Training [Written by; Neymarable] TAMAMLANDI

XXXI.

"Son 1 shot kaldı Skylar, yapabilirsin."

Gözlerim kapalı bir şekilde koltuğa uzanmıştım. Bir bacağım ise koltuğun kenarından sarkıyordu. Kafam allak bullak olmuştu ve bunun sebebi olan Neymar, elinde sonuna kadar votka dolu bir shot bardağı ile başımda bekliyordu.

"Daha fazla içemem-" dedim ve hıçkırdım. "Kusacağım."

Neymar omuz silkti ve elindeki shot bardağını bir-iki saniye gibi kısa bir sürede bitirdi. Başımdan çekilip koltuğun arkasından atlayıp benim yanıma sokuldu.

"Tam 20 yapamadın Skylar, 19 shot." dedi gülerek. "Bu demektir ki, senden son bir şey daha isteyebileceğim."

"Hayır, hayır. Bana bunun son isteğin olduğunu söylemiştin." dedim kendimi zorlayarak.

Kollarını belime sardı.

"Ama eğer bunu yerine getiremezsen, bir istek hakkı daha kazanırım demiştim."

Elimi alnıma vurdum ve gözlerimi kapattım. Kim bilir şimdi hangi saçma sapan şeyi isteyecekti.

"Şu an hiçbir isteğini yerine getiremem Júnior, başım dönüyor ve kafamın içerisinde gergedanlar sevişiyor."

Güldü ve "Sana yetişeceğim."

Yanımdan kalktı ve içki şişesindeki kalan sıvıyı shot bardağına doldurup içmeye başladı. Odadaki sıcaklığın gittikçe arttığını hissediyordum, gözlerimi kapattım ve rahatlamaya çalıştım. Nafileydi. Başım dönüyordu ve yanıyordum. Bu ilk içişim değildi elbette, fakat daha önce bu kadar fazla içmiş miydim? Bunu bilmiyordum.

Shot bardağını sertçe sehpaya koyması ile gözlerimi açtım. Nefesini verdi ve başını salladı. Tüm şişe bitmişti.

Kahkaha attım. Tanrım, bu çok saçmaydı ama bilincimin yerinde olduğunu düşünmüyordum.

"Sanırım, yanıyorum"

Bir çırpıda tişörtünü çıkardı. Ben ise onu dikkatle inceledikten sonra koltuktan doğruldum.

"Neden öyle bakıyorsun?" dedi Neymar ve bana yaklaştı. Ben de ona yaklaştım. Yüzlerimiz ve bedenlerimiz birbirine oldukça yakındı. Bir şeyler olacağını sezebiliyorduk.

"Çok güzelsin."

Birden ağzımdan kaçan bu cümleyi düzeltmeye dahi çalışmamıştım. O da "Sen de öyle." dedi ve dudaklarımızı birleştirdi.

Sınırımı aşacak kadar sarhoş olsam dahi ertesi gün her saniyesini hatırlayacağım tek şey, onun yumuşak dudaklarıyla beni öpüşü olurdu.

Gövdesini bana yaklaştırdı ve beni kucağına doğru hareket ettirdi. Ellerim saçları ve ensesi arasında geziniyorken, onun elleri formamın içerisine girmişti. Sarhoşluğun da etkisiyle yanan vücudumun ateşi, onun dokunuşlarıyla daha da bir harlanıyordu.

"Sanırım son isteğime karar verdim Sky."

Fısıldadı.
Gözlerimi yavaşça açtım ve dudağımı ısırdım.

"Seviş benimle."

Cümlesinden sonra gülümsedim ve başımı sabırsız bir şekilde olumlu anlamda salladım. O da sırıttı ve üzerimdeki formayı bir çırpıda çıkardı. Siyah südyenim ile karşısında kaldığımda beni hayranlıkla inceledi.

"Siyah, en sevdiğim."

Ardından, yüzünü saçımda ve boynumun alt tarafında gezdirdiğini hissettim. Tanrım. Gözlerimi kapadım, derin bir nefes aldım ve başımı eğip boynumu ona sundum. Bunu ve beni ne kadar çok istediğini hissedebiliyordum. Bütün duyularım elektrik akımına kapılmış gibiydi.