31.BÖLÜM: Tuzak

364 94 111
                                    


"Gelmen neden bu kadar uzun sürdü?"

Russo eski deponun tozlu zemininde bastonuyla attığı ağır adamlarla ona doğru yaklaşırken yüzünden endişe okunuyordu.

"Kulüpteydim." Franco yüzüklerle dolu elini ensesine götürüp sıktı. "Ben sadece... biraz meşguldüm. O nerede?"

"Aşağıda. Yarınki büyük buluşmaya kadar dinleniyor."

"Pekâlâ. Baskından neden daha önce haberimiz olmadı? Adamlarımız uyuyor mu?"

"Merkezden hiç kimsenin haberi olmamış. Şu polis..." dedi Russo tükürürcesine. "bir işler çeviriyor olmalı."

"Lanet herif asla peşimi bırakmayacak." Franco öfkeyle başını salladı.

"Polis her yerde seni aradığına göre ortalarda görünmesen iyi edersin. Artık kulübe gidemezsin. O kadını da bir süre ziyaret etmesen iyi olur."

"Kahretsin!" dedi Franco bir küfür daha savurup ellerini saçlarının arasından geçirirken. "Adada olmadığımı nasıl öğrenmişler?"

"Sızıntı olmalı." diyerek fikrini belirtti Fabio araya girerek.

Russo Fabio'ya ters bir bakış attı. "Böyle bir şeye aklını kaybetmeyen kimse cesaret edemez." Yeniden Franco'ya döndü. "Carlos dönünce ondan detaylı bilgi alabiliriz."

Franco umutsuzca başını iki yana salladı. Bundan böyle bir kaçaktı ve Daniella'ya ulaşmak artık eskisinden daha zor olacaktı. Fakat imkânsız değildi. Onu yeniden kazanmışken bir daha parmaklarının arasından kaymasına izin veremezdi. Dilini çıkarıp dudaklarını yaladı. Kadının muhteşem tadını hâlâ alabiliyordu.

...................

Sevdiği adamı ihbar etmişti.

Polis Franco'nun peşindeydi.

Daha birkaç dakika önce âşık olduğu adamın kollarında adeta bulutların üzerinde gibiydi. Şimdi ise kolları gibi yüreği de bomboş kalmıştı. Franco'yu sonsuza kadar kaybetmişti. Babasının yerini bir tek onun bildiği düşünülürse Mario konusunda da artık ümitsiz hissediyordu kendini.

Ya Moretti onları kurtarmayı başaramazsa?

Ya çok büyük bir hata yaptıysa ve babası çoktan ölmüş, Franco da dünyanın öteki ucuna gitmişse?

Tanrım ne yapmıştı.

"Geldik."

Daniella arabanın durduğunu fark etmemişti. Başını yasladığı camdan kaldırarak Sognare'nin taşlık yolunda olduklarını görünce aynadan Carlos'la bakıştı. Genç adamın gözlerindeki suçlayıcı bakıştan neler olup bittiğini bildiğine dair bir hisse kapıldı. Fakat yanındaki koltukta başka bir fedai oturuyorken onunla bu konuda konuşması imkânsızdı. Arabaya bindiği andan beri kalbi sıkışıyor, gözleri her an akmaya hazır gözyaşlarıyla yanıyordu. Adamların önünde ağlamamak için kapıyı açtığında,

"Bunu ona neden yaptın?" diyen sesi duyunca durmak zorunda kaldı.

Vücudu adeta taş kesildi. Doğru tahmin etmişti. Carlos onun ihbarcı olduğunu anlamıştı.

Dönüp yeniden adamla yüzleşmeye cesaret edemediğinden sessiz kalınca, "Müfettişle görüştüğünüzü biliyorum." diye devam etti Carlos. Sesi bir insanı yerine sindirmeye yetecek kadar ölümcüldü. Yanındaki adam hiçbir tepki vermemişti. Daniella göz ucuyla bakıp herhangi bir hareket bekledi. Belki de patronlarını polise ihbar ettiği için onu öldüreceklerdi. Tanrı biliyor ya böyle bir şey yapsalardı şu ankinden daha az acı çekiyor olurdu. Fakat iki adam da ona karşı en ufak bir harekette bulunmamışlardı. Saçmalıyorsun, dedi içindeki ses. Öldürmek isteselerdi seni evine getirmezlerdi.

SABIKALI (FRANCO) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin