Bakmaya mecbur bırakıldığım o görüntüye bakmak istemiyordum. O uzun yolculuk boyunca Dora denilen o kadına yeterince katlanmamışım gibi şimdi de katlanıyordum.
Farkındaydım. Korel beni sinir etmek için bunu yapıyordu. Ona doğru yolda olduğunu söyleyebilirdim. Öyle olmasa yumruklarım sıkılı ringte dövüşen..... Dövüş adı altında birbirine sırnaşan o ikiliye bakarken o ikisini öldürmekle ilgili kafamda senaryolar yazıp çizmezdim.
Tam bir saattir her ikiside o ringteydi. Tehlikeli olduğunu bilmeme rağmen o dövüş ringine yaklaşabildiğim kadar yaklaştım.
"Dora beni sinir etmek için mi yapıyorsun? Sana daha kaç kez söylemem gerekiyor ayağını böyle kaldırman gerekiyor. "
O ayağın kopsun emi.....
"Korel senin bana gösterdiğin gibi yapıyorum."
"Hiç boşuna uğraşma yapmadığının sen de farkındasın Dora."
Korel bu sözleri söyledikten sonra onu daha fazla sinir etmek istermiş gibi Dora denilen o kadına doğru yürüyüp arkasına geçti.
Bu görüntüye daha fazla katlanmak istemiyordu. Ama bakmak zorundaydı. Önünde durduğu ringin iplerini elleriyle sıkabildiği kadar sıkıp kendini bakmaya zorladı.
Korel hız kesmeden devam ediyordu. Bu defa elini Dora'nın çıplak sırtına koyup "Kambur duruyorsun. Biraz daha dik durmalısın. " dedi.
"Korel çok fazla üstüme geldiğinin farkında mısın?"
"Öyle olmadığını sen de biliyorsun Dora şimdi sana gösterdiğim gibi sırtını dikleştir."
Daha fazla tahammül sınırlarını zorlayan bu görüntüyü izlemeyecekti. Bileğindeki saç tokasını çıkarıp dağınık haldeki saçlarını topladıktan sonra ringten içeri girip Dora'ya doğru ayaklarını yere vura vura yürüdü.
Sinirini bozan o kadına ağzının payını vermesinin zamanı gelmişti de geçiyordu.
"Dora!... Adın buydu değil mi? En azından Korel seninle konuşurken sana bu isimle hitap ediyor."
Onu küçümsediğini saklamayacaktı. Davranışlarıyla ve sözleriyle aklına gelen her yolla karşısında duran kendini beğenmiş kadını küçümseyecekti.
"Ve sen de Hande olmalısın. Korel'in sana söylediği isimle mi sana hitap etmeliydim? Ateşparçası....."
Onun oyununu ona karşı oynuyordu. Yeterince adildi ama daha fazlasına izin vermeyecekti. Yaklaşabildiği kadar karşısındaki kendini beğenmiş rakibi olan kadına yaklaşıp "Sana meydan okuyorum Dora benimle kapışmaya var mısın?" diye sordu.
Her türlü cevabı bekliyordu ama karşısındaki kadının ona şuh bir kahkaha atmasını beklemiyordu. Ağzını açıp ona hakettiği cevabı vericekken omzuna yediği beklenmedik tekmeyle geriye doğru bir adım atmak zorunda kaldı. Bu Korel'in dakikalar önce Dora'ya öğretmeye çalıştığı tekmeydi.
Aldırmadı. Aksine bu tekme hiç olmadığı kadar çok hoşuna gitmişti. Pozisyonunu alıp tüm gücüyle Dora'nın yüzüne sert bir yumruk attı.
Attığı yumruğun sertliğinden Dora'nın başı geriye doğru gitmişti. Onu hazırlıksız yakalamak hoşuna gitmişti. Bu yumruğu aynı sertlikte bir tekmeyle taçlandırmak istiyordu. Korel'in Dora'ya öğrettiği tekmenin tam tersi bir tekme atmak istiyordu.
Sağ ayağını kaldırıp tüm ağırlığını sol ayağına verip Dora'ya uçan tekme attı. İyi bir tekmeydi. Öyle olmasa Dora attığı tekmenin sertliğinden ayakları üzerinde geriye doğru gidip kolları üzerinde sırt üstü ringin iplerinin üzerine düşmezdi. Rakibi bayılmakla bayılmamak arasında gidip geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
365 ( + 24 )
RomanceBir skandal ne kadar büyük olabilirdi? Otel odasında bir kadınla basılmak tüm siyaset hayatınızı bitirir miydi? Bir bakan ve gözü kara bir kadının yolları kesişirse ne olurdu ya da nelere sebep olurdu? Korel Alparslan tüm hayatını manşetlerden uzak...