**Beren’in gözleri, Berk’in öfkeli bakışlarının altında titriyordu.** Kanayan kolunu sıkıca tutarak, bir adım geri çekildi. Berk’in gözlerindeki delilik ve saplantı karışımı, her geçen saniye daha da belirginleşiyordu. Beren, adamın gerçek niyetini ve bu korkunç aşırı koruma anlayışını kavrayamamıştı; sadece derin bir korku ve öfke hissediyordu.Berk, bir an için ellerini sıktı ve derin bir nefes aldı. "Beren, beni anlamıyorsun," dedi, sesi titrek ama kararlıydı. "Bu kadar sinirli olmanı anlıyorum ama... seni korumak zorundayım. Sadece seni düşünüyorum."
Beren, Berk’in sözlerine daha fazla tahammül edemeyerek, sinirle yanıt verdi: "Koruma mı? Beni hasta ettin, Berk! Sadece kendini ve saplantını düşündün. Beni bu karanlık girdabın içine çektin!"
Berk, gözlerinde bir parıltı belirerek, yaklaşmaya devam etti. "Sana yardım etmeye çalışıyorum. Bunu anlaman gerekiyor. Senin için her şeyi göze aldım."
Beren, hızla arkasını döndü ve kapıyı bulmaya çalıştı. Karanlık kabinde her şey bulanık görünüyordu. **Gözleri kanlı kolunda titriyor, ama yavaşça karar vermek zorundaydı.** Berk’in çığlıkları ve sözleri arasında kendini kaybetmiş gibiydi.
Berk, Beren’in arkasından koşarak kapının önünde durdu. "Beren! Lütfen beni dinle! Seni koruyacağım. Seni seviyorum, ama sen anlamak istemiyorsun!"
Beren, Berk’in sesi arkasında yankılanırken, derin bir nefes aldı ve kapının kolunu sıkıca tuttu. *"Berk, bu hastalıklı bağlılıkla bana sadece zarar verdin. Artık bu korkunç kabustan uyanmam gerekiyor. Beni bırak, lütfen."*
Berk’in yüzündeki ifade sertleşti. "Hayır, Beren! Seni bırakamam. Eğer seni kaybedersem, kendimi kaybederim. Senin için her şeyi göze aldım, bunu anlaman gerek. Beni affet, ama seni bırakmak... bunu yapamam."
Beren, korku ve öfkenin birleştiği bir duygu seli içinde, kapıyı açmak için gücünü topladı. **Bir an için Berk’in gözlerinin derinliklerinde, gerçek sevginin kalmadığını fark etti.** O an, **kapı aralandı** ve ışık huzmeleri içeri girdi. Beren, derin bir nefes alarak kapıyı tamamen açtı ve kaçmak için son bir adım attı.
Berk’in çığlıkları arkasından yankılanırken, Beren **karanlık kabinden** hızla uzaklaşıyordu. Ancak, Berk’in öfkeli gözleri hala kafasında dönüyordu. *"Seni seviyorum, Beren,"* diye fısıldadı Berk, **son bir umutla.**
**Beren kapının kolunu sıktı ve hızla açtı.** Ancak tam dışarı adım atarken, Berk aniden arkasından yaklaştı. Bir anlık şaşkınlıkla Beren, Berk’in güçlü kollarında buldu kendini. Berk, onu sıkıca kavrayarak kucağına aldı. Beren’in çığlıkları ve direnişi, Berk’in kararlı tutumunu sarsamadı.
"Beni bırak, Berk! Lütfen, bırak!" Beren, korku içinde bağırdı, ama Berk’in kolları adeta demir gibi sıkıydı.
Berk, Beren’i kucağında tutarak, hızla kapıdan uzaklaştı. "Beren, bunu yapma. Seni korumak zorundayım. Kaçmana izin veremem," dedi, sesi kararlı ama içindeki paniği gizleyemedi.
Beren, Berk’in kollarında çırpınıyor, kendini kurtarmaya çalışıyordu. "Beni bırak! Bu delilik! Lütfen, bırak beni!" dedi, ama Berk’in sıkı tutuşu ona kaçma şansı vermiyordu.
Berk, hızla dışarı çıkıp, **kendi arabasına doğru yürüdü.** Beren’in direnişine rağmen, arabayı açıp içeriye koydu. Beren, artık iyice panikledi, elleriyle Berk’in kollarını itmeye çalıştı. "Bu şekilde beni sadece daha fazla korkutuyorsun! Lütfen, bırak beni!"
Berk, Beren’i kucağında tutarak, nazik ama kesin bir şekilde konuştu: "Beren, bu yaptıklarım seni korumak için. Bunu anlamıyorsun, ama seni kaybetmek istemiyorum. Senin için her şeyi göze aldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinde Seni Buldum (Ebelemece)
Romanceonu gördüğüm andan beri onu istiyorum onu arzuluyorum. bir anda herşey değişti hayatta en ufak bir amacım bile yokken... aniden karşıma çıktı artık hayatta yaşamam için tek sebep artık hayatımdaki varlığım o.... Adeta tanrıça gibi parıldıyor...saf...