XIX.

5K 239 109
                                    


1 Ay Sonra.

"O sarı kartı sana vermiş olması büyük bir hakem hatası! Faule uğrayan sensin bir kere!"

Sesim sokağın ortasında fazla yükselmişti. Az ötemdeki bankta oturan çift bana tuhaf bir şekilde baktı. Gülümsedim ve 'özür dilerim' anlamında bir hareket yaptım.

Telefonunun diğer ucundaki Neymar güldü ve "Malesef öyle, ama yapacak bir şey yok. Geçti artık."

"Her hatada böyle düşünürsek ... Bunu kabul etmiyorum." dedim ve ardından "Ayağın nasıl oldu? Adam bildiğin kramponuyla ayağını dağıttı!"

Tekrardan güldü. "Bir şeyim yok Sky. Sadece bir sorun çıkmasın diye buz tutuyorum o kadar."

"Eminsin değil mi? Bak! Eğer beni kandırıyorsan .." derken sözümü kesti. "Hayır Skylar, gayet iyiyim. Endişelenmen hoşuma gitse de, şimdilik buna gerek yok."

"Peki."

Gözlerimi kalabalık insan topluluğundan çekip, masmavi gökyüzüne baktım. Aslında bir ortak noktamız vardı. İkimizde aynı gökyüzüne sahiptik.

"Şimdi ne fark ettim, biliyor musun Neymar?"

"Beni çok özlediğini." dedi gülerek. Bende ona katıldım. Evet onu özlüyordum ama bu her zaman olan bir şeydi ve bunun zaten farkındaydım.

"Seni özlediğimin gayet farkındayım Neymar, benim bahsettiğim şey; aynı gökyüzüne sahip olduğumuz. Şuan ikimizde farklı ülkeler, farklı şehirlerde yaşıyoruz ama gökyüzümüz aynı."

Cümlemi bitirdikten sonra ondan birkaç saniyeliğine ses gelmedi.

"Neymar?"

"Az önce gökyüzü aracılığıyla sana bir öpücük yolladım Sky." dedi neşeyle. Sırıttım ve bende gökyüzüne doğru bir öpücük bıraktım. Etraftakiler bana 'ne yapıyor bu?' edasıyla bakıyorlardı.

"Bende sana yolladım."

Acı gülüşünün sesi bana ulaşmıştı.

"Sanırım iki ay kaldı ama ben önümüzde seneler varmış gibi hissediyorum." dedi. Nefesimi verdim ve oturduğum bankta doğruldum.

"Bende öyle hissediyorum, ama dayanmak zorundayız. Sadece iki ay. Sonrasında hep birlikte olacağız." dedim. Gözlerim buğulanıyordu.

"Seni çok özledim, ve burada bu konuyla ilgili konuşabileceğim kimse yok. Kimseye seni anlatamıyorum." Sesi titriyordu.

Birkaç saniye sonra arkadan gelen ses beni güldürmüştü. "Baba! Bu diş macunu değil mi?"

Davi Lucca.

Onu da özlemiştim. Hayatımda tandığım en sıcak kanlı çocuktu. Ayrıca, birde Neymar'ın oğlu olması, kalbimde başka bir yerinin olmasını sağlıyordu.

"Davi Lucca? Gel bakalım." dedi Neymar.

Kendi aralarında konuşuyorlardı ama sesleri bana geliyordu. Sanırım Davi, diş macunu yerine babasının traş köpüğünü kullanmış, dişlerine dahi sürmüştü.

Neymar'ın gülüşleri son bulduğunda "Birazdan döneceğim Sky, Davi ile küçük bir işimiz var."

Davi benim adımı duyduğunda "O Skylar mı! Skylar'la mı konuşuyorsun baba!" şeklinde cırladı. Gülümsedim ve "Merhaba Davi Lucca!"

"Onunla konuşmak istiyorum." dedi babasına. Neymar ise "Önce şu traş köpüklü dişlerini temizlemeliyiz. Sonra dilediğin kadar konuşabilirsin."

Biraz oflayıp poflamış, fakat Neymar onu banyoya götürmeyi başarmıştı. Arama hala devam ediyordu. Onlar ise banyodaydılar.

Bende bu süre zarfında oturduğum banktan kalktım ve Neymar'ın evinin anahtarının çantamda olup olmadığına baktım. Orada biraz vakit geçirmek istiyordum. Ve şanslıydım, anahtar çantamdaydı.

Training [Written by; Neymarable] TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin