Bir Veda Yazısı.
Bir yazarın zihninde doğup, parmakları arasında büyüyen ve olgunlaşan meyvelerin çürümesi, ellerinin koparılmasından daha fazla acı verir yazara. Bu meyvenin çürümesi yarım kalışındandır aslında. Demek istediğim, sevgili arkadaşlar, 'kısa' süreliğine kalememi wattpad platformundan uzak tutacağım. Bir gün tekrar burada, zihnimi aralayıp geride bıraktığımız ayak izlerini izleyeceğim. Oradaki her adımın benim için ehemmiyeti çok büyük, bu yüzden herkese ayrı ayrı çok teşekkür ederim.
Neden gidiyorum?
Bunun sebebini kimseye vermedim aslında ama cidden önemli sebeplerim olduğundan emin olabilirsiniz. Beni sevdiğine gönülden inandığım az da olsa insan tanıdım burada. İsim vermeyeceğim, onlar kendilerini biliyorlar; hepsine ayrı ayrı çok teşekkür ederim, bana çok şey kattılar ve hatta katmaya devam ediyorlar.
Ne zaman döneceğim?
Sömest tatiline kadar yokluğumun süreceğinin garantisini verebilirim sanırım; ama bir baktınız ki sömestra girmeden bir bölümle kapınızı çaldım! Bir de baktınız ki sömestr tatilini unuttuk ama hâlâ ortalıkta bir bölüm yok! Cidden biraz çatlak olduğum için ne yapacağım hiç belli olmuyor...
Fark ettiyseniz son bölümlere doğru bölümlerin Wattpad'e yükleniş süresi uzamaya başlamıştı. Son bölümlerde bir şeylerin eksik olduğu bana düşüncelerine değer verdiğim birkaç insan tarafından belirtilince, zaten bu aralar karanlığa bulanan zihnim zifiri karanlığa gömüldü ve gün ışığı alması için ihtiyacım gereken güçlü bir silah var. Eh, bunu hepimiz biliyoruz.
Ben yazmaya aşık bir insanım ve bir süreliğine de olsa -her yerde- yazmama kararı almak benim için fazla sancılı bir süreç oldu. Kendimi, güle deli gibi aşık olup yapraklarını yiyen kurtçuk gibi hissetmeye başlamıştım. Beni anlamanızı umuyorum. Şu an hem kendim, hem kitabım için sağlıklı olanı bu.
Açık konuşmak gerekirse buraya tekrar gelince daha hoş bir manzarayla karşılaşmak beni çok mutlu ederdi. Ha bir de, 9 ARALIK URAZ ARSLAN'ın doğum günü olduğundan dolayı bir prolog atabilirim. Bu da kalsın burada...
Ve eğer TİLKİ'yi bitiremeden ölürsem bu kitap yarım kalmalı."Dünya'nın merkezini ziyaret et," diyor Dünya'dan biri. "Orada gizli taşı bulacaksın."
Şu sözün önünde diz çökerek, gitmeden önce sizlere sevdiğim bir şiiri armağan etmek istiyorum. Bırakın müzik sonuna kadar ruhunuza ruhumu aşılasın; ardından sayfamı terk edebilirsiniz. Hoş kalın.
"Bir gün bunalırsan
Denizin dibinde
Yosunlara takılmış gibi soluksuz
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı.
Gökyüzü senindir.
Gözyüzü herkesindir."
BENİ UNUTUN; AMA TİLKİ'Yİ UNUTMAYIN.
00:01, 30 Eylül, 16.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TİLKİ
AksiYa ölümü istiyordu karanlığın içinde filizlenen kalbi ya da O'nu. Ama O... ölümden pek farklı sayılmazdı. Başlamasına sebep olduğu bu satranç oyununda siyah takım olmayı o seçmemişti ve o, sadece bir piyondan ibaretti. Kim derdi ki o siyah piyon, b...