Özel Bölüm (2)

5.3K 580 134
                                    

Ay ayyy selammmmmm

ÇOK ÖZLEMİŞİM SİZİİ...

SUNGUR AİLESİ DEEEE sizi ve yorumlarınızı çok özlemişşşş, o yüzden sizden bol bol yorum bekliyorlarmış. BENDEN SÖYLEMESİ 💅💅💅💅

Ben bu bölümü yüzümde eksilmeyen gülümsemeyle yazdım, fark ettiğim şey ise ben ne zaman bu karakterleri ele alsam yaralarım tek tek iyileşiyor gibi hissediyorum. Bu bölüm ruhsal olarak birçok yaramı sardı, umarım size de iyi gelir ❤

Keyifli okumalar 🫂💖

"Anne, Sefa saçımı çekiyor! Babama söyleyeceğim, bir daha bizimle parka getirmesin onu." Fırından son anda yanmaktan kurtardığım kurabiye tepsisini arkama dönüp mutfak tezgahına indirdim. Eldivenimi çıkarıp tezgaha bırakırken, tam o anda Kamer'in saçlarının yolunmuş olduğunu görmek beni şaşırtmadı.

Sefa yine iş başındaydı...

Hızla yanına yürüdüm ve boylarımız eşitlensin diye dizlerimin üzerine çöktüm. Gözleri yaşla dolmuştu, sanki her an ağlamaya başlayacak gibiydi.

"Hep benim saçımı çekiyor, yeter! Saçımı bozuyor ya..." dediğinde, beklediğim şey oldu ve Kamer hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Kamer," diyerek onu kollarımın arasına almıştım bile. "Ağlama annecim," diyerek saçlarını okşadım ve öptüm. O da daha sıkı sarıldı bana. "Anne, ben böyle bir kardeş istemiyorum. Hem Göktuğ benim saçımı çekmiyor, o benim kardeşim olsun."

Gülümsemeden edemedim. "Kamercim, Sefa senin kardeşin. Bunu değiştiremezsin," dedim yumuşak bir tonla. Hala sarılı bir şekilde duruyordu. Omuzlarını silkti ve, "Kardeşler birbirini sever ama Sefa beni sevmiyor. Babamın aldığı Barbie bebeği klozete soktu, topumu aşağıdaki çocuklara verdi. O top benimdi! Neden benim topumu hediye ediyor?" dedi.

Kamer'den ayrıldığımda sözünü kestim, "Nefes al annecim, bozuk plak gibi oldun. Tane tane konuşursan, seninle daha iyi anlaşabiliriz," dedim. Kamer birkaç kez gözlerini kırpıştırdı, bakışlarını kaçırdı ve sonra sessizce, "Sefa'yı çöpcü amcalara verelim," dedi.

O an, kahkahalarım mutfakta yankı yaparken başımı sallayarak "Ne yapalım, ne yapalım?" diye sordum. Kamer gözleri parlayarak ve hiç istifini bozmadan bana bakarak bir kez daha söyledi: "Çöpcü amcalara verelim."

Ruh hali çok değişkendi; bir an gülerken, diğer an ağlıyordu. Bu huyu muhtemelen benden geçmiş olmalıydı, çünkü ben de onun gibiydim.

"Bende onun saçını çekeceğim, topunu başka çocuklara vereceğim," dedi büyük bir hırsla.

"Kamer," dedim, bana bakmasını bekleyerek. "Senin de, Sefa'nın da hissettikleri çok önemli. Ama bazen, ne hissettiğimizi anlatmanın başka yollarını bulmalıyız. Onu sadece üzmek, sana da zarar verir. Onunla konuşursan, belki o da seni anlamaya başlar."

Kamer, gözlerini kaçırarak yere bakmaya başladı. Sonra kafasını kaldırıp, "Ama o hep beni üzüyor," dedi. "Sürekli benim şeylerimi alıyor, topumu başka çocuklara veriyor, Barbie bebeğimi klozete soktu." Sözlerini yineleyerek, devam etti.

Sefa'nın Barbie bebeğine ve topuna yaptıkları, Fazlasıyla canını sıkmış gibiydi.

"Kamercim," dedim, biraz daha sakinleşmeye çalışarak, "Bunlar önemli şeyler, anlıyorum seni. Ama belki Sefa da böyle yaparak senin dikkatini çekmek istiyordur. Kardeşler bazen birbirlerine böyle zarar verirler. Sen başka çocuklarla oynayınca seni kıskanıyor olabilir."

Bayağı önemli şeyler...

Kafasını sağa sola sallayarak, "Ama o hep böyle yapıyor. Hiç beni dinlemiyor. Neden ben her zaman onu anlamak zorundayım?" dedi, artık daha çok hüsranla.

GÖRÜCÜ MÜ ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin