Bal, Cem'le karşılaşmasının ardından 4 gün geçmesine rağmen hala o gün yaşadıklarını sindirmeye ve sakinleşmeye çalışıyordu. Kaan'ın onun hakkında ne düşüneceği konusunda çok endişelenmeye başlamıştı. Kendi kendine onu beğendiğini itiraf etti ama farkında olmadığı, Kaan'ın Bal'ın üstünde ki etkisiydi.
Aylin ve Cenk'in yanına gidip işleri gözden geçirmenin ve hazır olan siparişleri teslim etmenin vakti gelmişti. Son zamanlarda işini çok aksatmıştı ve bu yüzden son 3 gününü ve gecesini işlerini bitirmek için kullanmıştı.
Aylin'in ofisine gittiğinde arabasını park etti. Bagajdaki siparişleri almadan önce içerde ki çalışanlardan yardım istemeyi düşündü, paketler oldukça fazla ve ağırdı. Kapıdan girmeden kafasını aralıktan hafifçe içeri uzattı. İçerden Aylin'in 'biraz daha zorlarsan yemin ederim patlayacağım' ses tonu geliyordu. Bal, arkadaşını o kadar iyi tanıyordu ki onun sesinde ki en ufak bir tınının ve değişikliğin ne demek olduğunu hemen anlardı. Asıl sorun, karşısında ki diğer insanların bunu anlamamasıydı.
Aylin'e cevap veren kişinin sesini tanıdı Bal ve gözler kocaman açıldı. 'aman tanrım, yine mi gelmiş bu manyak' diye içinden geçirdi. Sanki onu görebilir ya da duyabilir gibi korktuğundan parmak ucunda eğilerek kapıdan içeri 'sıvıştı' ve çalışanlara zoraki bir fısıldamayla seslendi.
''ŞŞttt.... Mert.... Baksana...''
Mert, oldukça afallamıştı Bal'ın görüntüsüne. Bal'ın yukarı aşağı oynayan kaşları altında gözleri kocaman açılmıştı, eli 'buraya gel' dercesine deli gibi sallıyordu, dizlerini bükmüş yağ satarım bal satarım oyunu oynar gibi yere yakın duruyodu.
''Bana yardım et, bagajda bir sürü paket var''dedi.
''Bal hanım, iyi misiniz? Noldu?''
''şşştt... Adımı yüksek sesle söyleme, duyacaklar seni.'' Bunları söylerken Aylin'in odasını işaret ediyordu deli gibi. Mert odaya doğru kafasını çevirdi ve gözleri anlayışlı bir tebessümle kısıldı. Aynı Bal'ın yaptığı gibi fısıltıyla cevap verdi, zira bu Aylin hanım deli gibi kızgın olduğu ya da görüşmek istenmeyen bir müşteri olduğunda yaptığı şeydi Bal'ın.
''tamam. Siz arabanın yanına gidin, ben geliyorum şimdi.'' Mert'in sesinin kısıklığı tonunda ki alayı saklayamadı. Ufak bir kız çocuğu vardı karşısında sanki.
Bal, arabanın bagajından aceleyle paketleri çıkarmaya başladı. Bal, son paketin arkasına yüzünü saklayarak içeri girebileceğini düşündü ve en büyük paketi en sona bıraktı. Mert geldiğinde bütün paketleri tek tek içeri taşıdılar ve son büyük paketi Bal kucakladığında aceleyle kapıya yöneldi. Mert, elinde ki son paketi içeri bırakmıştı ve kalan bir şey var mı diye arabanın yanına dönüyordu. Tam kapıda Bal'la karşılaştı ve elindeki koca paketi almaya çalıştı.
''Bırak Mert, ben taşırım ablacım'' Bal yine fısıltı eşliğinde konuşuyordu.
''Yok Bal hanım, olur mu ben taşırım. Bırakın siz''
'' oğlum adımı söyleme demedim mi sana, duyacaklar içerden. Offf bırak geçeyim işte''
''Ama Bal hanım, bu paket çok ağır, hem Aylin hanım görürse benim canımı okur yardım etmiyorum diye'' Yalvarırcasına fısıltıyla konuşuyordu Mert.
''Mert, sen merak etme ben korurum seni Aylin'e karşı. Hani git, ben getiriyorum''
Mert ve Bal, kapıdan biraz ilerde paket konusunda cebelleşirken Aylin ve misafiri Aylin'in odasından çıktılar.
''Aaaa..Bal, canım bizde senden bahsettik şimdi. İti an çomağı hazırla'' dedi Melisa alaylı bir sesle. Çok komik ve tatlı bir espri yapmış gibi kendi kendine güldü. Bal, başından aşağıya, çin işkencesi misali damla damla kaynar su akıtılıyormuş gibi şok içindeydi.
'iti an, çomağı hazırla' mı demişti bu kadın. Elinde ki paketleri sert bir şekilde Mert'in eline tutuşturdu, sırtını dikleştirdi ve.... O an Aylin'le göz göze geldi. Aylin, öfkeden kudurmak üzereydi ve küçük bir kibrit kıvılcımına ihtiyacı olduğu belliydi, gerisi fırtına gibi esecekti.
Bal, derin bir nefes aldı, yüzüne favorisi olan yapmacık bir gülücük yapıştırdı. Sanki Alice harikalar diyarında kitabının dallardan inmeyen kedisine benziyordu. Sakin ve imalı tonlarla konuşmaya başladı.
''Merhaba...Genelde her zaman hazır tutuyorum çomağı ama senin ne zaman nerden çıkacağın belli olmuyor zira'' dedikten sonra 40 yıllık arkadaşına şaka yapmış gibi elini Melisa'nın kolunda yukarı aşağı gezdirdi. Melisa'nın herhangi bir şey demesine vakit bırakmamak için de hemen Aylin'e dönüp konuşmaya devam etti.
''Aylin'cim, nasılsın canım? Ne bu surat karabasan görmüş gibisin, iyi misin?'' Karabasan derken üstünü vurgulayarak söylemeyi ihmal etmemişti Bal.
''İyiyim Bal, iyiyim. Çok yoğun bir gün, ondan enerjim düşük galiba'' bakışları Bal'ın bakışlarına sabitlenmişti. 'kızım ne saçmalıyosun sen, zaten sinirim tepemde, patlıycam şimdi şu karıya' der gibi gözleri deli deli oynuyordu.
''Hımmm...Canım, çok yorma kendini diyorum sana hep, dinlemiyorsun. Siparişler hazır. Hepsini getirdim, Mert odaya yerleştirdi onları.''
Aylin, konuyu hemen kapatıp Melis'yı yollamak için ona döndü.
'Melisa'cığım, sen düşün konuştuklarımızı, son kararını bana 3gün sonra haber verirsin. Seni fazla tutmayayım ben, düğün hazırlıklarıyla vaktin zaten doluyordur. ''dedi Aylin ve kapıya doğru Melisa'yı yönlendirdi. Melisa, düğün lafını duyar duymaz Bal'ın söylediklerini unutmuştu bile. Hemen 'yine' havalara girdi ve pohpohlanmaya hazır kıvamda kapıdan dışarı çıktı.
''Ya kızım deli misin sen? Ne diye laf yarışına giriyorsun bununla.''
''Allah Allah. Kadın bana it diyecek, ben olduğum yerde duracağım yüzümde aptal sırıtışımla. Oldu canım.''
''Bal, ben de bayılmıyorum ama sonuçta müşteri''
''Aylin'cim, kimse kusura bakmasın, 'müşteri her zaman haklıdır' politikası müşteri bana hakaret etmeye başladığı noktada son bulur. İş yapıyoruz burada, köle olmuyoruz... İyi de ne istiyor senden bu deli??''
''Düğününü burada yapacakmış. Onun için geldi. Geçen geldiğinde keşfe çıkmışta, şimdi kesin kararını vermiş. Bu arada bu deli, organizasyon aktiviteleri için de seni istiyor. Çok metini duymuş.''
Bal, duyduylarına inanamıyordu. Bu kadın ya fazla sekiydi yada fazla aptal. Para kazanabilecek olmanın hissettirdiği güzel duygularla Melisa'nın parayı kazandıracak olmasının getirdiği mide ağrısı arasında gel-git yaşadı. Sonunda Aylin'i de üzmemek ve geçmişin intikamını almak için karar verdi Bal.
''Pahalıyımdır ona göre... Para mı da önceden alırım. Sipariş iadesi veya iptali yoktur... Bence sende aynı şekilde anlaşma yapsan iyi olur''
''Zaten patrona söyledim. Benim şartlarımda yapılmayacaksa ben yokum, başka birine devredin bu düğünü dedim... Ay gel, odaya gidelim, kahve içmem lazım. Sinir katsayım, çarpanları aştı gidiyo.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adını koyamadım ki.....
RomanceHayatı rahat ve özgür yaşamaya alışmış Bal, Kaan'la karşılarırsa.... hem de tekrar..... ve hatırlamazsa, hatırlayamazsa.... Modern ama bir okadar havalı Kaan, Bal'ı tekrar gördüğünde Bal'ın kendisini hatırlamadığını anlarsa... Karşılaşmaları ikisin...