TATİL 2

785 3 0
                                    

Tatil Yaraksız Olmaz! (2) (Fatoş 28 Y., İstanbul)

Tatilin ikinci günü kahvaltıdan sonra plaja giderek başladık. Cansu alt kısmı tanga kadar ince bir bikini takım giymişti. Ben ise altı iddiasız ama sütyeni memelerimin anca dörtte birini örtebildiği bir bikini takım giymiştim. Anlayacağınız ben plajdakilere göğüs frikiği verirken Cansu da millete bacak arası manzarası sunuyordu. Bütün gün plaj, havuz, bar takıldık. Tabii bir önceki günün kritiğini de yaptık. Aklım zaten İvan'da kalmıştı, Cansu'nun anlattıklarından sonra ise iyice kudurmuştum.

Gözlerimiz baba-oğulu yine arıyordu, ama görememiştik. Biz de başkalarıyla kesiştik falan, ama hiçbir şey yaşanmadı. Oteldeki yakışıklılar kadar yabancı kadınlarından da gözümüzü alamıyorduk. Şişman göbekli adamların yanında bile manken fizikli bebek gibi kadınlar vardı. Ama işte erkek hangi milletten olursa olsun erkektir, o güzel karılarının yanında bile yan gözle bizi süzüyorlardı.

Bütün gün otelde vakit geçirdikten sonra akşam yemeğini yedik. Gece de otelin açık hava diskosuna gitmek için suitimize hazırlanmaya çıktık. Ben straplez mini şortlu pembe bir tulum giydim. Cansu ise askılı mini siyah bir elbise giydi. Akşam yemeğinde ve yemekten sonra da içki içtiğimiz için diskoya gittiğimizde zaten çakırkeyiftik. Hemen birer kokteyl alıp dans etmeye başladık. Gelenlerin çoğu çiftti. Tek takılanlar ve arkadaş grupları daha azdı. Cansu da ben de rastgele birileriyle dans ediyor, içiyor, eğleniyorduk, ama sikişmek isteyeceğimiz kimseye daha denk gelememiştik.

Saat ilerledikçe çiftlerin sayısı azalıyordu. Ara ara yanımıza çekik gözlü bir Çin'li, benden en fazla 5 cm uzun, kilolu bir herif gelip bizimle dans ediyordu. Beyaz teni sarhoşluktan kıpkırmızı olmuş, her yanı ter içindeydi. O haliyle çizgi film karakterine benziyordu. Adam her gelişinde ilk başta düzgünce dans ediyordu, sonra yavaşça bana sokuluyor, sürtünmeye çalışıyordu, ben de pas vermeyince gidiyordu ve az sonra gelip sonra aynısını tekrar deniyordu. Yalan yok adamın haline Cansu'yla gülüşüp dalga geçiyorduk...

Bir ara Cansu, esmer, kirli sakallı, 1.90 boylarında yabancı bir gençle dans etmeye başladı. Sonra da ortadan kayboldular. Bu arada vakit de gece yarısına gelmişti. Ben de soluklanmak için bar kısmına geçtim ve bir kokteyl söyledim. Bu sırada baldırımda bir sertlikle irkildim. Deminki Çin'li yine gelmiş baldırıma dayayarak çat pat ingilizcesiyle sohbet etmeye çalışıyordu. Sarhoşluktan dili dolanarak, "Çok güzelsin, ay ışığı gibisin!" falan diyerek iltifat ediyordu...

Tabii sonuçta da odasına davet etti. Şöyle bir etrafıma bakındım, başka birini gözüme kestirebilsem bunu anında postalayacaktım, ama kimse gözüme ilişmedi. Hem, Cansu çatır çutur sikişecekken ben geceyi yaraksız geçirmek istemiyordum. Hem ben de zaten sarhoştum ve (Bir de bunu deneyelim bakalım!) diye düşünerek kabul ettim. Birlikte odasına giderken elini belime atıp okşuyordu. İkimiz de sarhoş olduğumuz için zor yürüyorduk. İçimden (Bu herif bu kafayla sikini nasıl kaldıracak?) diye düşünüyordum.

Otelin asansörüne bindiğimizde ise hemen arkama geçip götüme dayandı. İki eliyle de memelerimi avuçladı. Öylece götüme dayayarak asansörün kata gelmesini bekledik. Ben ise biraz gerilmeye başlamıştım. Hep internette Çinlilerin abuk sabuk fantazilerini görürdüm, kendi kendime (Eee Fatoş, dünkü manken gibi erkekten sonra bu ucubeyle ne yapacaksın bakalım?) diyordum.

Odaya girer girmez belimden kavradı ve öpüşmeye başladık. Öpüşe öpüşe yatağına gittik ve beni yatağa atar atmaz üstüme çıkıp tulumumun straplezine asıldı. Bir yandan çekiştiriyor bir yandan da boynumu ve memelerimin açabildiği yerleri öpüyordu. Ben, "Dur, yapma!" desem de dinlemiyordu. Neyse ki gücüm engellemeye yetebiliyordu, biraz üstümden uzaklaştırdım ve tulumun fermuarını açtım. Zaten o da hemen yine straplezime saldırıp memelerimi açığa çıkardı. Kafasını memelerime gömüp, öpüp emiyordu.

TADINDA HİKAYELER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin