Beren'in huzurlu nefes alışverişlerini dinleyerek, ona daha da yakınlaştı. Onun yanında olmanın verdiği sıcaklık, içindeki korkuları ve kaygıları hafifletmişti. Beren'in gülümsemesi, karanlık düşüncelerini bir kenara itiyor gibiydi. "Beren, seninle burada olmak her şeyden önemli," diye düşündü.

Beren, göğsünde Berk'in kalp atışlarını duyarken, aklındaki düşüncelerle baş başa kaldı. "Berki düşündüğümde içimde bir huzur var. Geçmişin ağırlığı beni asla aşağı çekemez," diye düşündü.

Berk, "Beren, ne düşünüyorsun?" diye sordu, sesi nazik bir tonla yankılandı. Beren, kafasını kaldırıp ona baktı. "Sadece seninle burada olmak ve bu anı paylaşmak istiyorum," dedi. "Kumların içinde kaybolmak, geçmişten uzaklaşmak güzel."

Berk gülümsedi. "Evet, bazen geçmişi geride bırakmak için böyle anlara ihtiyacımız var," diye yanıtladı. "Seninle birlikteyken her şey daha aydınlık ve anlamlı."

Sen konuşunca benimde aklıma bu hayatta bir şey yapmadığım geldi hayatta her zaman bir boşluk vardı içimde ve şimdi farkettim de meğerse o benmişim abim beni her zaman korudu kolladı ne yapabiliyorsa elinden ne geliyorsa her şeyi yaptı gerek anne gerek baba rolü ikisine oldu ana ben ona hiçbir şey yapmamışım.
Senin yaşadığın şeyler gerçekten ağır ve tek başına taşınacak şeyler değil onları seninke beraber taşımak istiyorum en azından şu hayatta senin gibi benimde bir amacım olsun istiyorum o yüzden kendini değersiz hissetme evet şuan beni buldun ve yanındayım seni istiyorum ve mutsuz olmanı istemiyorum ve daha fazla olumsuz şeyde sadece sen ve ben aramızda mutluluk huzur olsun bir gün olsun her şeyi unutalım ve eğlenelim küçük çocuklar gibi yaşayamadıgımız çocuklugunuzu sen küçükken esir olmuş ben ise o hayatta tutsak edilmiştim.
Bu acımasız hayatta biliyorum çok şey yaşadın yaşadık ama bunları beraber atlatabiliriz değil mi.

Evet meleğim kesinlikle...

Beren, Berk'in göğsünden kalkarken içindeki coşku patladı. Hızla etrafında koşmaya başladı ve gülerek bağırdı, "Ebelemece! Ebelemece oynamak istiyorum, hem de seninle! Eskiden oynayamadığım gibi." Sesindeki neşe, Beren'in yüzündeki gülümsemeyi daha da belirgin hale getirdi. Küçük bir çocuk edasıyla, "Lütfen benimle oynamak istemez misin?" diye sordu.

Berk'in gözleri parladı. Beren'in bu neşesi karşısında kendini tutamadı ve hemen hızlıca kalkarak onu kovalamaya başladı. "Ben seni yakalayacağım!" diye haykırdı, sesi neşeyle yankılandı.

Etraflarında kumlar uçuşuyordu; ikisinin de kalpleri çocukluk heyecanıyla dolmuştu. Koşuşturmaca o kadar eğlenceli bir hale gelmişti ki, sanki yaşamadıkları çocuklukları şu an yaşıyorlardı. Beren, hızlı adımlarla kaçarken arada bir arkasına dönüp Berk'e kıkırdıyor, daha fazla hızlanıyordu.

Berk, Beren'in peşinden koşarken, "Bu an ne kadar güzel," diye düşündü. Beren'in coşkusu, onun da içindeki çocuk ruhunu uyandırmıştı. Kumların üstünde kayarak, zamanın nasıl geçtiğini unuttular. Ebe olmaktan çok, bu anın tadını çıkarmak istiyorlardı.

Beren, arada bir durup "Beni yakalayamazsın!" diye bağırıyordu. Bu sözler, Berk'in kalbini daha da hızlandırıyordu. "Evet, ben seni yakalayacağım," dedi Berk, neşeyle. Kovalayan ve kaçan, içlerindeki çocuk neşesiyle özgürce hareket ediyor, kaygıları geride bırakıyordu.

O an, yalnızca oyun oynamak değil; kaybettikleri çocukluklarını yeniden yaşamak için bir fırsattı. İkisi de gülmekten ve koşmaktan yorulduğunda, kumların üzerinde yere serildiler ve birbirlerine bakarak kahkahalarla güldüler. Bu, sadece bir oyun değil; birbirlerinin yanında olmanın verdiği mutluluğun en güzel ifadesiydi.

Karanlığın İçinde Seni Buldum (Ebelemece)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin