Özel Bölüm-1

117 24 8
                                    

tatlı mı tatlı bir özel bölüm geldi👻

İyi okumalar

×

Çınar

Bazen bazı saatler bazı insanların yanında işlevini kaybeder ve akreple yelkovanın çetin kovalamacası bu katı düzeni yumuşatarak saniyelere indirger.

Yine de yeterince açıklayıcı değildi bana kalırsa.

Buna Albert Einstein'in bu teori açıklaması fayda sağlayabilir.

Biz Einstein'ın  Genel Görelilik Teorisi'ni basitçe açıklarken bu tanımı kullanırız; Kurama göre, bütün varlıklar ve varlığın fizikî olayları izafidir. Zaman, mekan, hareket, birbirlerinden bağımsız değildirler. Aksine bunların hepsi birbirine bağlı izafî olaylardır. Cisim zamanla, zaman cisimle, mekan hareketle, hareket mekanla ve dolayısıyla hepsi birbiriyle bağımlıdır.

Buradaki cisim bensem benim zamanım Mikhail'di ve o da benimle eşti. Mekan kafemiz ise o içindeki her şeyle bağlantılıydı.

Genel Görelilik Kuramı'nı pratiğe dökecek olursam İvaz kafesinde Mikhail ile geçirdiğim her saniyeyi örnek verebilirdim.

Ve bu beni her defasında hayrete düşüyordu. Geçip giden zaman sanki sadece göz açıp kapayana dek sürüyordu.

Biz konuşuyorduk sesleriniz kulağımızdan ruhumuza dalga dalga yayılıyordu. Kimyamız karışıyor ve bu dalgalar o kadar uyumlu ilerliyordu ki o an birbirimizden kilometrelerce uzakta bile olsak tek bir düşünce dalgası bize birbirimizi hissettiriyor, zamanımıza etki ediyordu.

Aşk denen bu duygunun bu denli hayatımıza hakim olması ne kadar göz alıcıydı.

Beni aptala çeviriyordu. Mikhail ile birlikteyken aklıma saate bakmak gelmiyordu ve göz ucuyla baksam da unutuyordum ve tekrar bakana kadar saatler geçmiş oluyordu. Oysa bir çeşit zaman baloncuğuna hapsedildiğime emindim.

Ona baktığımda, onunla konuşup onu dinlediğimde zaman normal akışında ilerliyordu. Ancak dışarıdaki zaman saatleri kapsıyordu. İkimizin olduğu bir baloncuk içindeydik ve bu durumdan çok mutluydum.

"Malysh?" Arkamdan omzuma dolanan kollarla gözlerim huzur onu uyuşturmuş gibi mayışıklıkla kapandı. Sanki o an sadece sesiyle uyuyabilirdim hayatımın en güzel rüyasına.

"Yorgunsan bırak artık." Önümdeki dosyaları sanki bunu söylemesini bekliyormuş gibi köşeye bıraktım. Kafemiz çok rağbet gördüğünden evrak işleri de çok oluyordu. Yorucuydu ama bazen Mikhail bana yardım ettiğinde ya da yanımda kendi işiyle ilgilendiğinde veya benimle huzur verici sesiyle konuştuğunda her şey kolaylaşıyordu.

"Bitti şimdi." Onu düşünmeye daldığımı söylemedim. Bu konularda hala biraz utangaçtım.

Mikhail kollarını üzerimden çekip elini elimin üzerine koyduğunda hızla avucumu ona çevirip parmaklarımızı iç içe geçirdim. Ona bu kadar rahat dokunabiliyor olmak o kadar güzel ve etkileyiciydi ki tüylerimi diken diken ediyordu.

"Hadi yatmaya gidelim." Beni yerimden kaldırırken buz mavisi gözlerini ovalıyordu tek eliyle. Bu sıralar Bratva'da işler iyiydi ama Türkiye kolu yerine oturmuş İtalya'ya yönelmişlerdi şimdi. Bu da bana ve benden çok Mikhail'e iş yükü bindiriyordu.

Yardımcı| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin