13

18.8K 1.5K 234
                                    

Salondaki koltuklara oturmuştuk.

Mikhail ve Benjamin karşımda oturuyordu. Bense kurbanlık koyun gibi karşılarına geçmiş sakinleşmelerini bekliyordum. Onlara Sergei'yi öldürmeyeklerini söylediğimde öfkelerinden neredeyse gözleri kördü. Nasıl zar zor Vincent'in yanından alıp salona getirdiğimi hatırlamak bile istemiyordum.

Onlara soğuk birer bardak Kvass verip koltuğa oturttuğumda sakinleşmişlerdi. Ancak onları ikna etmek hâlâ zordu. Üstelik mantıklı düşünen Benjamin de artık yoktu.

Yalnızdım.

Altından kalkamayacağım bir şey değildi.

"Artık sakinleşmişsinizdir diye umuyorum." Diye başladım. Dikkatleri hâlâ üzerimdeydi ama hâlâ eskisi gibi öfkeli değillerdi.

Rusça konuşmaya gerek duymamıştım çünkü acil durumlarda ana dillerini konuşmaya alıştıklarından o anda Rusça konuşmazsam beni dinlemeyeceklerini biliyordum. Artık sakin olduklarına göre Türkçe konuşabilirdim.

"Hâlâ onu öldürmemiz gerektiğini düşünüyorum, Malysh." Mikhail ölümcül bir soğuklukla konuşurken öfkesinin hedefi olmadığım için mutluydum.

"Ben onu öldürme demedim." Diye karşı çıktım. "Şimdi öldürmeyin dedim."

"Bu pek çok şeyi açıklar." Diye alay etti Benjamin. Vincent söz konusu olunca hassaslaştığı için alınmadım.

"Lütfen bir mafya gibi düşünmeye başlar mısınız?!" İsyankar bir tonla yükselirken ikisi de bana bakakaldı. Muhtemelen kendim de değil benden böyle bir çıkış beklemiyorduk. Ama artık ok yaydan çıkmıştı.

"Onu bir anda öldürmek hiçbir işe yaramaz. Pakhan'ın kanıtsız birini öldürmesi ona olan güveni ve Sergei'nin müttefiklerini ne derece etkiler düşünün."

"Kanıtımız yok değil." Diye karşı çıktı Benjamin.

Ona, 'aptal olma' bakışımı attım. "Onun bunu yaptığını bilen tek kişi sensin ve sen de Pakhan'ın adamlarından birisin. Şahitlik için onların zihninde tehdit edilmiş olabilirsin."

Öfke ve doğruların verdiği çaresizlikle derin nefesler alıp verdiler.

"Önerin ne?" Diye uysal bir tavırla soran Mikhail'di. Neyseki mantığa davetim icabet etmesi için yeterli alt yapıya sahipti.

"Göze göz dişe diş. Onun hayatında Vincent değeri taşıyan birini ortadan kaldırmak iyi bir göz dağı olmakla birlikte ortalığı daha da kızıştırır." Diye açıkladım.

"Ya Sergei ani öfkesiyle hata yapar ya da birisiyle işbirliği yapmaya karar verir." Benjamin planımın boşluklarını dolurdu.

"Ve işbirliği yapmak için onu manipülatif bir yönlendirmeyle yola sokarsak atacağı adıma kadar haberim olur." Mikhail devam ettiğinde sessizce birbirimize baktık.

Benjamin intikamla parlayan gözlerini bana dikerken Mikhail bakışlarında anlam veremediğim bir duyguyla bakıyordu.

Yutkunup bakışlarımı kaçırdım. Telefonumu açıp onlara bir mesaj gönderirken konuşmaya devam ettim.

"Bu Sergei'nin üvey oğlu, Andrei. Almanya'da Sergei'nin gözetiminde uyuşturucu ticareti yapıyor. Bağlantıları zayıf ve önemli kişilere balıklama atlıyor.

Kimsenin ondan haberi yok. Annesini babasının öldürdüğünden bile haberi yok. Sergei'nin gerçek babası olmadığını biliyor ama annesinin katili olduğundan bir haber.

Bir hafta sonra Hamburg'da Alman asıllı bir iş adamıyla anlaşma imzalamak istiyor. Gizlilik çerçevesinde."

