Yardımcı| Gay

32

Merhaba canolar yeni wattye girdim ve bazı yorumlardan sonra bu açıklamayı yapmak istiyorum;

1. Mikhail red flag değil

2. Olayları iki taraftan anlatacağım bir bölüm gelecek bu yüzden o bölüm gelene kadar kimseyi yargılamamanızı öneririm🤐

3. Bu yaşanacak kaos daha kitabı yeni yeni kafamda kurarken bile belli olan bir olaydı. Gereksiz değil, bir zorunluluk olarak görüyorum. Kaos severim, dram severim, travma severim ama birbirlerini ölümüne seven çifti daha çok severim.

4. Mikhail benim Pakhanım, kızmayın ona. Ben bu kavgada iki tarafı da haklı görüyorum çünkü.

Bunları bilelim yeterli bana kalırsa🫶

İyi okumalar

×

Olaydan on bir gün önce...

Şaşırtıcı bir şekilde bu rutine alışmıştım. Mikhail'in mutfaktan gelen tıkırtılarını duymaya, merdivenlerden artık daha hızlı ve zorlanmadan inebilmeye, yaralarımın sarılmasını izlemeye...

İlgi görmek çok güzel bir duyguydu. Ancak bu sefer ilgi gösteren taraf olmak istiyordum. Mikhail'in çabası bana da ilham oluyordu. Ben de onun için bir şeyler yapmak isterken buluyordum kendimi.

Bu yüzden markete gitmek için çıktığı bir fırsatı kolladım. Neredeyse yarım saat gidiş geliş oluyordu. O sırada genelde televizyon izlerdim ama bu sefer adımlarımın gittiği yol çalışma odasıydı.

Mikhail mükemmelliyetçi olduğu için işleri defalarca kez kontrol eder ve saatlerini harcardı. Bense disiplinle ilerler, mükemmel ayarlamalar ve el pratikliğimi kullanarak çabucak bitirirdim. Tek elle biraz zor olacaktı muhtemelen ama denemekten zarar gelmezdi.

Odaya girip masanın üzerindeki dosyalara baktığımda çoğunun hasılatlar ve ticari anlaşmalar ile ilgili olduğunu görmüştüm. Hayalkırıklığı ile omuzlarımı düşürdüm. Bu belgeler çoktan halledilmişti. Üstteki belge sadece imzalanmayı bekliyordu.

Hevesim kursağımda kalırken başka bir şey yapmayı düşündüm. Gözlerim odayı süzerken kaşlarımı çatıp düşündüm, Mikhail neyden hoşlanırdı?

Masadaki bardağı görmemle beynimde bir ampul yandı adeta. Doğru ya, Mikhail alkol kokteyllerine bayılırdı!

Bir keresinde ona bu konu hakkında soru sormuştum ve o da bana Rusların Votka aşkından, kokteyllerin damakta bıraktığı hazineden bahsetmişti. Özellikle her yere votka ve birkaç çeşit tekila, rom, konyak, likör koyardı. Özellikle votka içeren kokteyller favorisiydi.

Keyifle odadan çıkarken yapacağım şeyin mutluluğuyla seke seke ilerliyordum. Karnım sızladığında zorla da olsa kendimi durdurarak sakin sakin indim merdivenleri. O gelene kadar denemesi için shot bardaklarında kokteyller hazırlayacaktım!

Mutfağa girer girmez dolaba ilerledim. Bildiğim bir kaç tarif olsa da telefonu kullandım çünkü rezalet bir tarifle ona teşekkür etmek istemezdim! Onun beni şımarttığı ben de onu en sevdiği şeyle şımartacaktım.

Hem attığı adımları görüp karşılıksız bırakmak istememiştim.

Hızla işe koyuldum. Elimdeki yara avuç içimdeydi. Parmaklarımda bir problem yoktu bu yüzden bir şeyi tutmam gerekirse parmaklarımı kullanabilirdim.

Rengine bayıldığım bir kokteylle başlamak için kolları sıvadım. Dolaptaki meyvelere bakarken bulduğum böğürtlenleri hızlıca kaptım. Buzdolabı poşetindeki fesleğenleri de alıp kapıyı kapattım.  Dolapları arayarak havan bulduğumda yıkadığım bögürtlenleri ve fesleğen yapraklarını tek elimle ezmeye başladım, yaralı elimin parmak uçlarıyla tutuyordum havanı. Mor renkli bir bulamaç elde ettiğimde tarife baktım.