'' Genç öl ve doyasıya eğlen.
Babam hayatını bu kafayla bir şahesere dönüştürdü.Tüm gün içmek ve gecelere kadar muhabbet etmek.
Güvercinlerin karanlık çökene kadar uçmaya devam ettiği gibi... ''
Lana Del Rey - Ride
9
Bacaklarım o kadar hissizdi ki her an yere yığılabilirdim. Elimde sadece küçük bir çanta vardı; çantanın içinde ise bir miktar para. Telefon götürmeyecektim. Genelde çanta kullanmayı sevmesem de motor yerine taksi ile gideceğim için yanımda para taşımam gerekiyordu.
Adımlarım merdivenlerin ahşap zemininde tok sesler çıkarırken etrafa yankı yapıyordu. Sonunda büyük salonda durduğumda Uraz, Araz ve kızların bir şeyler konuştuğunu fark ettim. Fakat ben gelince kızlar bir anda telaş yaptılar, Uraz ve Araz'ın aksine.
Yine neler dönüyordu burada?
Uraz'ın gözleri beni bulduğunda içmekte olduğu kahveyi püskürtecek gibi oldu. Araz ise öylece donakaldı, fazlasıyla şaşırtmıştı.
"Ne oluyor be?" Diye sordum kaşlarımı çatarak.
"İlk defa kıza benzemişsin de," dedi Uraz, vücudumu ezberlemek istercesine süzerken. Sesi alaycıydı. "Onun için şaşırdım."
Yüzüne yumruğu geçirmemek için zor tuttum kendimi.
"Nereye böyle?" Diye sordu Araz. Hâlâ şaşkındı.
"Sana ne?" Diye atıldı Kai. "Seni ilgilendirse söylerdi zaten."
"Sana ne be?" Dedi Araz kaşlarını çatıp yüzünü buruşturarak. "Sana mı sorduk?"
Araz'ın deniz gözlerinde boğulan sarı saçlı kızı hissettim. Acı çekiyordu.
"Araz?" Dedim sorar bir şekilde. Bana döndü. "Peki ya benden sana ne?"
Baktı, baktı, baktı... bir şey diyecek gibi oldu ama sustu.
"Ben gidiyorum," Dedim kapıya doğru dönerek.
Ama bir anda olduğum yere çivilendim. Uraz ve Araz, kızlara bir şey yapmazdı, değil mi?
"Siz ne yapacaksınız evde?" Diye sordum tekrar onlara dönüp gözlerimi üzerlerinde gezdirerek.
Uraz sorumu umursamadı bile. Diğerleri de omuz silkti. Evde kalacaklardı belli ki... Hem Uraz ve Araz o kadar da ileri gidemezdi, değil mi? Hayır, hayır yapmazlardı.
"Kaçta geleceksin?" Diye sordu Effy.
"Belli olmaz," dedim tekrar kapıya doğru yürümeye başladığımda. "Uyuyun siz."
Evden çıkarken Effy'nin arkamdan, "Kendine dikkat et!" Diye bağırışını duymuştum.
Ama Kai'den ses yoktu.
***
Bulunduğum ortam diğerleri gibi değildi; en azından ayaküstü sevişenler yoktu. Ama ortamı kalın bir duman tabakası ele geçirmişti. Lüks bir barda değildim ve yaklaşık on dakikadır bir bar taburesine oturmuş, beni kesen erkeklerle göz göze gelmemek için büyük bir çaba harcıyordum. Kendi aralarında bir şeyler söylüyor, bana bakıp gülüşüyordular.
Masalarına gidip kafalarını duvara sürte sürte kıvılcım çıkarmak isterdim ama sırası değildi. Sakin olmalıydım.
"Bakar mısınız?" Kalın bir erkek sesi duyduğumda ona döndüm. "Tilki siz misiniz?" Yapılı, uzun bir adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ
AksiYa ölümü istiyordu karanlığın içinde filizlenen kalbi ya da O'nu. Ama O... ölümden pek farklı sayılmazdı. Başlamasına sebep olduğu bu satranç oyununda siyah takım olmayı o seçmemişti ve o, sadece bir piyondan ibaretti. Kim derdi ki o siyah piyon, b...