Kaan'ın dudakları Bal'ın dudaklarını bulduktan sonra dünya ayaklarının altından hafifçe kaynama başlamıştı Bal'ın. Nefes almayı unutmuştu, elleri karıncalanmaya başlamıştı, bacakları titriyordu. Kaan'ın öpüşüne ne zaman karşılık vermeye başladığını farketmemişti bile. Ama o dudaklar... Ah o dudaklar...Soğuk buz gibi havada içtiği sıcak çikolaya gibiydi tadı. Yani çikolata'da bir kadının en iyi sevgililerinden biriydi şimdi, itiraf etmek lazımdı.
Bal, Kaan'ın dudaklarının keyfini sürerken, bir anda bir el Bal'ı kolundan tutup geriye doğru çekmişti. Dünyadan kopan ikili bir anda gerçek dünyaya geri dönmenin verdiği şaşkınlıkla birbirlerine baka kaldılar.... Ama Kaan'ın gözlerinin Bal'ın gözlerinde kaybolmasının bedeli suratının ortasına yediği koca bir yumruk - yok daha ziyade tokat mı desek yada bir elin parmak izlerini bırakmaya çalıştığı Cem çalışması - olmuştu. Kaan, suratının acısıyla garip sesler çıkarırken Bal, gerçekliğine geri dönmenin acısını hissetti içinde. Zira Cem salağı o gerçeklikteydi. Ya bu yapılacak şey miydi. Kaan'ın dudaklarının en güzel yerindeydi, tam.....
''Bal, Kaan'la mıydı randevun..!! sana inanamıyorum, ben burda acılar içindeyim, nişanlımdan ayrıldım, terkedildim ama en Kaan'la gezmelerdesin.''
''Cem, sen ne saçmalıyorsun Allah aşkına.'' Bal bu sırada Kaan'ın yüzüne bakmaya, c,dd, b,r hasar var mı anlamaya çalışıyordu.
''Ya oğlum manyak mısın sen.. Senin terkedişmişliğinle benim Bal'ı öpmemin ne alakası var dingil...Sen terk edildin diye kız yasa mı bağlayacak??'' Kaan, konuşurken bir yandan yanağını tutuyor, bir yandan da Bal'a koruma olmaya çalışıyordu... Bal'ın önüne geçmiş, Cem'in onunla direk temasını engellemeye çalışıyordu.
''Sen hele sen, hiç konuşma Kaan...'' diye diklendi Cem. ''Benim kız arkadaşımı nasıl öpersin!!''
Duyduklarına inanamayan Kaan ve Bal, birbirlerinin yüzüne baktılar şaşkın bir halde.
''Kızarkadaş??'' dedi Bal, etrafına bakındı sonra nerde o kız arkadaş, gibilerinden.
''Az önce, yani 10 saniye kadar önce ne dedi bu?'' Kaan hala Cem'in ağzından çıkan sözleri doğru duyduğundan emin olmaya çalışıyordu.
''Valla ben de anlamadım ama galiba 'kız arkadaşım'dedi gibi geldi bana'' Kaan ve Bal birbirlerine bakarken Cem, onların gözgöze olmalarını da kıskanınca araya girdi.
''Evet, Bal benim kız arkadaşım....Ondan uzak dur Kaan''
Bu sözlerin arkasından Bal'dan koca bir kahkaha yükseldi....
''Cem, annem bak bu düğün iptal olayı seni ciddi hırpalamış. Ay canım ya bu gerçekten aşıkmış nişanlısına....Kıyamam... Sandığım kadar ruhsuz ve boş değilmiş, gördün mü Kaan'' Sanki Cem, küçük bir çocukmuş gibi konuluşuyordu Bal.
Kaan, Bal'ın kulağına yaklaşıp''Harbi mi diyorsun? Ondan mı sence, bu saçmalaması ondan mı dersin?'' diye sordu. Yani sonuçta başka neden olabilirdi ki, adam düğün öncesi terk edildi, eski (!!) sevgilisini - her ne kadar birliktelikleri bir oyun üstüne kurulu olup kısa sürsede - hala sevgilisi sanıyordu...
''Yani, Cem, bu tür terkedilmelere alışık değildi, hep kızlar onun peşinde koşar, sırnaşırdı. Bünyesine ağır geldi terkedilmek heralde. Ay adam bi de benim kapımın önünde yaaa. '' Bal bir yandan gülerken bir yandan dert yanıyordu Kaan'a.
''Bak, Kaan...Bal'dan uzak dur, çek ellerini onun üzerinden. Bu kadar zaman bekledim onu, şimdi sana kaptırmaya niyetim yok.''Cem'in söylediklerine Bal gülmeye devam etti.
''Ay valla bana fenalık bastı. Güldüğüme bakmayın, sinirden. Cem, tamam bak asfalyalar atmış belli beyninde ama bu kadarı da fazla. Kendine gel artık. Biz ayrılalı yıllar oldu cicim. Hadi evine.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomanceHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...