Nil - Bölüm 9

11 2 0
                                    

Bal, Kaan'ın ofisine gittiğinde saat 5'e geliyordu, bir süre sessizce misafirlere ayrılan bekleme bölümünde oturdu. Kaan'ın asistanı Bal'a bir kahve ikram etti. 

Bekleme sırasında Kaan'ın asistanı Bal ile sohbet etmeye başlamıştı... Düğünler, dekorasyonlar ve son moda akımlarından bahsederken sohbet gittikçe güzelleşmişti. Bal, Kaan'ın asistanının bu kadar sıcak ve cana yakın olacağını tahmin etmiyordu. Kaan, iki kadın sohbete devam ederken odasından çıktı ve yanında ki elemanına son talimatları verdi.

''Suat, sen son planları gönder Kerem Bey'e... Onaylarsa projeyi 7 gün sonra başlatmak üzere programı hazırlayın...''

Sözleri bittikten sonra Bal'ı farkedince yaınna gitti. 

Şakayla karışık ''Nil'cim, Bal'ın geldiğini neden bana haber vermedin. Dört gözle onu beklediğimi biliyorsun. Meraklı turşu.'' dedi. 

 Bal, Kaan'ın asistanıyla samimiyetine şaşırmıştı.  Kaan, Bal'ın yanına geldiğinde Bal ayağa kalktı. Kaan ''Sohbete bakılırsa siz tanışmışsınız. Ama olsun ben tanıştırayım tekrar. Bal, bu kız kardeşim ve asistanım Nil. Nil, bu asi ve dobra Bal.'' 

 Bal, biraz utanmıştı. Yani sonuçta Nil onun kardeşiydi. Bir an içinden kendi kendine '' ne utanıyorsun görücüye çıkmış kızlar gibi, kendine gel be. Deli'' dedi. Evet, Nil'in yanında utandığını fark etti. İyi de niye...

Kaan, Bal'ı odasına doğru yönlendirdi. Kapının karşısında Kaan'ın masası vardı. Sol tarafta, toplantı masası, sağ tarafta da misafirlerle rahatça oturup uzun uzun sohbetler yapabileceği bir koltuk takımı. Kaan, Bal'a koltuk takımını işaret etti. ''Biraz sohbet edelim sonra sana fotoğrafları gösteririm ve iş hakkında konuşuruz. 'dedi. Bal'ın oturduğu koltuk o kadar rahattı ki, Bal içinden '' bu gece beni burada bırakın, yarın alırsınız'' diyordu. Kaan, Bal'ın surat ifadesini fark etmişti, tam anlamıyla keyfi yerindeydi. ''Ne içersin' 'diye sordu Kaan. Bal, kahve üstüne kahve ağır gelir mi diye düşünürken ağzı ondan önce davrandı ve '' şekerli Türk kahvesi'' deyiverdi.

Kahve geldiğinde Bal ve Kaan, çoktan Kaan'ın çektiği fotoğraflara yoğunlaşmışlardı. Kaan, evin her yönünü çekmişti. Salon, odalar, dev pencereler, teras... Bal, evi fotoğraflardan gördüğü kadarıyla bile beğenmişti. Evde yapılacak çalışmalar üzerine biraz fikir alışverişi yaptıktan sonra saatin 7'yi geçtiğini fark ettiklerinde Bal şaşırdı. Zamanın Kaan'ın yanında bu kadar hızlı geçeceğini sanmamıştı. ''Tamam adam yakışıklı, hazır cevap, muzip ve akıllı... ama lütfen adamı hatırlamadın, üstelik beraber iş yapacaksın'' diye içinden söylendi.

Kaan'da zamanı fark etmiş olacak ki ''hadi bir şeyler yiyelim' dedi. Kapıdan çıkarken Nil'e onlara katılmak isteyip istemediğini sordular, hayır cevabını alınca da kapıya doğru devam ettiler. Kaan, yeni açılan bir noodle lokantasını tavsiye etti, hem lezzetliydi, hem de rahat. Bal, bu iki özelliğin de çok sevdi. 

Siparişlerini verdikten sonra havadan sudan sohbetler devam etti. Bal, Kaan'a karşı kendini mahcup hissetmeye başladı. Sonuçta onu hatırlaması gerekirdi, kızların anlattığı gibi geceyi sohbet ederek geçirdilerse hele. Sonunda dayanamayıp konuşmaya başladı.

''Senden özür dilemem gerek. '' dedi Bal. Kaan'ın suratında hiçbir ifade değişikliği yoktu. Bal konuşmasına devam etti. ''Biz seninle 2 sene önce tanışmışız.' Bunu söylerken elindeki yemek çubuklarıyla oynuyordu.

Kaan'ın tepkisini merak ettiği için bir an gözlerini kaldırıp ona baktı ve tekrar çubuklarla oynamaya devam etti. 

''Kızlar anlattı. İçkiyi fazla kaçırınca hafızamı rafa kaldırmak gibi kötü bir alışkanlığım var maalesef. Üzerinden 2yıl geçse de söylediklerim ya da kırdığım potlar için özür dilerim - her ne kadar ne dediğimi hatırlamıyorsam da.... ama kendimi biliyorsam kesin çenem düşmüştür.'' Sözlerini bitirdikten sonra Kaan'a kaçamak bakışlar attı. Kaan, oldukça rahat görünüyordu.

''Aslına bakarsan beni hatırlamıyor olmana üzüldüm. Zira çok keyifli bir gece olmuştu. Ve biraz da terapi görmüş gibi olmuştum ''. Kaan, 'keyifli bir gece' derken kelimelerin üstüne bastıra bastıra konuşuyordu. Bal 'ne gibi' dercesine Kaan'a baktı, sesnde ki imayı anlamıştı ve aklında soru işaretleri ordan oraya koşturmaya başlamıştı...

Kana konuşmasına yumuşak bir nefes alarak devam etti. '' O geceden 2 gece önce nişanlım beni terk etti. Moralim oldukça bozuktu ve Cenklerin yanına biraz kafa dağıtmaya gelmiştim. Seninle sohbete başladık ve anlaşılan içkiyi fazla kaçırmışız.''

Bal, Kaan'ın yüzüne ' ne sürprizler çıkacak acaba şimdi' der gibi bakıyordu. Kaan gülmeye başladı. Bal'ın surat ifadesi çok hoşuna gitmişti. Koku filmi izlerken korkunç bir sahnenin geleceğini fark eden kadın gibiydi.

''neyse konuyu burada kapatalım, yoksa birazdan korkudan kalbine inecek. Şu suratının haline bak.'' Gülüyordu Kaan. Bal, utanmıştı ve yanakları kızardı. 'Sana o gece neler olduğunu, neler konuştuğumuzu zamanı gelince anlatırım'' dedi Kaan ve Bal'ın bir şey söylemesine fırsat bırakmadan hesabı istedi. Bal'a herşeyi bir seferde anlatıp işin tadını kaçırmak istemiyordu. Herşey yavaş yavaş ve tane tane anlatılmalıydı...Gittikçe daha da çok hoşlanıyordu bu kızdan....

a


adını koyamadım ki.....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin