Bebek

13K 660 100
                                    

Kalkıp tam yanıma oturdu. Bir elini belime koyarak kendine taraf çekti ve öptü. Bu sefer bende karşılık verdim. Nefes-nefese kaldığımızda geri çekildik. Sadece bir-birimize bakıyorduk. Diğer elinide belime koydu.

"Seni Seviyorum."

"Bende seni."

---

Ve şu anda uyuyorum. Daha doğrusu yer demi alıyorum. Eh şimdi siz diyeceksiniz: Noldu? O gün ne yaptınız? Falan Filan. Ama bu güzel yerde dursa iyi zaten. Dün resmen berbat oldu. Ne mi oldu? Tam böyle romantiklik yaşarken:

"Seni Seviyorum."

"Bende Seni." dedim. Ve ışıklar yandı. Hehehe. Valla sinirden gülüyorum şuan.

"Yov soz oksom oksom no yopoyonoz yov." diye içeri bir yandan gözünü ovuşturup bir yandan da esneyerek bir adet Emma girdi. Ayıcıklı pijamasıyla. E bizde haliyle bin şekle girip ayrıldık.

"Hiç canım. Sen hayrola? Akşam akşam." dedim ayağa kalkarken.

"Hiç susadım." dedi.

"Siz... N'apıyorsunuz?" dedi imalı imalı. E bizde bişeyler geveleyip ayrıldık. Ve kendi odalarımıza geçtik. Artık zorlada olsa uyuduk. Sonuç? Neyse. Sonunda gözlerimi açtım. Hızla ayağa kalktım. Ki kalktığımda da hız nedeniyle başım döndü. Biraz sonra kendime geldiğimde üstümü değişip aşağı indim. Emma hariç herkes salondaydı. (Duyanda 400 spartalı sanıcak.) Bende salona geçip tekli koltuklardan birine oturdum.

"Alex?" dedim. Bugün okula gitmesi lazımdı değil mi? Emin olmak için telefonuma baktım. Vallahada Allahın lanetli Pazartesi. (Azcık kafanızı karıştırayım dedim. ^^)

"Efendim." dedi bana bakarak.

"Sen okula gitmiyor muydun?" dediğimde omuz silkti.

"İstediğimde giderim. Kimsede karşı çıkmaz. Yani problem yok." dedi. Kafamı anladığımı belirtircesine salladım. Sonra da televizyondaki abuk-subuk belgeseli izlemeye koyuldum.

"Küçük kaplumbağalar daha yeni yumurtadan çıkmışken anneleri tarafından terk edilir. Ve ızsız denizle baş-başa kalır..." bla bla bla.

"Jen?" dedi Alex.

"Efendim." dedim ona bakarak.

"Dışarı çıkalım mı? Canım sıkıldı."

"Okula git."

"Dalga mı geçiyorsun?" dedi.

"Okumak iyidir. Annem hep bunu der. Pek işime yaramaz ama söyleyeyim dedim." dedim. Derin bir 'Off' çekti.

"Hadi ama. Sıkıldım ben. Kalk bi yerlere gidelim." dedi. Valla ne yalan söyliyim. Hem dışarı çıkma hevesim olduğundan, hem de bu belgeseli izlemek istemediğimden onayladım. Gidip üstümü değiştirdim. Sonra da telefonumuda alıp aşağıya indim. O da bekliyordu. Böyle üstünde 'HOTEL PIGALLE' yazan beyaz t-short ve altınada siyah şort giymişti. Bense siyah pantalon ve t-short giymiştim. (Gelecek bölümde medyaya koyacağım.) Birşey demeden dışarı çıktık. Benim de ısrarımla lunapark'a gittik. Israr değil tehtihle. Neyse boşverelim o kısımları. Yaklaşık 30 dakikadır 4 şeye bindik (O da zorla) ve şimdi de yürüyoruz. Yürürken biraz önde ve tam solumuzda Pamuk şeker gördüm. Yavaşça omzumu Alex'inkine çarptım.

"Yoruldum artık. Birşeye daha binmeyelim." dedi. Yine çarptım. Bu sefer bana baktı. Elimle pamuk şekeri gösterdim.

"E yok artık." dedi. Omuz silktim.

