Karımda Ne Orospuluklar Varmış! (9)
Cemal üst kata bilgisayarın olduğu odaya, yaptığı kayıtları ve çekimleri düzenleyip montajlarını yapmaya çıkınca ben de karımla birlikte terasa çıktım. Villadaki makyajcı Nuran abla üçümüze de çay koydu. Manzarayı izledik çaylarımızı içerek.
Nuran abla, "Bu villada ayda bir çekim yapılır, çok sık olmaz. Aslında Cemal pek para da kazanamıyor. Ama Nilgün sen farklısın, çok doğalsın ve açıkçası ben o kadar uzun ve büyük yaraklarla başa çıkacağını tahmin etmiyordum. Vücudun da hafif kilolu ve gerçekten tam bir ev kadınısın. Hijyenik fısfısları mutlaka kullan, anal seksten sonra yarakları yıkamadan tekrar ağzına yada amına alma sakın!" dedi.
Ben hemen, "Abla biz yarın dönüyoruz, gerek yok zaten!" dedim. Nuran abla, "Yok o belli olmaz, o şirket parayı hemen göndermiyor, Cemal zaten parasız. Parası lüks harcamalara gidiyor, hemen bitiyor. İki güne ancak gelir bankaya para Almanya'dan!" dedi. Karım bana umursamazca bakıp, "Olsun, burası güzel. İlçeye dönüp ne yapacağız ki? Köye gitsek ne var ki, tarla ve hayvanlardan başka? İstersen sen dön!" dedi
Kırılıyordum bu sözlere, "Seni bırakmam aşkım!" dedim. Karım, "Aşkım deme bana orospu çocuğu!" deyince Nuran abla da şaşırdı, ben de cevap vermedim. Konuyu değiştirmek için, "Bakalım Cemal ne yapıyor..." dedim. Karımla beraber yukarı çıktık.
Cemal, bilgisayar odasında karımın sikiş videolarını iki ekranda açmış, ileri geri sarıp durdurup birşeyler yapıyordu. Bizi görünce, "Ooo hoşgeldiniz, bakın, ayrı sahneleri bir araya getiriyorum, gereksiz konuşmaları kesiyorum, editörlük yapıyorum!" dedi. Ama bunları yaparken oturduğu sandalyede kalkık sikini çıkarmış, arada sıvazlıyordu. Karım Cemal'in sikine gülerek, "Peki bu ne?" dedi. Cemal de, "Hayatım kolay değil ki, inanılmaz tahrik edici görüntüler var, işimden zevk alıyorum işte!" dedi.
Karım da Cemal'in yanındaki tekerlekli sandalyeye oturup, "Sen devam et!" dedi ve eğilip Cemal'in sikini yalamaya başladı. Cemal istemeden karımın durduk yere bunu yapmasını biraz kıskandım, yani bir sebep yoktu, Cemal öyle çekici biri de değildi. Cemal, "Vaayyy, böyle motivasyon da yok yani, harikasın Nilgüncüğüm!" deyip bir eliyle taşaklarını tutup karıma yalatmaya başladı. Bir yandan da oldukça dikkatli şekilde işine devam ediyordu.
Ben de ortam yumuşadığı için yavaşça karıma yaklaşıp memelerini avuçladım. Karım ani hareketle bana dönüp, "Elini çek, işimiz var burada. Senin pipini eğlendirecek değilim!" dedi. Önceden olsa bu söz beni tahrik ederdi, ama böyle reddedilmek üzmüştü beni. Elimi memelerinden çekip boştaki koltuğa oturdum. Cemal bir yandan kayıtları düzenliyor bir yandan sikini yalattığı karımın saçlarını okşuyordu. Karım da çok sakin emip yalıyordu Cemal'in yarağını. Amacı onu boşaltmak değil de eğlenmek gibiydi...
Yarım saate yakın zaman geçince, Cemal, "Tamam, bitti, şimdi yükleyelim, cevap bekleyelim sabaha!" dedi. Ben de, "Ödeme ne olacak?" dedim bende. Karım Cemal'in sikini ağzından çıkartıp beni işaret edip, "Pezevenk merak ediyor parasını!" deyip güldü. Cemal de gülüp, "İki güne gelir, burada kalırsınız. Ben sabah işe gideceğim, siz tatile devam edersiniz burada. Ön bahçede villanın havuzu var, keyfinize bakarsınız!" dedi. Bana da dönüp, "Pezevenk dediğin paranın sırasını bilir, bu kızı üzme bir daha, bozuşuruz!" dedi azarlayarak.
İşlem bittiğinde geç olmuştu, Cemal, "Ben yatıyorum, size iyi geceler!" dedi. Karım, Cemal'e, "Ben de geleyim mi?" dedi. Cemal, "Gel tabii yavrum, zaten ağzına alıp alıp kaldırdın iyice! Peki bu ne olacak?" dedi beni işaret ederek. Karım, "O alt katta yatsın, bizden uzakta!" dedi. Beni kırmaya devam ediyordu. Ama neyse ki Cemal, "Yok, öyle ayrılık olmaz, bir iş yaptık, öyle ayrı gayrı olmaz, kocan olmasa hiç bu yola çıkamazdık, aranızda ne olduysa oldu ama barışmanız lazım. En iyi barışma sikiştir!" dedi sırıtarak.