13.Bölüm

289 6 4
                                    

Odamdan çıkmış merdivenlerden ıslık çalarak iniyordum. Tam ayağımı son basamağa atmışken donup kaldım.

Önümdeki görüntü gerçek miydi yoksa ben hala odamda yatağımda o tuhaf rüyalardan birini mi görüyordum?

Öğrenmenin tek bir yolu vardı. Trabzanın üzerinde duran elimi koluma doğru uzatıp açık olan gözlerimi kapamamaya ya da kırpmamaya çalışarak kendimi çimdikledim. Manzaram hala aynıydı. Öyle olmasını istemesem bile.....

"Günaydın ateşparçası. "

Yutkundum. Büyük , acılı bir yutkunmadan sonra anca sesimi bulup karşımdaki o yunan heykeline "Günaydın. " diyebildim.

Bunu söylemek bile beni hiç olmadığı çok yormuş ter içinde kalmama neden olmuştu. Ona bakarak kendimi ellerimle yellememe şu kadarcık kalmıştı.

"Orada öyle durmaya devam mı ediceksin yoksa yanıma gelmeyi düşünüyor musun ateşparçası?"

Kim derdi ki sabah uyandığımda görüceğim ilk şeyin üstü çıplak salonun ortasında şınav çeken bir Korel Alparslan olucağını?

"Ateşparçası. "

"Hı......"

"Sonunda bir tepki verebildin."

Homurdanarak "Sen benim yerimde olsaydın ne yapardın acaba?" diyerek o son basamağı da inip mutfağa doğru ilerledim.

Beni hazırlıksız yakalamıştı bunu inkar edemezdim. Ama hoşuma gitmediğini söyleyemezdim. Bu kendimi kandırmaya çalışmaktan başka birşey olmazdı.

Homurdana homurdana tezgahın üzerindeki çaydanlığı elime alıp çaydanlığa su doldurmaya başladım. "Çay ......" dememe kalmadan elimdeki çaydanlıkla donup kaldım.

Oyuna gelmiş , getirilmiştim. Adı Korel Alparslan denilen bir düzenbaz tarafından oyuna getirilmiştim. Elimdeki çaydanlığı ses çıkarmamaya çalışarak mutfak tezgahının üzerine bırakıp ayak ucunda onun olduğu yere doğru ilerledim. Hala şınav çekiyordu. Aldırmadım. Beni farketmesini sağlayacak kadar ona yaklaştım ve kollarımı göğsümde bağlayıp önünde durdum.

"Beni oyuna getirdin."

"................."

"Sana az önce söylediğim şeyi duydun mu Korel?

"..................."

"Diyorumki beni oyuna getirdin."

"Bağırmana gerek. Çok şükür seni duyacak kulaklara sahibim."

"Haklısın. Beni kandıracak zekaya da sahipsin Korel Alparslan. Söylesene yanılıyor muyum?"

Şınav çekmeyi bırakıp ellerinin üzerinde yerden kalktı ve karşımda durdu. Çektiği şınavlardan dolayı terlemişti. Terli olan vücuduna bakmak yerine ona bakmam gerektiğini biliyordum ama bunu yapmak benim için çok zordu. Kendimi zorlayarak yüzüne baktım.

Dudakları kıvrılmış gülümseyerek bana bakıyordu. O farketmiş miydi benim ona nasıl baktığımı? Eğer farkettiyse dememe kalmadan "Beni gözlerinle yemen bittiyse konuşabilir miyim?" diye sordu.

"Ben öyle birşey yapmıyordum."

"Eminim. "

"Sana hiç birşey ispatlamak zorunda değilim. "

"Neyse ne....."

"Korel ne söyleyeceksen söyle artık. "

"Sürekli bana Korel Alparslan diyorsun pekiyi sen ateşparçası sen nesin? Bir Alparslan değil misin?"

365 ( + 24 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin