BÖLÜM 34: Seni affetmeyeceğim

9.7K 585 164
                                    

Kafamı kaldırıp öğretmene baktım. Ve hafif öksürdüm. Gülümsedim. Yavaşça kağıtı açtı. Gözlerimi büyüttüm. İtiraf ediyim yakışıklı o kadar. Lafı bir anlık kafamda yankı yaptı. Lan. Hemen öğretmenin elini tuttum. Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Şey...Öğretmenim. Bir sorun mu var acaba?" dedim elinden kağıtı almaya çalışırken. Jack'se hala gülüyordu.

"Alamazsın. Önce bakacağım. Benim dersimde bir-birinizle konuşacağınız o kadar özel mesele ne acaba?" dedi o da benim elimden çekmeye çalışırken.

"Hah. Ne olucak efendim. Verin -almayı dener- şunu -almayı dener- bana -almayı dener- artık  -alır-" dedim. Sonuç olarak kağıt bende. Öğretmen bana baktı (sinirle).

"Öğretmenine karşı geliyorsun ha? Sonunun nereye vardığını biliyorsun değil mi?" dedi. Bilmez miyim öğretmenim? Müdürle çoktan arkadaş olduk biz.

"Karşı gelmek değil ki bu? Sadece Jack -dişlerinin arasında söyler- Biraz sıkılmışta. Benle uğraşıyor." dedim. Dönüp Jack'e baktı. 

"İkinizden biri şu kağıtta ne yazıldığını söylemezse, kendim hallederim. Ve inanın siz bunu yaptığınıza pişman olacaksınız" dedi. İkimizde sustuk.

"Peki. Siz bilirsiniz?" dedi ve sınıftan çıktı. Jack'e baktım.

"Ne kadar güzel bir arkadaş" dediğimde omuz silkti.

"Eğlence olsun diye yapmıştım." dedi.

Derslerin bittiği zaman

Her kes sınıfta çıktığında bir ben ve Jack kalmıştık. Öğretmen sağolsun okuldan çıkmamamızı söyledi. Yoksa ailelerimizin haberi olacakmış. Birimiz gidersek diğerimiz sorumlu olacakmış. Tabiki bu çocukca laftan korkmadım. Alt tarafı babam beni öldürücek. Ne varki bunda..

"Eeeeh. Canı cehenneme. Gidiyorum ben." dedi Jack ve kapıya yöneldi. O hızla kapıya taraf irelilerken bende onun arkasında hızlı adımlarla gittim. Aniden durduğunda biraz afallasam da bende durdum. Niye durduğuna baktığımda önündeki sinirli Alex'le karşılaştım.

"Sen neden burdasın?" dedim.

"Konuşmamız gerek" dedi. Sesi o kadar sinirli çıkmışı ki, titrememe neden olmuştu. Önden gittiğinde Jack'e baktım.

"Sen beni idare edersin." dedim ve laf söylemesine izin vermeden yanından sıyrıldım. Alex merdivenlerin yanında durup bana döndü.

"Bu sefer açık konuşacağım. Ne var biliyor musun? Senin bu dengesizliklerinden bıktım artık." dedi.

"Ne dengesizliği?" dedim anlamsızca. Ya ben çok malım. Ya da o anlatmayı bilmiyor.

"Bana inkar etmeye kalkma. Öğretmenle seni gördüm. Jason bitti, Max bitti. Şimdi de öğretmen mi başladı? Sen gerçekten beni seviyor musun?" dedi.

"Gerçekten saçmalıyorsun artık. Sorduğun sorunun cevabını bildiğin halde ne diye soruyorsun?"

"Bilmiyorum artık. O yüzden soruyorum. Cevap verecek misin?  Yoksa bunu direk Hayır olarak mı kabul edeyim?!"

"Tabiki evet. Ordan nasıl görünüyor bilmiyorum. Ama sadece Jack yüzünden." 

"Ahh üzgünüm. Tabi evet. Öğretmenin elini tutmanda Jack yüzündendir. Yanlış anlamışım ben."

"Gerçekten yanlış anlıyorsun." dedim. Kafasını yukarı kaldırıp elini saçlarının içine daldırdı. Hırlama sesleri çıkarmaya başladı. Saçlarını çekiştiriyordu. Biraz geçtikten sonra sakinleşip bana baktı.

"Biliyor musun? Hadi sen şu yaptığın aptallığı anlamayana kadar konuşmayalım." dedi. Lafını kesmek istediğim sırada yine devam etti.

"Ve şunu aklında sakla ki, sen yaptığın şeyi gerçekten anlayıncaya kadar seni affetmeyeceğim." dedi ve gitti.

Komik birşey söyleyeceğim. Bu bölüme aklıma kurgu gelmişti. Direk yazayım dedim. Tam o sırada internet çalışmadı. Anneme-babama sordum. Aradılar internet şirketini. Dün tam olarak yaşadığım şehirde internet olmadığını öğrendim. Sonra yine yazdım. Dedim kendi internetimle koyayım. O da olmadı. Bölüm silindi. Bende bu gün yeniden yazdım. İşte bahanem. Ve son olarak. U.uu kavgaa varrr. Neyse. 

Sınır: +50 vote (geçen yapmıştınız), +140 yorum



Melez kızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin