XVIII.

5.6K 246 98
                                    

Güneş doğuyordu.

Bu birlikte izleyeceğimiz son gün doğuşuydu.

Birlikte yan yana uzandığımız son anlar.

Bakışlarımı renklerin şehvetli birleşiminden çekip, Neymar'ın ela gözlerine odakladım. Kırmızı-turuncu gün doğumunun renkleri, gözlerinde fark ediliyordu. Bana bakmadan konuştu.

"Seni özleyeceğim."

Yerimde rahatsızca kıpırdandım ve bana gideceğini söylediği andan itibaren, boğazımda gittikçe büyüyen o yumruyu daha da sertçe yutkundum. Kendimi ne kadar tutmaya çalışsam da, ağlamamak, doğuştan kör bir insana mavi gökyüzünü anlatmaya çalışmak gibi imkansız birşeydi.

Bu yüzdendir ki, içimdeki yangını söndüremeyen bu yaşlar, sessizce yanaklarımdan aşağıya doğru süzülüyorlardı.

"Seni özleyeceğim." dedim titrek ve kısık sesimle. Burnumu çektim ve bana doğru dönen bakışlarıyla gülümsemeye çalıştım.

"Bana söz ver Sky ..." cümlesinden sonra ellerimi kavradı. "... bana her ne olursa olsun güveneceksin."

Güvenmek.

Ah, ona kendime güvendiğimden daha çok güveniyorum.

"Sana olan güvenimden şüphen olmamalı Neymar, gerçekt..." derken beni susturdu. "Söz ver, Skylar."

Nefesimi verdim. Konuşmaya başlarken tekrardan gözlerine baktım.

"Söz veriyorum. Sana her şekilde güveneceğim. Fakat, sende bana güveneceksin"

Gülümsedi. "Sana olan güvenim, sana karşı olan hislerimle aynı büyüklükte."

İstediğim cevabı aldıktan sonra kollarımı boynuna sarıp kucağına oturdum. Kafamı omzuna dayadım.

Teni duş jeli gibi kokuyordu. Ve o harikaydı.

"Saçlarının kokusunu bile özleyeceğim. Seni bavuluma sığdırma gibi bir şansım yok mu?" dedi başını hafif nemli saçlarıma daldırdıktan sonra.

"Keşke olsaydı."

Neymar başını saçlarımdan çekti ve alınlarımızı birleştirdi. Gözlerinin çevresi kırmızı bir hal almıştı. Uykusuzluğunu yüzünden anlıyordum. Derin bir nefes verdi ve ellerini sırtımdaki südyen kopçasına götürdü. Gözlerimi kapattım.

"Bu hissi unutmak istemiyorum." dedikten sonra kopçayı yavaşça açtı. "Sana da unutturmak istemiyorum."

Onu, sarhoş bir vaziyette dinliyordum. Kendimde değildim sanki.

"En iyisini yapabilmem için ..." Üstümde öylece asılan südyenimi askılarından tutuyordu.

"... Bana bir kez daha izin vermelisin." Cümlesini tamamladıktan bir iki saniye sonra başımı aceleyle salladım. Onu her zamankinden daha fazla istiyordum. Ne yapacaksa, hemen şimdi yapmalıydı. Çünkü benim vücudum ateş, onun dokunuşları ise suydu.

Beni yatağa bırakırken, diğer eliyle komodinin çekmecesini açıp prezervatif arıyordu. Bir kereden bir şey olmazdı, sanırım.

Umrumda değildi.

Elini çekmeceden çektim ve bedenime yapacaklarına başlamasını istedim. Beni kırmamış, iç çamarımı çıkarırken dudaklarıma o müthiş öpücüklerini kondurmaya başlamıştı.

...

"Ben kahvaltıyı hazırlayacağım, sende çıktıktan sonra mutfağa in." Neşeli sesi duş kabininin hemen dışından geliyordu.

Training [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin