NEYMAR'IN AĞZINDAN.
Meraklı bakışları yüzümde geziniyordu. Şaşırdığını anlamıştım. Sarhoşta olsa bunu duymak her kızı şaşırtırdı. Ve ben bunu nasıl yaptığımı bilmiyordum. Ona onu sevdiğimi nasıl söyleyebilmiştim? Tamam, kendinde değildi. Bunları hatırlamayacaktı. Ama yinede karşımda duruyordu. Canlıydı. Beni duyuyordu. Kendimden beklemediğim bir hareketti bu. Hislerimi karşı tarafa söylemekte usta biri değildim.
"Neymar b-ben" dediğinde onu susturdum ve binanın altına çektim. Bu konu hakkında konuşması veya bişeyler yapması gerekmiyordu. Sabah uyandığında hiçbir şeyi hatırlamayacaktı. Bu beni biraz rahatsız etmişti. Kendimi ilk defa onun karşısında bu kadar özgüvenli hissetmiştim. İçimdekileri söylemiştim. Belki de birdaha asla böyle bir an oluşmayacaktı. Hatırlamayacak olması büyük bir kayıptı.
Sadece susuyorduk. İkimizde ıp ıslaktık. O dakikalardır gözlerime bakıyordu. Ben ise kendimi anlayamadığım bir şekilde gözlerimi ondan kaçırdım. Aslında biraz da mahçuptum. Ona söylediklerimin tersini yapmak zorunda kalmıştım. Tek amacım Chloe'yi Skylar'a bulaşmaması için uzak tutmaya çalışmaktı.
Arabam görüş alanımıza girdiğinde yutkundum. "Sonunda" diye geçirdim içimden. Bu gergin anı sonlandırmak istiyordum.
Vale, davete girerken ona verdiğim anahtarımı bana uzattı ve "İyi geceler efendim" dedi. Teşekkür ettikten sonra arabama doğru yürüdüm. Sky'da peşimden geliyordu.
"Skylar!?"
Birden başımı sesin geldiği yöne çevirdim. Genç bir kızdı, elinde bir şemsiye ile bize doğru geliyordu. Sanırım bu Skylar'ın bahsettiği Ashley adındaki kızdı.
"Ashley?" dedi Skylar ve yanına gidip kollarını ona sardı. Gözlerini kapatmıştı. Birazdan uyuyacağına emindim.
"Şey, o biraz fazla içti de" dedim. Ashley gülümsedi. "Biliyorum. Bana mesaj atmıştı, daha doğrusu atmaya çalışmıştı" dedi.
"Bir an önce evine bıraksak iyi olacak, uyukluyor sanırım" dedim yüzünü göstererek. Ashley başını salladı.
"Ben bir taksi çağırayım" dedi ve çantasından telefonunu çıkarmaya yeltendi. Güldüm. Ben varken onları taksiyle asla göndermezdim.
"Hiç gerek yok, ben sizi bırakacağım"
Telefonunu çıkardı ve bana baktı. Skylar ağırlığını üstüne vermiş olmalıydı, yüzü ekşimişti.
"Sana yük olmayalım şimdi. Hem davette olman gerekiyor" dedi Marsillé'yi göstererek. Başımı iki yana salladım. Sky'ın kollarını boynundan çektim ve kucağıma aldım. Ashley merakla beni izliyordu.
"Yük falan olmuyorsunuz, sen gelmeden önce ben zaten onu evine bırakmayı düşünüyordum"
Gülümsedi ve "Peki. Teşekkürler"
Skylar boynuma sardığı kollarını sıkmaya başladığında yutkundum ve onu arka koltuğa koydum. Ashley'de yanına oturdu ve başını omzuna yaslamasını sağladı. Şoför koltuğuna geçtiğimde arabayı çalıştırdım ve aynadan onlara baktım.
Yolculuk boyunca Skylar'ın saçma sayıklamalarından başka bir ses olmamıştı arabada. Bu beni güldürmüştü. Ashley de bana gülümsüyor, Skylar'a döndüğünde ise onu susturmaya çalışıyordu.
"Bu arada tanışamamıştık, ben Ashley" dedi. Gülümsedim ve aynadan ona baktım.
"Bende Ney" derken söze atladı. "Neymar'sın. Seni tanıyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Training [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI
FanfictionReal Madrid ve Cristiano Ronaldo sevdalısı Skylar, Camp Nou'da top toplayıcılığı yapan babasının sakatlanması üzerine onun yerine çalışmaya başlar. Nefret ettiği takımın stadında çalışmak onu çok zorlar. Üstüne birde ukala bir 11 Numara ile uğraşmak...