Uzun bir aradan sonra Mahperi ailesiyle yine beraberiz sevgili okurlarım. Üniversiteye başladığımdan ve dersler yoğun olduğundan ötürü yazmakta zorlanıyorum. Şimdi Ankara'ya, memleketime gelmişken size bölüm yazmadan olmaz dedim.
Bu arada DEVRAN VE YASEMİN hikayesi yeni texting kitabım olan Yasemin- Gece Açan Çiçeğim de tüm hızıyla başladı. Ona da bir şans vermenizi rica ediyorum.
38.Bölüm
"Ama öylece oturup sonsuza kadar yaralarımıza bakamayız."
Çağla Kaldırım'dan
Baran: Benim ki biraz farklı bir aldatılma hikayesi
Çağla: O hikayeyi dün anlatacaktın, şimdi otobüste giderken mi aklına geldi?
Baran: Otobüs camından manzarayı izliyor gibi duruyorsun ama zihnin bambaşka yerlerde biraz dağıtırım diye düşündüm
Baran: Seni aldatan en arkada sevgilisiyle oturan it mi? Az önce sevgilisi şeyim dedi ya
Çağla: Hamileyim dedi
Baran: Şey evet ama o ibne buna çok sevinmedi gibi
Çağla: Bilmem benle birlikte olduğu zamanlar bana benzeyen bir kız çocuğumuz olmasını istediğini söyler dururdu
Baran: Yanındaki kadına rağmen gözleri hala sende
Baran: Sana benzeyen bir kız çocuğu fikri sanırım çocuk istemeyen bir adamında içini hoşnut ederdi
Baran: Pardon konumuz bu değil
Çağla: Evet sende aldatılmıştın ve hikayen biraz farklıydı, konumuz buydu galiba
Baran: Çok mühim değil ya, beni annem aldattı. Seni asla bırakmayacağım deyip gidiyorsa biri, bu sevgilinde olsa annende olsa ihanettir değil mi?
Okuduğum cümleyle birlikte istemsizce soluma dönüp Devran'ın yanında oturan Baran'a baktım. O da aynı anda kafasını kaldırıp bana baktığında sadece acıyla gülümsedim ve başımla onayladım onu.
Evet gitmem diyen gidiyorsa ihanet etmiştir.
"Sen Baranla mı konuşuyorsun?" diye gülerek kulağıma fısıldadı Yasemin. Omuz silktim umursamazca. "Uzun hikaye anlatırım sonra."
Çağla: Uzun bir hikayen var anlaşılan
Baran: Dinlemek istersen anlatırım, ki ben hikayemi kimseye anlatmadım.
Baran: Ama yüz yüze anlatmayı tercih ederim. Sonuçta Karadeniz yolculuğu uzun olacağa benziyor.
Çağla: Bu yolculuk ve hikayen bittiğinde gidecek misin?
Baran: Viyanaya mı?
Çağla: Evet
Baran: Ben hikayemin çoktan bittiğini düşünüyordum ama belki de henüz hiç yazılmamıştır. Eğer yazar kalemini kalbime bastırmaya devam ederse kalmaktan başka çarem kalmayacak gibi
Çağla: Senin kalbine bastırdığı kalemle benim kalbimi delik deşik ettiyse, aynı kalemin kalbine dokunmasına izin verecek misin?
Baran: Hayır sandığında şer, şer sandığında hayır var derler sarışın. Kalbimi deştiğini sandığın şey belki de iyileştirir bilemezsin
Çağla: Ümidim yok
Baran: Bunu okullar açılmadan konuşup halledelim. Sen bu hırsla çocuklara zalımca sorular sorarsın şimdi
Çağla: Sınav sonuçlarını da Sezen Aksu dinleyerek puanlarım
Baran: Yandı bebeler desene
Çağla: Ben yandıysam herkes yanmasın mı fksdjfjhsdfkdhs
Baran: Memnuniyetle:)
Tam bir şey yazacağım sırada Kasım'ın araya girmesiyle telefonu kapadım. "Sayın yolcular ilk durağımız olan Ordu'ya ulaştık. Otel odalarınıza yerleşip dinlenebilirsiniz."
Akşamüstü saat 21.10
Mahperi Kaldırım'dan
Sonunda otobüsten indiğimizde üzerimde hala yaşanan şeyin şoku vardı. Ahu hamile olduğunu söylemiş sevinç çığlıklarıyla abime sarılmıştı. Abim ise şokla kalakalmış herhangi bir sevinç tepkisi dahi vermemişti. Sanki abimin içinde bir anlık parlayan heves parıltısıydı ve sönüp gitmişti.
Bedirhan ben buradayım ve üzülmene izin vermeyeceğim diyerek elimi tutmuştu. Çağlaya baktığımda ise tüm yolculuğu önce manzarayı sonra telefonunu izleyerek geçirmişti.
Orduya geldiğimizde ise otobüsten inip derin bir nefes almıştım. Otele girdiğimizde çalışanlar koşarak valizlerimizi almış ve zaten önceden belli olan odalarımıza götürmüştü. Görkemli otelin holünde otuzlu yaşlarında bir adam tarafından karşılanmıştık.
"Hoş geldiniz Bedirhan Bey." dedi takım elbiseli bir adam tam önümüzde durup. "Hale Hanım geleceğinizi öğrenir öğrenmez her şeyi halletti. Dilerseniz yerleşin ve sonrasında sizin için özel hazırlanan akşam yemeğine inin."
"Hale buralarda mıymış?" dedi Devran gülerek. Kaşlarım çatılırken Bedirhan'a sorgularcasına döndüm.
"Otel benim güzelim, Hale de otelin genel müdürü."
"Aynı zamanda Bedirhanımızın eski sevgilisi." Kuzgun'un cümlesi zihnimde zonklarken gülümsedim.
"Öyle mii? Ne hoş, ee hadi yerleşelim. Sonra da bakalım Hale Hanım neleri nasıl halletmiş."
"Kuzgun abartıyor sevgilim falan sayılmazdı sadece-" Bedirhan'ın cümlesini hızla ona dönen bakışlarım bölmüştü. "Ona ben karar veririm canımın içi."
"Nasıl abartıyor ya baya eski sevgilindi benc-" Arkamı aniden döndüğümde Kasım'ın cümlesi de yarıda kesildi ve bütün Aslanbeyler bana dikti gözlerini.
"Bir kişi daha sevgilisi kelimesini kullanırsa önündeki sıfatın eski olup olmadığına bakmam bozarım ağzımı." Cümlemle birlikte herkes ağzına fermuar çekerken Bedirhan'ın elinden tutup asansöre doğru yürümeye başladım.
Anlaşılan iki günlük Ordu gezimiz pek de hoş geçmeyecekti. Zira kıskançlık krizi geçireceğim anların beni beklediğine emindim.
BÖLÜM SONU
Sizi yeterince beklettiğim bir bölümün daha sonuna geldik. Yorum ve beğeniler ne kadar çok olursa yeni bölümü yazmak için o kadar acele ediyor olacağım.
Yeni bölümde görüşmek üzere aşkla kalın sevgili okurlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ/Texting
Teen FictionGenç ve güzel doktor Mahperi'nin hayatı telefonuna gelen bir mesajla değişir. Başına sardığı şey ise belanın ta kendisidir.