"Çocuk musun sen?"

"Evet. Hadi lütfen." dedim. Kolundan çekip oraya götürdüm. Bir güzel pamuk şeker sefası ardından eve dönecekken bir bebek sesii duydum. Ağlıyordu. Kafamı sesin sahibine çevirdiğimde böyle 1-2 yaşı anca olan bir bebek gördüm. Yerde ağlıyordu. Yanına gidip kucağıma aldım. Alex'te peşimden geldi. Kimsenin umrunda bile değildi.

"Kim o?" dedi Alex.

"Ne biliyim ben?! Çocuk işte ağlıyor." dedim. Ne kadar oynattıysam bi o kadar ağladı.

"Belki yemek istiyordur?" dedi Alex.

"Olabilir. Ne verelim pizza falan mı? Küçücük çocuğa. Dişleri bile çıkmamış daha." dedim.

"Süt falan alırız işte."

"E güzel konuşuyorsun da sütü nasıl içireceğiz?" dedim.

"Alıştırma bardağı gibi bişey vardı. Ondan alırız. Bu yakınlarda mağaza var galiba." dedi. Bende onu onayladım. 

Arabayla mağazaya doğru gittik. İçeri girip büyük mağaza arabası aldık. Çocuğu ön kısma oturttum. Alex böyle elini omzuma atmış. Bende arada etrafa arada bebeğe bakar şekilde yürüyorum. Sonunda bebek reyonuna geldiğimizde bardakların olduğu yere baktık. Böyle mavi bir bardak aldık. Sonrada oradan çıkıp içecek reyonuna gidip buzlukta saklanılmayan sütlerden aldık. Sıcak olsun dimi? Biz dışarı çıkıncada hava bayağı karanlık olmuştu. Poşeti arabanın içine koydum. O şöför koltuğuna bende yanına çocuk ta kucağımda gören aile sanar valla. Böyle çocukta çok şeker bişeydi zaten. Böyle Nasıl desem bildiğin sarı saçlı yeşil gözlü bir tatlılık. Arabaya oturduğumuzda çocuğu Alex'e verdim.

"Bi dakka tutsana." dedim. Çocuğun iki kolundan tutup bekledi.

"Kafan güzel mi? Öyle çocuk mu tutulur? Öldürcen çocuğu be." dedim. Sonra da ellerimi birleştirdim.(Anlatmayayım anlayın işte bebek tutar gibi yaptım.)

"Böyle." dedim. O da bebeği öyle tuttu.

"Hele şükür." dedim ve elime bardağı aldım. Sonra sütün kapağını açıp bardağa döktüm. İkisininde kapağını kapattım. Sütü arkaya attım. diğerininde ağız deyen kısmını temizleyip Alex'in elindeki bebeğe verdim. Alex'se bana bakıyordu.

"Ne var?" dedim gülümseyerek.

"Yolda görsem anne sanıcam." dedi o da gülerek.

"O kadar mı yaşlı görünüyorum?" dedim dudağımı büzerek.

"O kadar iyi birisin." dedi.

Valla devam etmek çok-çok-çok isterdim. Kaç bölümdür duygusallık yaşıyorsunuz biliyorum. Çabuk koymamın sebebiyse (Ki aslında baya yazmak istemiyordum.) dün halamlara gittiğimde kızı da gelmiş. Galiba benim kuzenim oluyor. Bilmiyorum. Çocuğunuda getirmiş. Medyadaki o yani. Valla çok şeker çocuk. O zaman böyle kendi-kendime düşünürken yazasım geldi. =D Ahh bide. Şu Alıştırma Bardağı var ya. Onu ismini zor buldum. Yani umarım doğru bulmuşumdur =D. Bu arada çok merak ediyorum. Başlığı 'Bebek' diye okuduğunuzda aklınıza ne geldi?? SevdeYazan'a 2 bölüm önce itkah sözü vermiştim. Unutmuşum. O yüzden bu bölüm sana güzelim.

:::İtfahler:::

1- AysenurGul988

2- CerenArslan11q

3- Hayaliss

4- Akakc6

5- BerraCelik365

6- ElisKallen

7- Hazalwomen

8- Ceren_Turkmen

Melez kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin