Üstümde bir Neymar Jr forması, altımda kısa bir kot şort ile onun arabasındaydım. Ne yapmış, ne etmiş yine beni yanında götürmeyi başarmıştı. Tam olarak nereye gittiğimizi bilmiyordum. İtiraf ediyorum, siyah takım elbisesinin içinde gayet iyi görünüyordu. Alttan ise spor ayakkabı giyiyordu. Ne ciddi bir kişilik ama!
"Somurtmayı bırakır mısın? Bana kendimi kötü hissettiriyorsun" dedi. Bakışlarını yoldan çekip arada bana bakıyordu. Ona döndüm ve "Beni havuza atıp kıyafetlerim ıslandığı için bunları giymemi sağladın. Ashley ile konuşup annemlere maça gittiğimi söylemesini istedin. Sonra birde telefonumu havuza attın. Beni zorla maçına götürüyorsun. Nasıl hissetmemi isterdin acaba?" dedim.
"Sen öyle söyleyince birden kendimi kötü biri gibi hissettim" dedi. Başımı tekrar koltuğa yasladım ve cama döndüm.
"Bak, bunların hiçbirini yapmak istemezdim. Sen inatlaşınca, bende yapmak zorunda kaldım. Sadece maçta yanımda olmanı istemiştim. Bana garip bir şekilde iyi geliyorsun" diye de ekledi. Ona iyi mi geliyordum? Tanrım.
"Kız arkadaşın nerede! Neden o seninle gelmiyor da bu görev bana düşüyor?!" dedim.
"Çünkü onun s*ktiğim defileleri ve aptal davetleri var. Bundan nefret ediyorum. Hep bir sebeple maçlarıma gelmeyi reddediyor. Ben ondan oldukça soğudum fakat o hala bu saçma ilişkiyi sürmekte kararlı" dedi. Aklıma Real Madrid maçı gelmişti. Oraya gelmişti. Ama planı iptal olduğu için. Tanrım. Nedensizce Neymar için üzülmüştüm.
Sustum ve gözlerimi camdan ayırmadım.
...
Yaklaşık 10 dakika sonra uçağın içindeydik. Neymar bir şekilde beni de yanında götürmek için yetkililerden izin almıştı. Bazen bu yaptıklarını düşünüp şaşırıyordum. Yanında olmam için her türlü şeyi yapıyordu.
Takım tam olarak burada değildi. Gözlerim Sergi'yi arıyordu. Ona ne diyecektim. Ah, Tanrım. Neden bu kadar aptal bir hayat yaşıyordum ki.
Neymar yanımda oturuyordu. Merakla uçağın kapısına bakındığımı gördüğünde kulaklıklarını çıkardı ve "Sergi'yi bekliyorsun, değil mi?" dedi.
Bakışlarımı kapıdan çekip ona sabitledim.
"Evet. Onun yanına oturmayı düşünüyorum" dedim.
Sinirle "Neden?" dedi. Kulaklıklarını işaret ederek "Sen yolculuk boyunca müzik dinleyeceksin. Ben ne yapacağım? En azından Sergi ile oturup sohbet edebilirim" dedim.
Kulaklıklarını tamamen çıkardı ve çantasına koydu. Bana döndüğünde gülümsedi ve "Bak, artık müzik dinlemiyorum. Benimle sohbet edebilirsin" dedi. Gıcıktı. Çok gıcıktı hemde.
"Neymar" dedim.
Gülümsedi ve "Çok sinir bozucuyum, değil mi?" dedi.
"Fazlasıyla" dedim ve sinirle önüme baktım. Tam o sırada birinin "Skylar Steeller!" diye bağırdığını duydum. Başımı sese doğru çevirdiğimde, bu kişinin Sergi olduğunu görmem uzun sürmedi.
Ayağa kalktım ve ona el salladım. Hızlı adımlarla yanımıza geldi. O da takım elbise giyiyordu. Aslında fark ettim de, takımdaki herkes takım elbise giyiyordu.
"Senin burada ne işin var?" dedi gülerek. Gülümsedim ve "Çok uzun bir hikaye. Sonra anlatsam?" dedim.
"Peki" dedi ve somurtarak bizi dinleyen Neymar'a dönüp "Selam Neymar" dedi. Neymar gülümsedi ve "Selam Sergi" dedi. Biraz tuhaftı. Zorla söylemiş gibiydi, veya samimi değildi.
"Ben hemen sağ arkadaki koltuktayım. Sıkılırsan gelebilirsin" dedi. Neymar araya girdi ve "Sergi" dedi. Sergi merakla ona döndü.
"Artık gidebilir misin? Biz Sky ile derin bir sohbetin içerisindeydik de" dedi. Merakla Neymar'a baktım. Öyle birşey yoktu. Hatta sohbet bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Training [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI
FanfictionReal Madrid ve Cristiano Ronaldo sevdalısı Skylar, Camp Nou'da top toplayıcılığı yapan babasının sakatlanması üzerine onun yerine çalışmaya başlar. Nefret ettiği takımın stadında çalışmak onu çok zorlar. Üstüne birde ukala bir 11 Numara ile uğraşmak...