Üzerimdeki ceketin ağırlığı omuzlarıma çökmüşken, bakışlarım doğrudan karşımda oturan babama kitlenmişti. Yüzündeki sert ifadeyi izlerken, gözlerinin içine bakmaya cesaret edemediğim anlarda bile üzerimdeki baskıyı hissediyordum.Hiç beklenmedik bir şekilde Pars'ı aramış ve onu havalimanından almasını emretmişti.Eve adım atmasıyla birlikte, dört bir yana kasvet yayılmıştı. Evdeki hava, babamın varlığıyla daha da ağırlaşmıştı, nefes almak bile zor geliyordu.
Babam gözlerini hiç kırpmadan bana baktı, yüzünde sorgulayıcı bir ifade. "Ben yokken neler yaptın?" dedi, sesi sert ama alttan alta bir şeyler bekliyordu. Gözlerinin derinliklerinde beni ezip geçen bir kararlılık vardı, o anda kendimi bir suçlunun karşısında hissettim.
Boğazımı hafifçe temizleyerek kendimi toparlamaya çalıştım. "Evdeydim tüm gün," diye söyledim, ama kelimeler ağzımdan çıkarken sanki havada asılı kaldı. Sesimden bir tedirginlik sezilse de, yüzümü sakin tutmaya gayret ediyordum.
Babamın bakışları hâlâ üzerimdeydi, yüzümdeki en küçük bir yalpalamayı arar gibi. Gözleri, sanki gerçeği delip geçmek istercesine beni deliyordu. Ancak hiçbir şey söylemedi. Sessizliği daha da ağırlaştı, odanın içinde yankılanan o sessizlik beni rahatsız ediyordu. Dudakları kıpırdamazken, gözleriyle sorgulayan o bakış beni yutacakmış gibi hissettirdi.
Babamın kuşkucu sesi odayı keskin bir bıçak gibi kesti. "Sanki benim hoşlanmayacağım şeyler yapmışsın gibi geliyor bana," dedi, gözlerini bir an olsun benden ayırmadan.
Sözleri içimde bir ürperti yaratırken, bakışları daha da soğudu. Gözleri, yüzümde suçluluk arar gibi geziniyordu. "Yakında çıkar kokusu zaten." diye ekledi.
Sözlerinin altındaki tehdit açıkça hissediliyordu.
Eğer Pars ile aramızdaki ilişkiyi öğrenirse...Bu düşünce zihnime saplandığında,içimde bir soğukluk yayıldı. Babamın öfkesini hayal etmek bile yeterince korkutucuyken, gerçekleri öğrenirse olacakları düşünmek içimde bir düğüm oluşturdu. Sanırım ikimizi de öldürürdü. Babamın katı kuralları ve sert mizacı, bu tür bir ihaneti affetmezdi. Kafamdaki bu ihtimal, adeta boğazımı sıkıyordu. Onun acımasız bakışları altında nefes almak bile güçleşirken, içimdeki korku derinleşti.
"Artık uyuyabilir miyim?" dedim, sesimdeki sakinliği koruyarak. Babam, birkaç saniye boyunca yüzüme baktı, sanki gözlerinin derinliklerinde bir şeyler çözmeye çalışıyormuş gibi.Ardından, derin bir nefes aldı ve elini yavaşça kaldırarak gitmem için işaret yaptı.
Dudaklarımı bir anlık bir tereddütle birbirine bastırıp, kısık bir sesle "İyi geceler." diyerek salondan ayrıldım.
Ama adımlarımı atarken bile, sırtımda babamın keskin bakışlarını hissediyordum. O bakışlar, adeta bir gölge gibi beni takip ediyor, her adımımda üzerimdeki baskı daha da ağırlaşıyordu. Sırtımda gezinen bu ağırlık, odadan çıkana kadar peşimi bırakmadı, sanki her an arkamdan bir şey söyleyecekmiş gibi.
Odaya vardığımda,kapıyı hızla kapattım ve derin bir nefes alarak duvara yaslandım.O an, telefonu bir refleksle elime alıp açtım. Ekranın ışığı odanın karanlığını deldiğinde, parmaklarım hızla WhatsApp'a yöneldi. Mesajlar arasında Pars'ın adını bulana kadar durmaksızın kaydırdım. Adını bulur bulmaz üzerine tıkladım. İçimdeki karmaşa ve sessizlik arasında sadece onunla konuşma ihtiyacı vardı.
Efe:Pars
Efe:Parsss
Efe:Kayaa
Efe:Pars Kayaa
Efe:Kanka🤯
Cevap vermesini beklerken,yavaşça yatağıma doğru ilerleyip oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA | bxb
Teen FictionBabamın elleri yakalarımda hâlâ sımsıkı kavramışken, nefes almak bile zor geliyordu. İçimdeki öfke ve korku, birbirine karışmış bir haldeydi. Ancak sesim çıkmıyordu, çıkamıyordu. Beni bırakmaya niyeti yok gibiydi. "Sana her defasında anlatmak zorun...