Bilgileri onlara aktarırken sesim donuktu. Bilgilendirme konusunda kendimden emin görünmem bir yana onları bu plana bağlamak için ses tonumun da önemi vardı.

Mikhail ve Benjamin bana hem gururla hem de şaşkınlıkla bakarken gülümsedim.

"Ama bir problem var." Diye devam ettim.

"Sorunu söyle çözüm için birini ayarlarım." Diye karşılık verdi hızla Mikhail.

Güldüm.

"Yanlış anladınız. Problem bizim değil Andrei'nin problemi. Çünkü yüzünü bile görmediği Alman asıllı adam yarım saat önce kaçırıldı."

Benjamin'in gözleri kısılırken Mikhail aklına bir şey gelmiş gibi sırıttı.

"Yarım saat önce arabadayken telefonla uğraşıyordun." Diye belirtti.

Onu onaylayacak bir bakış attım ama tek kelime etmedim.

"İdeal'no, velikolepno, Çınar." Mükemmel, harika Çınar.

Benjamin eğleniyor gibi görünüyordu. Ona hafifçe gülümsedim, planı anlattıktan sonra sakinleşeceklerini biliyordum.

Telefonu köşeye bıraktım.

Planın gerisini söylememe gerek yoktu. Bir hafta sonra Mikhail birini ayarlayıp Andrei'yi rehin alacaktı. Ondan sonra Pakhan olarak karar tamamen ona aitti. Ya Vincent'e defalarca yapıldığı gibi işkence görüp vurulacak ve kurtulacaktı ya da işkence görüp, vurulduktan sonra öldürülecekti.

"Ben, Vincent'e bakayım." Benjamin gitmeden önce bana gülerek göz kırptı. Hafifçe sırıtarak karşılık verdim.

Mikhail ile yalnız kalmıştık.

Gözlerim onu bulduğunda o çoktan bana bakıyordu.

"Bu canavar benim mi eserim yoksa sen içindeki karanlığa hükmetmeye mi karar verdin, Malysh?" Ses tonu karışıktı. Sanki aklı biraz önceki sözlerimi algılamakta güçlük çekiyordu ancak diğer taraftan sesinden akan memnuniyet gözardı edilemezdi.

"Disiplin." Diye karşılık verdim. "Hükmetmedim, disipline ettim. Bana fayda sağlayacak bir duruma getirdim. Tıpkı kilden çömlek yapmak gibi."

"Yapboz gibisin Çınar. Seni sen yapan bir parçayı alıp inceleyince resmin tamamını gördüm sanıyorum ta ki başka parçayı görene dek."

Benimle ne yapacağını bilmiyormuş gibi baktı.

Gülümsedim.

"Moye zerkalo, moye otrazheniye..." Aynam, yansımam.

Onun lafından alıntı yaptığımda istemsizce sırıttı.

"Seni anlamak kendimi anlamak kadar zor." Diye özet geçti.

Mikhail'in bilmediğim yüzlerce tarafı olduğunu biliyordum. Bu itirafı duymak beni şaşırtmadı.

"Kendimi anlamak sizi anlamaktan daha kolay."

"Seninle ne yapacağım, Malysh?" Diye sorarken gerçekten bilmiyor gibiydi.

"Sgovor'a göre pek çok şey." Diye yem attım.

"Sgovor dışında peki?" Diye sorduğunda yemi yutmuştu.

"Hâlâ pek çok şey."

Bu birbirimize en dürüst olduğumuz andı. Aramızdaki pek çok karmaşık ve kaos dolu iplerden kördüğüme takılmadığımız tek andı.

Mikhail ve ben açıkça birbirimizin aynası, yansımasıydık. Tek fark aynaya baktığımda ben onu o beni görüyordu. Ancak yine de birbirimizden sakladıklarımızla asıl bilmemiz gereken şeyleri göremiyorduk.

Badass Çınar bana basabilir, beni boğabilir,

E artık karakterler hakkında bir fikir oluşmuştur. Alayım düşüncelerinizi?

Ben Çınar'ı ezdirmem demiştim

Haydi Eyvallah

Insta: Fromthemonlight



Yardımcı| GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin