Bal, inmesi gereken durağı kaçırmasına ramak kalmışken son anda atladı aşağıya kapanan kapılardan. Az daha atkısı sıkışıyordu kapıya. Evden zor çıkmıştı zaten, 'bu kış soğuğunda otobüs kapısına atkısı sıkıştığı için ölen kadın olacaktım az daha' diye söylendi kendi kendine. Gözlerinin önünde gazete manşetleri geldi, otobüsün kapısında atkısı sıkışmış, ayakları havada kalan ölü kadın. İnternet üzerinde de fenomen olacağı kesindi. Youtube kanalında bol bol videoları çıkardı artık. Ayakları yere bastığında aklında bunlarla yürümeye başladı. Otobüsten inmişti inmesine de hiçbir yere gitmek istemiyordu. Evden çıkmak istememişti ki, tembel tembel yatağında yatıp günü geçirecekti. Televizyonda ne kadar aptalca program - dizi - film varsa izleyecekti. Yani yaz sezonu yeni bitti ve o, onca düğün - dernek koşturmasından yeni yeni kendine geliyordu. Ama yok, olmaz, telefon çalmalıydı ille de ve en yakın arkadaşlarından biri muhakkak onu yerinden kalkmaya zorlayacak derecede dertli olmalıydı. Dertli demişken öyle hastane ya da polis işin içine girmiş kadar acil değil olay. Gönül meselesi kadar acil bu olay.
Aslında ona ille de gel diyen yoktu ama insanın en yakın arkadaşı arayıp telefonda zırlamaya başlayınca öylece oturup boş veremiyordu. Bal'ın kafasının içinde kavga eden ''vicdan'' ve ''tembellik'' arasında ki savaşı sonunda vicdanı kazandı çünkü arkadaşına yardıma gitmezse hissedeceği suçluluk duygusu fikrinden nefret etti. Ayaklarını sürüye sürüye Aylin'in evine doğru yürümeye başladı.
Otobüsten indikten sonra 7 dakika süren yol Bal'ın gayretiyle 25 dakika sürdü. Salına salına yürüyordu kaçınılmaz sona. Apartmana geldiğinde zili çalma fırsatı bulamadı, her zaman 'çatlak' olarak adlandırdığı arkadaşı onu pencerede bekliyordu ve geldiğini görünce hemen kapıyı açtı. Bal, 5.kata çıktığında evin kapısı sonuna kadar açıktı. Ağlamaktan gözleri şişmiş kırmızı burunlu Rudolf'a benzeyen sarı saçları dağılmış şiş suratlı biri ona bakıyordu. Sanırım bu 56.kavgaları falandı Cenk'le Aylin'in. Bir süre sonra saymayı bırakmıştı Bal, yorucu oluyordu. Bildiğin arkası yarın Brezilya pembe dizileri gibiydi ilişkileri.
Aylin onun eski iş yerinden arkadaşıydı. Onunla ilk tanıştığında Aylin, Bal için 'şirkete gelen rakip' diye düşünmüştü. Yok, öyle iş anlamında rakip değil, Cenk konusunda rakip. Bir süre Bal'la sağlam zıtlaşmıştı. Bal, bu zıtlaşmanın Cenk yüzünden olduğunu anladığında, ona karşı taktik değiştirmesi gerektiğine karar vermişti, yoksa bir gün ciddi kavga edeceklerdi. Cenk'le aralarını yaptığında Aylin'in Bal'a karşı yaklaşımı bir anda değişmişti, en yakın arkadaşı Bal olmuştu. 13.kavgalarından sonra keşke Aylin'le zıtlaşmaya devam eden iki manyak olsaydık diye çok kafasını duvarlara vurmamak için kendini zor tutmuştu Bal.
Aylin iyi kızdı, kalbi temiz, dost canlısıydı, sadece konu Cenk olduğunda karakteri değişiyordu. Hani şu ''erkeğime dokunanı yakarım'' tarzında paranoya yapanlar vardır ya, işte öyle biraz. Cenk'le bu kadar kavga etmesinin sebebi de buydu zaten, açık açık kıskançlık krizi yaşıyordu. Aslında bu konuda canını sıkmasına hiç gerek yoktu Aylin'in, çünkü aslında Cenk çok uzun süre Aylin'e gizliden âşıktı ama bunun için Bal gelene kadar hiçbir şey yapamamıştı.
Evden içeri girer girmez Aylin, Bal'ın boynuna atıldı ve haykırarak ağlamaya başladı. Ayakkabılarını bile çıkaramadı Bal. Zar zor Aylin'in ablukasından kurtulduğunda yüzünü yıkaması gerektiği konusunda onu ikna etti ve Aylin'i kendine getirmek için yapılması gerekenler listesini aklında tekrarladı. Mutfağa gidip ağlama ritüeli için hazırlık yapmaya başladı. Gelirken her hangi bir şey almak aklına gelmemişti. Kendini getirmek dışında... Daha neydi ki canım, sabah'ın bu kadar erken saatinde bunu bile yapabilmesi mucizeydi.
Dolapta neler var kurcaladı. 2 paket cips - mmm en sevdiğinden- , kola, kahve, tezgâhta bol bol rulo peçete - 'bugün biter bunlar' diye düşündü - buzdolabında 5 bira... Cips ve kolalarla başlamaya karar verdi, sıranın biralara gelmemesi için dua etti. Yoksa geceyi Aylin-Cenk ikilisinin bitmek bilmeyen 'neden bunlar oluyor' başlıklı konusu etrafında seminer dinleyerek geçirmek zorunda kalacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomanceHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...