34. Bölüm

240 27 55
                                    

İyi okumalar sevgili güzel okurlarım. Bol YORUM ve BEĞENİLERİNİZİ eksik etmeyiniz lütfen. 

ÇAĞLA KALDIRIM

Gün boyu Mahperi için mağaza mağaza gezmemizin sonucunda, sonunda istediğimiz elbiseyi bulmuştuk. Mahperi heyecanla Bedirhan'ın yanına giderken Yasemin de bir işi olduğunu söyleyip gitmişti. Sonuç olarak ben dairemizde tek başıma, kendimi lahmacun yerken bulmuştum. 

Kızılcık şerbosunu izleyip şerefsiz Fatih'e söverken aynı zamanda lahmacunumdan büyük ısırıklar alıyor ve üzerine ayranımı höpürdetiyordum. Herkese iyiymiş taklidi yaparken ve en sevdiğim yemeği yerken ağlamanın doğru olduğunu düşünmüyordum. 

Aldatılan tek kadın Doğa değildi ve dünya üzerindeki tek şerefsiz erkoda Fatih değildi. Bu dünyada Fatihler Mahir olabiliyordu işte. Güzel anılarımız, benle güldüğü zamanlar, beni öptüğü anlar bir bir gözümün önünden geçer gibi olduğunda lahmacundan bir ısırık daha aldım, hayır ağlamamalıydım. 

 Kalp kırıklığım geçmeliydi, lahmacun kalp kırıklığına iyi gelmiyor muydu ya?

Hem böyle bir adam için niçin kırılırdı ki kalbim?

Fatihe söve söve filme devam ederken telefonuma düşen bir mesajla ve mesajdaki kişinin ismiyle kalbim gümbürdedi. MAHİR

Halbuki ona yazdığım mesajlara haftalardır dönmüyordu. Şimdiyse o paylaşımından sadece bir gün sonra bana yazmıştı. Mesaja girip okurken ilk defa gözyaşlarımı serbest bıraktım. Ağlamam gerekliydi belki de. Önce ağlamalı sonra geride bırakmalıydım. 

Mahir: Sana yaşattıklarım için özür dilerim Çağla. Ben inan böyle olsun istemezdim ama insan yüreğinin kime, ne zaman çarpacağını bilemiyor. Niyetim seni kandırıp seninle oynamak değildi ama kalbime söz geçiremedim. Bir başkasını sevemezsin diyemedim. Seni üzmek istememiştim. Ne olursa olsun amca çocuklarıyız ve aramız kötü olsun istemem. Hakkını helal et. 

Tanrı aşkına! Benimle dalga geçiyor olmalıydı. 

Çağla: Öncelikle hakkım haram zıkkım olsun. Umarım yaşattığını yaşarsın ve o kadın bir gün seni aynı şekilde, hiç habersiz sadece bir instagram gönderisiyle aldattığını ilan eder. 

Çağla: Üzme olayına gelecek olursak senin beni üzmeye gücün yetmez. Benim için o kadar önemin yok, o kadar rezilsin ki beni üzemedin bile. 

Çağla: Bildiğim tek bir şey var. Bir gün köpek gibi pişman olurken aslında benim seni değil de senin beni kaybettiğini anlayacaksın.  

Mahir kişisini engellediniz. 

Bomboş gözlerle telefonun ekranına bakarken gözyaşlarımı silip derin bir nefes aldım. O artık benim için yok hükmündeydi. 

Telefonuma düşen yeni bir bildirimle bıkkınlıkla bir nefes daha aldım ve sinirle geri verdim. Dert bir değildi tabi. 

-05*****: Geçen gün kötü bir gün geçirdiğinizi söylemiştiniz. O garip konuşmadan sonra yazmamam gerekirdi ama içimden bir ses yazmam gerektiğini söyledi. 

Elbette Abuzer'in ayyaş babasıydı, bana başka kim yazacaktı ki zaten bu saatte. Tabii ki bir ayyaş. 

Çağla: Keşke aklınızda benim geçirdiğim kötü günler değil de oğlunuz Abuzer hakkında söylediklerim kalsaydı o zaman daha iyi bir baba olurdunuz. 

MAHPERİ/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin